9789757496540
367508
https://www.sehadetkitap.com/urun/kacak
Kaçak
39.00
İlk gıcırtı 2 Mayıs Pazartesi günü, sabah saat sekizde oldu. Her zamanki gibi, sekize beş kala, erkek lisesinin zili çalmış, kırmızı tuğlalarla döşeli avluya dağılmış olan öğrenciler, sınıfların önünde toplanıp, uzun sıralar oluşturmuşlardı. Ta sola, su deposunun orada, altıncı, yedinci sınıflardaki ufaklar sıralanmıştı, koşmuşlardı, saları karmakarışık, yüzleri kırmızıydı. Sağa doğru ilerlendikçe, daha büyük çocuklara rastlanıyordu, sonuncuların giysileri büyük adam giysileri, sesleri kalındı, dudaklarının üzerinde bıyık gölgeleri vardı. Güneşin ışınları keskin, hava parlaktı. Surların oradan bir asker bandosunun bakırsı sesleri geliyordu, vapur düdükleri gel-git zamanı olduğunu, balıkçı gemilerinin La Rochelle limanından ayrıldıklarını bildiriyordu. Bir dinsel tören havası vardı bu dakikada. Her kapının önünde, bir dizi çocuk sabırla bekliyordu. Biraz önce toplanmış olan öğretmenler birbirlerinin elini sıkıyor, bir sıranın başına geçiyorlardı. Her öğretmenin kendine göre bir tempo'su vardır. Kimileri başları önlerinde gelir, dosdoğru sınıfın kapısına yürür, çocuklar girsinler diye çekilirler, onları görmezler bile. Kimileri ağır ağır yürür, bu günlük yüklenimin tadını çıkarır çocukları bir bir gözden geçirir, sırayı devinime geçirmek için baş parmaklarıyla işaret parmaklarını şaklatırlar. (Kitabın Girişinden)
İlk gıcırtı 2 Mayıs Pazartesi günü, sabah saat sekizde oldu. Her zamanki gibi, sekize beş kala, erkek lisesinin zili çalmış, kırmızı tuğlalarla döşeli avluya dağılmış olan öğrenciler, sınıfların önünde toplanıp, uzun sıralar oluşturmuşlardı. Ta sola, su deposunun orada, altıncı, yedinci sınıflardaki ufaklar sıralanmıştı, koşmuşlardı, saları karmakarışık, yüzleri kırmızıydı. Sağa doğru ilerlendikçe, daha büyük çocuklara rastlanıyordu, sonuncuların giysileri büyük adam giysileri, sesleri kalındı, dudaklarının üzerinde bıyık gölgeleri vardı. Güneşin ışınları keskin, hava parlaktı. Surların oradan bir asker bandosunun bakırsı sesleri geliyordu, vapur düdükleri gel-git zamanı olduğunu, balıkçı gemilerinin La Rochelle limanından ayrıldıklarını bildiriyordu. Bir dinsel tören havası vardı bu dakikada. Her kapının önünde, bir dizi çocuk sabırla bekliyordu. Biraz önce toplanmış olan öğretmenler birbirlerinin elini sıkıyor, bir sıranın başına geçiyorlardı. Her öğretmenin kendine göre bir tempo'su vardır. Kimileri başları önlerinde gelir, dosdoğru sınıfın kapısına yürür, çocuklar girsinler diye çekilirler, onları görmezler bile. Kimileri ağır ağır yürür, bu günlük yüklenimin tadını çıkarır çocukları bir bir gözden geçirir, sırayı devinime geçirmek için baş parmaklarıyla işaret parmaklarını şaklatırlar. (Kitabın Girişinden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.