9786052048207
456213
https://www.sehadetkitap.com/urun/iz-yok-vukuat-yok
İz Yok Vukuat Yok
70.84
İnsan belleği, acımasız kayıt alanı; unut dersin
unutmaz, unutma dersin unutur...
Nizamiyeye girdiği andan itibaren Orhan buradaki
düzeni fark etmişti. Yerini yadırgaması kadar, yaptığı
iç muhasebe de onu uyutmuyordu.
Bu ızdırabın içinde ne işi vardı? Sadece yaptığı hata
mıydı onu buraya getiren? Sevdiceğine ve kendine acı
çektiren? Nereye akıyordu zaman?
Kura günü gelip çattığında "En uzak" diye diye sınır
karakolunu çekmişti.
Geçecekti elbet ama belli ki böyle zor geçecekti!..
...
Başçavuş dolma kalemini çıkarıp Orhan'a göstere
göstere deftere "İz yok, vukuat yok." yazdı ve imzasını
attı. Orhan bir an sessiz kaldıktan sonra dayanamayıp
başçavuşun oturduğu masaya eğilerek ve kollarını
kartal kanadı gibi açarak "İz de vardı, vukuat da!"
dedi. Sinirden sesi titriyordu.
"Evet, izi düzelttim ve iz yok, vukuat yok yazdım.
Yarın sen de aynı şeyi yapacaksın. Komutan, ülkenin
bu en uzun sınır hattında tek ayak izini bu sabah sen
mi gördün sanıyorsun?" Evet, hiçbir karakoldan
vukuat haberi yoktu. Diğer taburlardan da diğer
alaylardan da.
...
Orhan odasına girdi. Kapıyı kilitledi. Ailesine, Nazlı'ya
ve Filize bir veda mektubu yazdı. Üç dönem önceki
asteğmenin intihar ettiği odada aynı kadere doğru yol
alıyordu. G3 piyade tüfeğinin namlusunu ağzına
soktu.
Her yana saçılmış beyin düşünmezdi. Durmuş kalp
yanmazdı ve artık bu ızdırapla yaşanmazdı...
İnsan belleği, acımasız kayıt alanı; unut dersin
unutmaz, unutma dersin unutur...
Nizamiyeye girdiği andan itibaren Orhan buradaki
düzeni fark etmişti. Yerini yadırgaması kadar, yaptığı
iç muhasebe de onu uyutmuyordu.
Bu ızdırabın içinde ne işi vardı? Sadece yaptığı hata
mıydı onu buraya getiren? Sevdiceğine ve kendine acı
çektiren? Nereye akıyordu zaman?
Kura günü gelip çattığında "En uzak" diye diye sınır
karakolunu çekmişti.
Geçecekti elbet ama belli ki böyle zor geçecekti!..
...
Başçavuş dolma kalemini çıkarıp Orhan'a göstere
göstere deftere "İz yok, vukuat yok." yazdı ve imzasını
attı. Orhan bir an sessiz kaldıktan sonra dayanamayıp
başçavuşun oturduğu masaya eğilerek ve kollarını
kartal kanadı gibi açarak "İz de vardı, vukuat da!"
dedi. Sinirden sesi titriyordu.
"Evet, izi düzelttim ve iz yok, vukuat yok yazdım.
Yarın sen de aynı şeyi yapacaksın. Komutan, ülkenin
bu en uzun sınır hattında tek ayak izini bu sabah sen
mi gördün sanıyorsun?" Evet, hiçbir karakoldan
vukuat haberi yoktu. Diğer taburlardan da diğer
alaylardan da.
...
Orhan odasına girdi. Kapıyı kilitledi. Ailesine, Nazlı'ya
ve Filize bir veda mektubu yazdı. Üç dönem önceki
asteğmenin intihar ettiği odada aynı kadere doğru yol
alıyordu. G3 piyade tüfeğinin namlusunu ağzına
soktu.
Her yana saçılmış beyin düşünmezdi. Durmuş kalp
yanmazdı ve artık bu ızdırapla yaşanmazdı...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.