İstanbul'da Bir Zürafa

Stok Kodu:
9789944887595
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
166
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
29
Basım Tarihi:
2019-02-22
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
84,00TL
53,76TL
Havale/EFT ile: 52,68TL
9789944887595
385436
İstanbul'da Bir Zürafa
İstanbul'da Bir Zürafa
53.76
II. Mahmutun tahtta oturduğu 1823 yılında, İstanbul Limanına yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürafa vardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın padişaha armağan olarak gönderdiği zürafa, kendisini ilk kez gören İstanbulluların şaşkın bakışları arasında Çinili Köşk Meydanına getirilir. Zürafa, padişahın 27 Kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. Hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, Habeş Ahmet Ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: Zürafa müteyemmen ve mübarek bir hayvan olup onu eliyle tutarak bir kere gezdiren Müslüman yeryüzünde hiçbir zarar ve ziyan görmez. Sonra da, hayvandan çok korkan Abdi Beye doğru bakarak şunları söyler: Haydi, Müslüman olan gelsin, zürafayı şöyle bir gezdirelim. Kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir. Padişahın memuldür sözü üzerine kendini eller üstünde bulan Padişahın Küpeli Çavuşu Abdi Bey, zürafanın üstüne oturtulur. Abdi Beyin yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan huysuzlanarak İshakiye Köşküne doğru koşmaya başlar. Bu sırada Abdi Beyin padişaha seslenişi duyulur: Ahret hakkını helal eyle efendimiz. İlk menzilimiz ecel beşiğidir. İşte bindim gidiyorum. Elveda. Büyük olasılıkla Bindim bir alamete, gidiyorum kıyamete sözü zürafa sırtındaki Abdi Bey tarafından söylenmiştir...
II. Mahmutun tahtta oturduğu 1823 yılında, İstanbul Limanına yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürafa vardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın padişaha armağan olarak gönderdiği zürafa, kendisini ilk kez gören İstanbulluların şaşkın bakışları arasında Çinili Köşk Meydanına getirilir. Zürafa, padişahın 27 Kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. Hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, Habeş Ahmet Ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: Zürafa müteyemmen ve mübarek bir hayvan olup onu eliyle tutarak bir kere gezdiren Müslüman yeryüzünde hiçbir zarar ve ziyan görmez. Sonra da, hayvandan çok korkan Abdi Beye doğru bakarak şunları söyler: Haydi, Müslüman olan gelsin, zürafayı şöyle bir gezdirelim. Kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir. Padişahın memuldür sözü üzerine kendini eller üstünde bulan Padişahın Küpeli Çavuşu Abdi Bey, zürafanın üstüne oturtulur. Abdi Beyin yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan huysuzlanarak İshakiye Köşküne doğru koşmaya başlar. Bu sırada Abdi Beyin padişaha seslenişi duyulur: Ahret hakkını helal eyle efendimiz. İlk menzilimiz ecel beşiğidir. İşte bindim gidiyorum. Elveda. Büyük olasılıkla Bindim bir alamete, gidiyorum kıyamete sözü zürafa sırtındaki Abdi Bey tarafından söylenmiştir...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat