9786253998127
696530
https://www.sehadetkitap.com/urun/islamofobi-nin-5n1k-si
İslamofobi’nin 5N1K’sı
217.50
İlk olarak Fransızca kavram olarak ortaya çıkmış ancak İngilizce'de meşruiyet
kazanmış bir terim olan İslamofobi, önce Batı dillerinde ardından da Doğu dillerinde
kullanılmaya başlanmıştır. Ancak kavramı eleştirenler olduğu kadar kavramın
akademik literatürde ele alınması konusunda ısrar edenler de bulunmaktadır.
İslamofobinin anlamı ve kapsamı tartışma konusu olmaya devam etse de ortak
görüş tarihsel süreçtir. Kökeni Hıristiyanlık ve Haçlı Seferlerine dayanan, kolonyalizmle
birlikte yaygınlaşan ve 21. yüzyılda da farklı tezahürleri ile varlığını sürdüren
İslamofobi asırlardır süregelen İslam ve Müslüman düşmanlığına işaret etmektedir.
Oryantalizmle birlikte başlayan İslam ve Müslümanlara yönelik düşmanlık medeniyet
çatışması perspektifinden ele alınırken bugün de İslam ve Müslümanlar aynı şekilde
medeniyetler çatışması penceresinden değerlendirilmektedirler. Dün olduğu
gibi bugün de İslam ve Müslümanlar Batı'nın teolojik ve siyasî düşüncesinde en
mükemmel düşmanı temsil etmeye devam etmektedirler. İslamofobi Batı kimliğinde
içkin bir düşmanlığın dışa vurumudur.
Müslümanların karşılaştıkları ayrımcılıklar, nefret söylemleri ve nefret suçları
İslamofobinin dünyada küresel bir sorun oluşturduğunu göstermektedir.
Günümüzde göç gibi güncel konular; İslamlaşma ve istila tezlerinin sahibi aşırı
sağ gibi siyasî gelişmeler; cami ve minare gibi gibi görünürlük tartışmaları yanında
kamusal alanda ve okullarda başörtüsü, uzun etek ve uzun elbise yasakları ile
birlikte üniforma zorunluluğu tartışmaları; plajlarda ve havuzlarda burkini yasağı;
Euro-İslam'ın İslamı ve Müslümanları terbiye etme ve evcilleştirme projesi; İslam'ın
şiddet ve terör bağlantısı iddiası; İslamlaşan ve radikalleşen ve dolayısıyla teröriste
dönüşen Müslümanlar iddiası; medyanın İslamofobik tutumları normalleştirerek
yaygınlaştırma çabası; TV, sinema, dizi sektörlerinin ve çevrimiçi İslamofobinin Öteki
yaratma çabası ve mizah ve karikatürlerin kadim düşmanlığına vurgusunun altında
medeniyetler çatışması yaklaşımı yatmaktadır. Bütün bu faktörler İslamofobinin
ne kadar köklü ve geniş kapsamlı bir çalışma alanı oluşturduğunu göstermektedir.
Dolayısıyla bu çalışmada çeşitli başlıklar halinde değinilerek İslam ve Müslümanlara
yönelik nefret ve düşmanlığı içeren İslamofobinin toplumsal, siyasî ve ideolojik
yansımaları tartışılmıştır.
İlk olarak Fransızca kavram olarak ortaya çıkmış ancak İngilizce'de meşruiyet
kazanmış bir terim olan İslamofobi, önce Batı dillerinde ardından da Doğu dillerinde
kullanılmaya başlanmıştır. Ancak kavramı eleştirenler olduğu kadar kavramın
akademik literatürde ele alınması konusunda ısrar edenler de bulunmaktadır.
İslamofobinin anlamı ve kapsamı tartışma konusu olmaya devam etse de ortak
görüş tarihsel süreçtir. Kökeni Hıristiyanlık ve Haçlı Seferlerine dayanan, kolonyalizmle
birlikte yaygınlaşan ve 21. yüzyılda da farklı tezahürleri ile varlığını sürdüren
İslamofobi asırlardır süregelen İslam ve Müslüman düşmanlığına işaret etmektedir.
Oryantalizmle birlikte başlayan İslam ve Müslümanlara yönelik düşmanlık medeniyet
çatışması perspektifinden ele alınırken bugün de İslam ve Müslümanlar aynı şekilde
medeniyetler çatışması penceresinden değerlendirilmektedirler. Dün olduğu
gibi bugün de İslam ve Müslümanlar Batı'nın teolojik ve siyasî düşüncesinde en
mükemmel düşmanı temsil etmeye devam etmektedirler. İslamofobi Batı kimliğinde
içkin bir düşmanlığın dışa vurumudur.
Müslümanların karşılaştıkları ayrımcılıklar, nefret söylemleri ve nefret suçları
İslamofobinin dünyada küresel bir sorun oluşturduğunu göstermektedir.
Günümüzde göç gibi güncel konular; İslamlaşma ve istila tezlerinin sahibi aşırı
sağ gibi siyasî gelişmeler; cami ve minare gibi gibi görünürlük tartışmaları yanında
kamusal alanda ve okullarda başörtüsü, uzun etek ve uzun elbise yasakları ile
birlikte üniforma zorunluluğu tartışmaları; plajlarda ve havuzlarda burkini yasağı;
Euro-İslam'ın İslamı ve Müslümanları terbiye etme ve evcilleştirme projesi; İslam'ın
şiddet ve terör bağlantısı iddiası; İslamlaşan ve radikalleşen ve dolayısıyla teröriste
dönüşen Müslümanlar iddiası; medyanın İslamofobik tutumları normalleştirerek
yaygınlaştırma çabası; TV, sinema, dizi sektörlerinin ve çevrimiçi İslamofobinin Öteki
yaratma çabası ve mizah ve karikatürlerin kadim düşmanlığına vurgusunun altında
medeniyetler çatışması yaklaşımı yatmaktadır. Bütün bu faktörler İslamofobinin
ne kadar köklü ve geniş kapsamlı bir çalışma alanı oluşturduğunu göstermektedir.
Dolayısıyla bu çalışmada çeşitli başlıklar halinde değinilerek İslam ve Müslümanlara
yönelik nefret ve düşmanlığı içeren İslamofobinin toplumsal, siyasî ve ideolojik
yansımaları tartışılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.