İslamcılığın Doğuşu; Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Gelişimi

Stok Kodu:
9786054402069
Boyut:
165-235-0
Sayfa Sayısı:
471
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011-12-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
280,00TL
257,60TL
Havale/EFT ile: 252,45TL
9786054402069
726991
İslamcılığın Doğuşu; Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Gelişimi
İslamcılığın Doğuşu; Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Gelişimi
257.60
Din, egemenlerin bir manipülasyon ve egemenlik aracı olarak kullanılmıştır ama, aynı zamanda, yığınların protestosu da olabilmiştir. Engels'in anlattığı gibi, Avrupa'da Thomas Münzer'in etkin olduğu isyanlarında, yoksul köylüler aristokratların şatolarının yanısıra kiliseleri de yakmaktaydılar. Bu temel işlevsel ayrışmayı çözümleyebilmek için de, araştırmacılar bakımından, hep bir "resmi din-popüler din" ya da "din-mezhep" ayrımı yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Tiftikçi'nin tezi,genellikle "dinciliğin" birincisi işleve hizmet ettiği ve dinin ikinci işlevini çarpıtmanın, denetim altında tutmanın bir yolu olduğu yönünde. Dinciliğin eleştirisini de bu savdan hareketle yapıyor. Yazar, Marks'ın yolunda, dine ilişkin kaba saptamalara düşmeden, dinciliği, onun sosyal/politik değişimini, işlevini, öyküsünü, dolayısıyla da, insanı, toplumu, bir büyük hayat serüvenini anlatıyor. Bilinmeyen karşısındaki korkudan ve bilinen karşısındaki umarsızlıktan kurtulmaya uzanan insani arayışın kaçınılmaz karşıtını, bu arayışı saptırma dinamiklerini ve kaynaklarını inceliyor, dinciliği de bu diyalektik içine oturtuyor Osman Tiftikçi. Haluk Gerger
Din, egemenlerin bir manipülasyon ve egemenlik aracı olarak kullanılmıştır ama, aynı zamanda, yığınların protestosu da olabilmiştir. Engels'in anlattığı gibi, Avrupa'da Thomas Münzer'in etkin olduğu isyanlarında, yoksul köylüler aristokratların şatolarının yanısıra kiliseleri de yakmaktaydılar. Bu temel işlevsel ayrışmayı çözümleyebilmek için de, araştırmacılar bakımından, hep bir "resmi din-popüler din" ya da "din-mezhep" ayrımı yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Tiftikçi'nin tezi,genellikle "dinciliğin" birincisi işleve hizmet ettiği ve dinin ikinci işlevini çarpıtmanın, denetim altında tutmanın bir yolu olduğu yönünde. Dinciliğin eleştirisini de bu savdan hareketle yapıyor. Yazar, Marks'ın yolunda, dine ilişkin kaba saptamalara düşmeden, dinciliği, onun sosyal/politik değişimini, işlevini, öyküsünü, dolayısıyla da, insanı, toplumu, bir büyük hayat serüvenini anlatıyor. Bilinmeyen karşısındaki korkudan ve bilinen karşısındaki umarsızlıktan kurtulmaya uzanan insani arayışın kaçınılmaz karşıtını, bu arayışı saptırma dinamiklerini ve kaynaklarını inceliyor, dinciliği de bu diyalektik içine oturtuyor Osman Tiftikçi. Haluk Gerger
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat