İslam ve Hıristiyan Sanatında Melekler, Peygamberler ve Azizler; Angels, Prophets and Saints In Islamic and Christian Art
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
233
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-02-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%18
indirimli
90,00TL
73,80TL
Havale/EFT ile:
72,32TL
9786053961062
713799
https://www.sehadetkitap.com/urun/islam-ve-hiristiyan-sanatinda-melekler-peygamberler-ve-azizler-angels-prophets-and-saints-in-islamic-and-christian-art
İslam ve Hıristiyan Sanatında Melekler, Peygamberler ve Azizler; Angels, Prophets and Saints In Islamic and Christian Art
73.80
Bir süredir "Sanat Tarihi" giderek daha çok disiplinlerarası olduğu yöntemsel bir değişim, dönüşüm sürecindedir ve eleştirel olma ihtiyacı giderek artmaktadır. Sanat tarihçilerin kendi uzmanlık alanlarının ötesinde farklı anlayış ve diğer disiplinlere bakarak yeni perspektifler bulmaları ve/veya araştırmalarını yürütürken yeni yollar denemeleri gerekmektedir. Bu sorun genel olarak sanat tarihçilerinin ve tarihçilerin sorumluluğu olarak anlaşılabilir, hatta öyle de olmalıdır. Bu noktada 7 Mayıs 2008 tarihinde Strasbourg'da Avrupa Konseyinin 118. oturumunda imzalanan Kültürlerarası Diyalog başlıklı Beyaz Kitap adlı belgeye işaret edilebilir. "Tarih öğretimi, geçmişin yaralarının sarılmasında ve Avrupa Konseyinin özellikle bağlı olduğu temel değerlerin desteklenmesinde bir araçtır; uzlaşmak, tanımak, anlamak ve insanlar arasında karşılıklı güveni sağlamak için gerekli, belirleyici bir faktördür." Genel olarak tarihçiler, fakat aynı zamanda sanat tarihi araştırmacıları, farklı ülkeler, kültürler ve dinlerarası önyargı ve klişelerin ortadan kaldırılmasında sorumluluklarını yüklenmelidir. Bunu yapmanın bir yolu, olası bilgisizliğe ve tarihin ideolojik amaçlar için kötüye kullanımına karşı en azından kendi çalışmalarına eleştirel yaklaşmak ve Avrupa'nın uzun tarihi boyunca gerçekleşen karşılıklı pozitif etkileri vurgulamaktır.
Tüm bu görüşler ışığında 2008 yılında gerçekleşen atölye çalışması ve onu izleyen kitap Türkiye'de sanat tarihi alanında öncü bir çalışma olmayı amaçlamıştır.
As "Art History" has been through a methodological transformation process by which it is becoming even more interdisciplinary, there is a significant need to be critical and the art historians have to find new perspectives on or new ways to conduct their researches, by looking beyond their areas of expertise to different approaches and other disciplines.
This concern could and even should be reflected on a more general responsibility of art historians and historians in general. At this point, let me refer to the White Paper on Intercultural Dialogue of the Council of Europe, launched at the 118th ministerial session (Strasbourg, 7 May 2008): "History teaching is instrumental in overcoming the wounds of the past and in promoting the fundamental values to which the Council of Europe is particularly committed; it is a decisive factor in reconciliation, recognition, understanding and mutual trust between peoples". Historians in general, but also history of art scholars, must shoulder their responsibility on the elimination of prejudices and stereotypes among different countries, cultures and religions. One way to do is to highlight the positive mutual influences during the long history of Europe, while becoming critical at the very least to their own studies against possible ignorance and any misuse of history for ideological aims.
In view of these, the colloquium and this book aim to represent a pioneer study in the field of art history in Turkey.
Bir süredir "Sanat Tarihi" giderek daha çok disiplinlerarası olduğu yöntemsel bir değişim, dönüşüm sürecindedir ve eleştirel olma ihtiyacı giderek artmaktadır. Sanat tarihçilerin kendi uzmanlık alanlarının ötesinde farklı anlayış ve diğer disiplinlere bakarak yeni perspektifler bulmaları ve/veya araştırmalarını yürütürken yeni yollar denemeleri gerekmektedir. Bu sorun genel olarak sanat tarihçilerinin ve tarihçilerin sorumluluğu olarak anlaşılabilir, hatta öyle de olmalıdır. Bu noktada 7 Mayıs 2008 tarihinde Strasbourg'da Avrupa Konseyinin 118. oturumunda imzalanan Kültürlerarası Diyalog başlıklı Beyaz Kitap adlı belgeye işaret edilebilir. "Tarih öğretimi, geçmişin yaralarının sarılmasında ve Avrupa Konseyinin özellikle bağlı olduğu temel değerlerin desteklenmesinde bir araçtır; uzlaşmak, tanımak, anlamak ve insanlar arasında karşılıklı güveni sağlamak için gerekli, belirleyici bir faktördür." Genel olarak tarihçiler, fakat aynı zamanda sanat tarihi araştırmacıları, farklı ülkeler, kültürler ve dinlerarası önyargı ve klişelerin ortadan kaldırılmasında sorumluluklarını yüklenmelidir. Bunu yapmanın bir yolu, olası bilgisizliğe ve tarihin ideolojik amaçlar için kötüye kullanımına karşı en azından kendi çalışmalarına eleştirel yaklaşmak ve Avrupa'nın uzun tarihi boyunca gerçekleşen karşılıklı pozitif etkileri vurgulamaktır.
Tüm bu görüşler ışığında 2008 yılında gerçekleşen atölye çalışması ve onu izleyen kitap Türkiye'de sanat tarihi alanında öncü bir çalışma olmayı amaçlamıştır.
As "Art History" has been through a methodological transformation process by which it is becoming even more interdisciplinary, there is a significant need to be critical and the art historians have to find new perspectives on or new ways to conduct their researches, by looking beyond their areas of expertise to different approaches and other disciplines.
This concern could and even should be reflected on a more general responsibility of art historians and historians in general. At this point, let me refer to the White Paper on Intercultural Dialogue of the Council of Europe, launched at the 118th ministerial session (Strasbourg, 7 May 2008): "History teaching is instrumental in overcoming the wounds of the past and in promoting the fundamental values to which the Council of Europe is particularly committed; it is a decisive factor in reconciliation, recognition, understanding and mutual trust between peoples". Historians in general, but also history of art scholars, must shoulder their responsibility on the elimination of prejudices and stereotypes among different countries, cultures and religions. One way to do is to highlight the positive mutual influences during the long history of Europe, while becoming critical at the very least to their own studies against possible ignorance and any misuse of history for ideological aims.
In view of these, the colloquium and this book aim to represent a pioneer study in the field of art history in Turkey.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.