İslâm Hukuku Meritokrasi Ve Nomokrasi

Stok Kodu:
9786256500495
Boyut:
135-215-
Sayfa Sayısı:
126
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-08-23
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
124,00TL
76,88TL
Havale/EFT ile: 69,19TL
9786256500495
618140
İslâm Hukuku Meritokrasi Ve Nomokrasi
İslâm Hukuku Meritokrasi Ve Nomokrasi
76.88
İslam, ölüm ve ölümden sonra insanın ebedi sonsuz seyahatinden bahseder. Fakat bu seyahat ve ölümle başlayan süreç, dünyada kazanılacak olan imtihanla başarıyla sonuçlanacaktır. Dolayısıyla Müslümanlar, müminler dünya ile alakalıdırlar. Dünyevi yaşantıları Allah'ın emirleri doğrultusunda olsun isterler. İsmi İslâm olmasa bile uygulanış şekli İslâm ile barışık ve denk olan idare ve yönetim uygulamalarından istifade etmeyi ve bu idare şekillerine katılım sağlamayı uygunsuz da görmemişlerdir. İnsan izzet ve şerefine uygun, hürriyeti, adalet ve barışı önceleyen sistemler içerisinde hür yaşamlarını sürdürürlerken bu sistemlerin İslâm ile yakınlaşmalarını da arzu ederler. İslam, her bireyin eşit yaratıldığını ve yalnızca yaptıklarıyla Allah'ın arzında denk ve eşit fırsatlara sahip olduğunu bildirir. Dinimiz, rengi, dili, milliyeti ve inancı ne olursa olsun, sıradan insanların sosyal, siyasi ve ekonomik konumlarını yükselterek eşitliğin ve yukarı doğru sosyal hareketliliğin temelini attı. İslam'ın ilk taraftarlarının bir kadın olması tesadüf değildir, bir erkek çocuk ve bir köle – o zamanlar toplumun marjinalize edilmiş alt sınıfı. İslam ile özgürleştiler. Geçmişin ve bugünün tüm başarılı kendi kendini idame ettiren durumlarının ortak bir noktası vardır; özünde güçlü bir Meritokrasi unsuruna ve zenginlik ve gücün yukarı doğru sosyo-ekonomik hareketliliğine sahiptirler. Medine ve Mekke'nin ilk İslam yönetimleri, kadınları, köleleri ve göçmenleri aynı şekilde güçlendiren bir meritokratik sistemin bir örneğidir. İslâm, temeli adil ve meritokratik bir toplum olan bir dindir diyebiliriz ve Peygamber'in (asm) mesajı, Allah'ın önünde herkesin eşitliğini ve hesap vermesini ilan etmiştir. Liyakat bireysel bir özellik iken, Meritokrasi toplumların bir özelliğidir. Vatandaşların karakterlerine ve çabalarına göre eşitliğine ve ilerlemesine izin veren, dolayısıyla zenginlik ve gücü daha geniş ve adil bir şekilde dağıtan bir sistem. Bir toplum, liyakat ile adalet ve adalet ile barış arasındaki güçlü bağlantı nedeniyle, meritokratik bir yönetim sistemine doğru doğal bir denge bulabilir. Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan Nomokrasi dahi, islam şeriatına barışık ve insanlık için palyatif, destekleyici bir onarım vesilesi olabilir. Kargaşa ve kaos içerisinde maddi ve manevi buhranlar geçiren insanlık, denenmiş binlerce izm ve idare şekillerinden usanmıştır. İnsanlığın geldiği noktada İslam'a kuvvetle en yakın gibi görünen Nomokrasi ve Meritokrasi, İslâm şeriatı ile bir musâlaha edebilirse tüm insanlık için adalet ve barış süreci söz konusu olabilir. Eser, kavramların gündeme gelmesi ve münazara ve teati edilmesi adına bir özet sunum niteliği taşır. Tafsilatlı ve derinlemesine disiplin ehil bilgelerin işi olacaktır.
İslam, ölüm ve ölümden sonra insanın ebedi sonsuz seyahatinden bahseder. Fakat bu seyahat ve ölümle başlayan süreç, dünyada kazanılacak olan imtihanla başarıyla sonuçlanacaktır. Dolayısıyla Müslümanlar, müminler dünya ile alakalıdırlar. Dünyevi yaşantıları Allah'ın emirleri doğrultusunda olsun isterler. İsmi İslâm olmasa bile uygulanış şekli İslâm ile barışık ve denk olan idare ve yönetim uygulamalarından istifade etmeyi ve bu idare şekillerine katılım sağlamayı uygunsuz da görmemişlerdir. İnsan izzet ve şerefine uygun, hürriyeti, adalet ve barışı önceleyen sistemler içerisinde hür yaşamlarını sürdürürlerken bu sistemlerin İslâm ile yakınlaşmalarını da arzu ederler. İslam, her bireyin eşit yaratıldığını ve yalnızca yaptıklarıyla Allah'ın arzında denk ve eşit fırsatlara sahip olduğunu bildirir. Dinimiz, rengi, dili, milliyeti ve inancı ne olursa olsun, sıradan insanların sosyal, siyasi ve ekonomik konumlarını yükselterek eşitliğin ve yukarı doğru sosyal hareketliliğin temelini attı. İslam'ın ilk taraftarlarının bir kadın olması tesadüf değildir, bir erkek çocuk ve bir köle – o zamanlar toplumun marjinalize edilmiş alt sınıfı. İslam ile özgürleştiler. Geçmişin ve bugünün tüm başarılı kendi kendini idame ettiren durumlarının ortak bir noktası vardır; özünde güçlü bir Meritokrasi unsuruna ve zenginlik ve gücün yukarı doğru sosyo-ekonomik hareketliliğine sahiptirler. Medine ve Mekke'nin ilk İslam yönetimleri, kadınları, köleleri ve göçmenleri aynı şekilde güçlendiren bir meritokratik sistemin bir örneğidir. İslâm, temeli adil ve meritokratik bir toplum olan bir dindir diyebiliriz ve Peygamber'in (asm) mesajı, Allah'ın önünde herkesin eşitliğini ve hesap vermesini ilan etmiştir. Liyakat bireysel bir özellik iken, Meritokrasi toplumların bir özelliğidir. Vatandaşların karakterlerine ve çabalarına göre eşitliğine ve ilerlemesine izin veren, dolayısıyla zenginlik ve gücü daha geniş ve adil bir şekilde dağıtan bir sistem. Bir toplum, liyakat ile adalet ve adalet ile barış arasındaki güçlü bağlantı nedeniyle, meritokratik bir yönetim sistemine doğru doğal bir denge bulabilir. Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan Nomokrasi dahi, islam şeriatına barışık ve insanlık için palyatif, destekleyici bir onarım vesilesi olabilir. Kargaşa ve kaos içerisinde maddi ve manevi buhranlar geçiren insanlık, denenmiş binlerce izm ve idare şekillerinden usanmıştır. İnsanlığın geldiği noktada İslam'a kuvvetle en yakın gibi görünen Nomokrasi ve Meritokrasi, İslâm şeriatı ile bir musâlaha edebilirse tüm insanlık için adalet ve barış süreci söz konusu olabilir. Eser, kavramların gündeme gelmesi ve münazara ve teati edilmesi adına bir özet sunum niteliği taşır. Tafsilatlı ve derinlemesine disiplin ehil bilgelerin işi olacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat