İslam Hukuku Denemeleri 1

Stok Kodu:
9786051960647
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
167
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-11-17
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%23 indirimli
128,00TL
98,56TL
Havale/EFT ile: 96,59TL
9786051960647
451764
İslam Hukuku Denemeleri 1
İslam Hukuku Denemeleri 1
98.56
İslâm hukuku ilk dönemlerden itibaren günümüze gelinceye kadar gerek zaman ve mekân gerekse çevre faktörüne bağlı olarak hükümlerin değişebileceği ilkesi etrafından bir takım tartışmalar ortaya çıkmıştır. Hiç kuşkusuz bu tartışmalar nasların içtihat alanına yöneliktir. Bilindiği gibi İslâm dininin hükümlerinin bir kısmı dinin özünü, değişmez sabitelerini, genel geçerlerini oluştururlar. Bunlar insanlığın temel ilkeleridir. Bu ilkeler, insanlığın özünü, çekirdeğini ve aslını oluştururlar. Çekirdek üzerinde bir tahribat düşünülemeyeceği gibi bu ilkeler üzerinde de bir tahribat düşünülemez. Şartlar, zamanlar ve çağlar, bu fıtri ilkelere zarar veremez. Öte yandan bir kısım naslar vardır ki dinin içtihat alanına yöneliktir. Bugün tarihteki içtihatların mutlak doğru kabul edilmesi, sosyal barışın sağlanmasında en önemli problem haline gelmiştir. Bilindiği gibi içtihadî değerler, birey ve toplumların ihtiyaçlarını karşıladığı ölçüde değer yargısı olma özelliğini korurlar. Keza bu özel düzenlemeler, toplum ve çağların konumlarına göre içtihada açık alan olup İslâm hukukuna yürürlük ve hayatiyet sağlarlar. Sosyal hukuk alanındaki değişebilen bir değer yargısı, toplumun problemini çözdüğü ölçüde değer yargısı olma özelliğini korurlar. İslâm'ın bu içtihadi değer yargıları, birey ve toplumların ihtiyaçlarını karşıladıkları ölçüde korunurlar. Yoksa bu değer yargıları şekilsel olarak kalsalar da birey ve toplumların ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için aramızdan çekilip giderler. Sonuçta mazideki olayların oluşumu ve yapıları, günümüzdeki olaylarla benzerlik gösterseler de aynısı değildir. Bunun için maziden ders alınmalıdır, fakat mazide kalınmamalıdır.
İslâm hukuku ilk dönemlerden itibaren günümüze gelinceye kadar gerek zaman ve mekân gerekse çevre faktörüne bağlı olarak hükümlerin değişebileceği ilkesi etrafından bir takım tartışmalar ortaya çıkmıştır. Hiç kuşkusuz bu tartışmalar nasların içtihat alanına yöneliktir. Bilindiği gibi İslâm dininin hükümlerinin bir kısmı dinin özünü, değişmez sabitelerini, genel geçerlerini oluştururlar. Bunlar insanlığın temel ilkeleridir. Bu ilkeler, insanlığın özünü, çekirdeğini ve aslını oluştururlar. Çekirdek üzerinde bir tahribat düşünülemeyeceği gibi bu ilkeler üzerinde de bir tahribat düşünülemez. Şartlar, zamanlar ve çağlar, bu fıtri ilkelere zarar veremez. Öte yandan bir kısım naslar vardır ki dinin içtihat alanına yöneliktir. Bugün tarihteki içtihatların mutlak doğru kabul edilmesi, sosyal barışın sağlanmasında en önemli problem haline gelmiştir. Bilindiği gibi içtihadî değerler, birey ve toplumların ihtiyaçlarını karşıladığı ölçüde değer yargısı olma özelliğini korurlar. Keza bu özel düzenlemeler, toplum ve çağların konumlarına göre içtihada açık alan olup İslâm hukukuna yürürlük ve hayatiyet sağlarlar. Sosyal hukuk alanındaki değişebilen bir değer yargısı, toplumun problemini çözdüğü ölçüde değer yargısı olma özelliğini korurlar. İslâm'ın bu içtihadi değer yargıları, birey ve toplumların ihtiyaçlarını karşıladıkları ölçüde korunurlar. Yoksa bu değer yargıları şekilsel olarak kalsalar da birey ve toplumların ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için aramızdan çekilip giderler. Sonuçta mazideki olayların oluşumu ve yapıları, günümüzdeki olaylarla benzerlik gösterseler de aynısı değildir. Bunun için maziden ders alınmalıdır, fakat mazide kalınmamalıdır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat