İslam Felsefesinde Alemin Kıdemi Meselesi;(Farabi, İbn Sina, Gazali ve İbn Rüşd)
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
324
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-02-29
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38
indirimli
200,00TL
124,00TL
Havale/EFT ile:
121,52TL
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
9786256781368
675009
https://www.sehadetkitap.com/urun/islam-felsefesinde-alemin-kidemi-meselesi-farabi-ibn-sina-gazali-ve-ibn-rusd
İslam Felsefesinde Alemin Kıdemi Meselesi;(Farabi, İbn Sina, Gazali ve İbn Rüşd)
124.00
Âlemin varlığı ile ilgili tartışmaların tarihi çok eskidir. Âlemin varlığı ile ilgili en önemli ve temel mesele, âlemin kıdemi meselesidir. Bu meselenin özünü hiç şüphesiz Tanrı ile olan bağlantısı oluşturmaktadır. Bu bağlantının ilk basamağını da Tanrı'nın varlığı oluşturur. Antik çağ Grek düşüncesinde tabiat filozoflarının felsefesinde evren ve evrenin kaynağı ile ilgili düşünce, bir tabiat teolojisi olarak zımnen de olsa aslında içinde Tanrı-âlem ilişkisini barındırmaktadır. Asıl tartışmalar, Platon, Aristoteles ve Yeni Platoncu filozoflarla başlamıştır. Bu iki filozof da âlemin kıdemine inanmaktadır. Orta çağ İslâm düşüncesinde temel tartışma, İslâm filozofları ile kelâmcılar arasında geçmektedir. Bu konuda iki temel anlayış mevcûttur. Biri, âlemin yoktan yaratıldığını savunan ‘yoktan yaradılış doktrini' (ex nihilo) yani, ‘hudûs nazariyesi, diğeri de ‘âlemin kıdemi nazariyesi'dir. Kelâmcılar hudûsu, İslâm filozofları da, kıdemi savunmaktadırlar. Âlemin Tanrı'dan geldiğini kelâmcılar da filozoflar da kabul eder. Problemin yegâne kaynağı bu oluşun zamansal bir başlangıca sahip olup olmamasıdır. Kelâmcıların da İslâm filozoflarının da bu tartışmadaki amacı, var oluşta Tanrı'nın müdahalesinin statüsünü ortaya koymaktır. Bu önemli mesele ontolojik, metafizik, teolojik, felsefi ve bilimsel alanların hepsini ilgilendirmektedir. Bu itibarla bu araştırma, varlıkla ilgili temel kavramlar, İlk çağ filozofları, Yeni - Platoncu filozoflar ve kelâmcıların düşünceleri ile araştırmanın temelini oluşturan Fârâbî, İbn Sînâ, İbn Rüşd ve Gazâlî'nin düşünceleri bağlamında ele alınmıştır. Günümüzde bile hâlâ tartışılan bu önemli meselede, bu araştırmanın okuyucuya bir katkı sunmasını ümit ediyoruz
Âlemin varlığı ile ilgili tartışmaların tarihi çok eskidir. Âlemin varlığı ile ilgili en önemli ve temel mesele, âlemin kıdemi meselesidir. Bu meselenin özünü hiç şüphesiz Tanrı ile olan bağlantısı oluşturmaktadır. Bu bağlantının ilk basamağını da Tanrı'nın varlığı oluşturur. Antik çağ Grek düşüncesinde tabiat filozoflarının felsefesinde evren ve evrenin kaynağı ile ilgili düşünce, bir tabiat teolojisi olarak zımnen de olsa aslında içinde Tanrı-âlem ilişkisini barındırmaktadır. Asıl tartışmalar, Platon, Aristoteles ve Yeni Platoncu filozoflarla başlamıştır. Bu iki filozof da âlemin kıdemine inanmaktadır. Orta çağ İslâm düşüncesinde temel tartışma, İslâm filozofları ile kelâmcılar arasında geçmektedir. Bu konuda iki temel anlayış mevcûttur. Biri, âlemin yoktan yaratıldığını savunan ‘yoktan yaradılış doktrini' (ex nihilo) yani, ‘hudûs nazariyesi, diğeri de ‘âlemin kıdemi nazariyesi'dir. Kelâmcılar hudûsu, İslâm filozofları da, kıdemi savunmaktadırlar. Âlemin Tanrı'dan geldiğini kelâmcılar da filozoflar da kabul eder. Problemin yegâne kaynağı bu oluşun zamansal bir başlangıca sahip olup olmamasıdır. Kelâmcıların da İslâm filozoflarının da bu tartışmadaki amacı, var oluşta Tanrı'nın müdahalesinin statüsünü ortaya koymaktır. Bu önemli mesele ontolojik, metafizik, teolojik, felsefi ve bilimsel alanların hepsini ilgilendirmektedir. Bu itibarla bu araştırma, varlıkla ilgili temel kavramlar, İlk çağ filozofları, Yeni - Platoncu filozoflar ve kelâmcıların düşünceleri ile araştırmanın temelini oluşturan Fârâbî, İbn Sînâ, İbn Rüşd ve Gazâlî'nin düşünceleri bağlamında ele alınmıştır. Günümüzde bile hâlâ tartışılan bu önemli meselede, bu araştırmanın okuyucuya bir katkı sunmasını ümit ediyoruz
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.