İslam Dünyasında Demokrasinin Meşruiyet Problemi

Stok Kodu:
9786258205701
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
376
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2023-10-19
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%33 indirimli
240,00TL
160,80TL
Havale/EFT ile: 157,58TL
9786258205701
637125
İslam Dünyasında Demokrasinin Meşruiyet Problemi
İslam Dünyasında Demokrasinin Meşruiyet Problemi
160.80
Bazı düşünür ve davetçiler, daha önce arkadaşlarıyla birlikte yaşadığı başarısız deneyimler sebebiyle, çektikleri acılar ve çileden Sonra yönetim, gösteri, ihlal, sabotaj, partizanlık ve Parlamento sistemi gibi bu asrın icatları olan yöntemlerle hedefine ulaşmayı reddediyor ve sakıncalı görüyor olabilir. Bu gibi düşünür ve davetçilerin sözlerini nass hükmünde görerek delil getirip büsbütün asrın gereklerinden uzak kalmak, bunlar sonradan çıkan küfür mahsülü yöntemlerdir, deyip Müslümanları zora sokmak doğru değildir. Resûlullah, şeytanın uyumadan önce, Ayete-l Kürsi'nin okunmasına dair söylediği doğru sözü kabül etmesinin yanı sıra, henüz Müslüman olmadığı bir dönemde Lebid'in: "Allah'tan başka her şey boştur," sözleri nedeniyle, hak, her herkesten kabul edilir. Buna göre İslam'a açık bir şekilde saldırı olmayan, asrın gerektirdiği yöntemlerden istifade etmek, o büyük davetçilere muhalefet olmamakla beraber, İslâm'ın ruhunu anlayıp ona göre hareket etmektir. İslâm âlimleri ve düşünürleri; hükümet etmenin vacip olduğunu, "Vacibe giden yollar da vaciptir." Kaidesi gereğince, Allah'ın dinini uygulamak hangi yolla olursa olsun meşrû olacağını savunmuşlardır. Allah ve Resûlünün çizmiş olduğu genel ilkeler çerçevesinde Müslümanlar siyâset uygulamalarında serbest bırakılmıştır. Yönetimde esas olan şûrâ'dır, ancak şûrânın nasıl uygulanacağını yine Müslümanların uygulamalarına bırakılmıştır.
Bazı düşünür ve davetçiler, daha önce arkadaşlarıyla birlikte yaşadığı başarısız deneyimler sebebiyle, çektikleri acılar ve çileden Sonra yönetim, gösteri, ihlal, sabotaj, partizanlık ve Parlamento sistemi gibi bu asrın icatları olan yöntemlerle hedefine ulaşmayı reddediyor ve sakıncalı görüyor olabilir. Bu gibi düşünür ve davetçilerin sözlerini nass hükmünde görerek delil getirip büsbütün asrın gereklerinden uzak kalmak, bunlar sonradan çıkan küfür mahsülü yöntemlerdir, deyip Müslümanları zora sokmak doğru değildir. Resûlullah, şeytanın uyumadan önce, Ayete-l Kürsi'nin okunmasına dair söylediği doğru sözü kabül etmesinin yanı sıra, henüz Müslüman olmadığı bir dönemde Lebid'in: "Allah'tan başka her şey boştur," sözleri nedeniyle, hak, her herkesten kabul edilir. Buna göre İslam'a açık bir şekilde saldırı olmayan, asrın gerektirdiği yöntemlerden istifade etmek, o büyük davetçilere muhalefet olmamakla beraber, İslâm'ın ruhunu anlayıp ona göre hareket etmektir. İslâm âlimleri ve düşünürleri; hükümet etmenin vacip olduğunu, "Vacibe giden yollar da vaciptir." Kaidesi gereğince, Allah'ın dinini uygulamak hangi yolla olursa olsun meşrû olacağını savunmuşlardır. Allah ve Resûlünün çizmiş olduğu genel ilkeler çerçevesinde Müslümanlar siyâset uygulamalarında serbest bırakılmıştır. Yönetimde esas olan şûrâ'dır, ancak şûrânın nasıl uygulanacağını yine Müslümanların uygulamalarına bırakılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat