İslam Borçlar ve Aile Hukukunda Kasıt Unsuru

Stok Kodu:
9786059464567
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
394
Basım Yeri:
Bursa
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-02-19
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
195,00TL
120,90TL
Havale/EFT ile: 118,48TL
9786059464567
456223
İslam Borçlar ve Aile Hukukunda Kasıt Unsuru
İslam Borçlar ve Aile Hukukunda Kasıt Unsuru
120.90
Şâri‘in emir ve yasaklardaki maksadı, kulların maslahatlarını temin etmektir. Mükelleften istenilen de bu maksat doğrultusunda fiillerde bulunması ve Şâri‘in kastına ters düşen bir şeyi kastetmemesidir. Nitekim İslam hukuk doktrininde bir fiilin veya sözün hükmünü belirleme hususunda kasıt esas alınır. Zira bir kimsenin söz veya fiillerinin kasıt neticesinde meydana gelmesi hâlinde söz ve fiillerine hüküm bağlanır. Bu takdirde bir akdin esasını, onunla elde edilmek istenen hukukî neticeye yöneltilmiş olan tarafların kastı teşkil eder. Nitekim hukukî işlemlerin geçerli olması hususunda bütün hukuk ekollerinin kasta önem atfettikleri, klasik dönem fıkıh kitaplarında açıkça görülmektedir. Örneğin çocuğun, akıl hastasının, baygın veya uyuyan kimselerin kasıtları bulunmadığı için fikir birliği ile beyanlarına itibar edilmez. Buna karşılık hata, ikrah ve hezl gibi kişinin kastı ile beyanı arasında uyuşmazlık söz konusu olduğu durumlarda kişinin kastına mı yoksa beyanına mı öncelik verileceği tartışmalıdır. Elinizdeki çalışma, fakihlerin kasta dair görüşlerini, dayandıkları delilleri ve örnek olarak gösterdikleri fıkhî meseleleri incelemektedir.
Şâri‘in emir ve yasaklardaki maksadı, kulların maslahatlarını temin etmektir. Mükelleften istenilen de bu maksat doğrultusunda fiillerde bulunması ve Şâri‘in kastına ters düşen bir şeyi kastetmemesidir. Nitekim İslam hukuk doktrininde bir fiilin veya sözün hükmünü belirleme hususunda kasıt esas alınır. Zira bir kimsenin söz veya fiillerinin kasıt neticesinde meydana gelmesi hâlinde söz ve fiillerine hüküm bağlanır. Bu takdirde bir akdin esasını, onunla elde edilmek istenen hukukî neticeye yöneltilmiş olan tarafların kastı teşkil eder. Nitekim hukukî işlemlerin geçerli olması hususunda bütün hukuk ekollerinin kasta önem atfettikleri, klasik dönem fıkıh kitaplarında açıkça görülmektedir. Örneğin çocuğun, akıl hastasının, baygın veya uyuyan kimselerin kasıtları bulunmadığı için fikir birliği ile beyanlarına itibar edilmez. Buna karşılık hata, ikrah ve hezl gibi kişinin kastı ile beyanı arasında uyuşmazlık söz konusu olduğu durumlarda kişinin kastına mı yoksa beyanına mı öncelik verileceği tartışmalıdır. Elinizdeki çalışma, fakihlerin kasta dair görüşlerini, dayandıkları delilleri ve örnek olarak gösterdikleri fıkhî meseleleri incelemektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat