İplerimiz Kopmadan

Stok Kodu:
9789755745435
Boyut:
0-0-0
Sayfa Sayısı:
126
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-07-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%33 indirimli
90,00TL
60,30TL
Havale/EFT ile: 59,09TL
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
9789755745435
384370
İplerimiz Kopmadan
İplerimiz Kopmadan
60.30
Kurân, insânın yaratılışından bahsederken, önce onun toprak yönüne vurgu yapar. Bu yönümüzün ne olacağı belli; bir gün zamanı geldiğinde yine aslına kavuşacak/dönüşecektir. İkinci yön ise, beşeri/kabuğu insân yapan, çamuru kıyâma kaldıran, ona melekleri secde ettiren yöndür. Ona da Rûh diyoruz. Rûh da, beden ömrünü tamamladığında Azrâil aracılığıyla çekilir ve toprak yönü terk eder. Rûh, Allahtan gelir ve yine Ona döner. İşte bizi hayata/Hayya bağlayan tek ip Rûhumuzdur. Yeryüzü sahnesinde Allahın ipine bağlı kuklalar gibiyiz. Lâtif olan bu ipi beş duyu ile ne yazık ki görme iznimiz yok. Bu hakîkati öğrenmenin ise tek yolu var. Ya ferdî kıyâmetimiz olan zarurî ölüm gelmeden ihtiyarî ölümümüzle bunu idrâk edeceğiz; ya da Evrensel Kıyâmeti yaşayarak göreceğiz. Günü saklı olan bu Evrensel Kıyâmeti beklemek/düşünmek yerine, insânın ölmeden önce ölerek ferdî kıyâmetini içinde yaşamaya tâlib olması, hakîkati tecrübe etmesi açısından en ideâl/kurtarıcı yaklaşımdır. Böylece insân, varlığının izâfî olduğunun bilincinde, hakîkatinin yalnızca Allahın İpinden ibâret olduğunu anlayacak; efâlinin de, sıfâtının da, zâtının da Allahın celâl ve cemâl iki kudret eline bağlı iplerle hareket ettiğini yakînen öğrenecektir. Görünen ipler, görünmeyen iplerin yansımasıdır bu âlemde. Allah ile bağı/ipi güçlü olanların, varlıkla da bağı/ipi güçlüdür. Mâsivâya dönük Nefs Kılıcının, rûhânî ipini kesmesine izin verme ey Tâlib! Gayret kemerini kuşan, keskin kılıcını takvâ taşında körelt ki kalbin Sirâc-ı Münîre dönüşsün.
Kurân, insânın yaratılışından bahsederken, önce onun toprak yönüne vurgu yapar. Bu yönümüzün ne olacağı belli; bir gün zamanı geldiğinde yine aslına kavuşacak/dönüşecektir. İkinci yön ise, beşeri/kabuğu insân yapan, çamuru kıyâma kaldıran, ona melekleri secde ettiren yöndür. Ona da Rûh diyoruz. Rûh da, beden ömrünü tamamladığında Azrâil aracılığıyla çekilir ve toprak yönü terk eder. Rûh, Allahtan gelir ve yine Ona döner. İşte bizi hayata/Hayya bağlayan tek ip Rûhumuzdur. Yeryüzü sahnesinde Allahın ipine bağlı kuklalar gibiyiz. Lâtif olan bu ipi beş duyu ile ne yazık ki görme iznimiz yok. Bu hakîkati öğrenmenin ise tek yolu var. Ya ferdî kıyâmetimiz olan zarurî ölüm gelmeden ihtiyarî ölümümüzle bunu idrâk edeceğiz; ya da Evrensel Kıyâmeti yaşayarak göreceğiz. Günü saklı olan bu Evrensel Kıyâmeti beklemek/düşünmek yerine, insânın ölmeden önce ölerek ferdî kıyâmetini içinde yaşamaya tâlib olması, hakîkati tecrübe etmesi açısından en ideâl/kurtarıcı yaklaşımdır. Böylece insân, varlığının izâfî olduğunun bilincinde, hakîkatinin yalnızca Allahın İpinden ibâret olduğunu anlayacak; efâlinin de, sıfâtının da, zâtının da Allahın celâl ve cemâl iki kudret eline bağlı iplerle hareket ettiğini yakînen öğrenecektir. Görünen ipler, görünmeyen iplerin yansımasıdır bu âlemde. Allah ile bağı/ipi güçlü olanların, varlıkla da bağı/ipi güçlüdür. Mâsivâya dönük Nefs Kılıcının, rûhânî ipini kesmesine izin verme ey Tâlib! Gayret kemerini kuşan, keskin kılıcını takvâ taşında körelt ki kalbin Sirâc-ı Münîre dönüşsün.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat