9786257980838
503414
https://www.sehadetkitap.com/urun/intibah-27
İntibah
73.60
Sanki kader ressamı, daima birbirine musallat olan ve biri diğerinin pençesinden kurtulmamaları gereken, vefa, ihanet ve
intikam karakterlerini bir göz alıcı bir levha üzerinde toplamış; vefayı, her türlü hüznü, her türlü talihsizliğiyle Dilaşub'da;
ihaneti, hayatının her türlü iğrençliğini, her türlü kötü sonuyla Mahpeyker'de, intikamı, her türlü şiddeti, her türlü
dehşetiyle Ali Bey'de canlandırmıştı... Orada bulunanların hepsi ağlaşmaya başladılar. Içlerinden en fazla etkilenen olan
Mesud Efendi idi ki, Ali Bey, sözünün her cümlesini bitirdikçe"İnanınız vallahi doğrudur! Zavallı çocuk, beni dinlesen ne
olurdu!" diyerek ümitsizce feryat eder, bir de Mahpeykersin kanlı cesedini ayaklar altında aşağılardı. Zavallı adam, Beyi
kurtarmak için mümkün olan elden gelebilecek yardımın hiçbirinde kusur etmedi. Fakat kayırma kabul edilemeyecek bir
durum olduğundan, zaptiyeler Ali Bey'i götürdüler. Mesud Efendi ise en son insanlığını, Dilaşubtu Fatma Hanımefendi'nin
yanına defnettirmek hizmetinde bulunarak gösterdi. Hırvat, yakalanıncaya kadar aldığı yaraların etkisiyle, daha sorgu
altındayken geberdi. Abdullah Efendi, olanları duyduğu zaman o türlü kötülerin hiçbir zaman kurtulamadıkları zayıf
kalplilik sebebiyle korkusundan öldürücü felç geçirdi. Yalnız, Ali Bey, birkaç ay hapiste kalarak, hükümet izin verdikçe
annesinin mezarına gider; orada gerek onun ve gerek Dilaşub'un kara topraklarını gözlerinin yaşı ile ıslatırdı! Ne faydası
var ki, bu pişmanlık zavallının altı ay içinde kederle mahvolmasından başka bir şeye yaramadı. Meşhurdur ki: Son
Pişmanlık Fayda Vermez!
Sanki kader ressamı, daima birbirine musallat olan ve biri diğerinin pençesinden kurtulmamaları gereken, vefa, ihanet ve
intikam karakterlerini bir göz alıcı bir levha üzerinde toplamış; vefayı, her türlü hüznü, her türlü talihsizliğiyle Dilaşub'da;
ihaneti, hayatının her türlü iğrençliğini, her türlü kötü sonuyla Mahpeyker'de, intikamı, her türlü şiddeti, her türlü
dehşetiyle Ali Bey'de canlandırmıştı... Orada bulunanların hepsi ağlaşmaya başladılar. Içlerinden en fazla etkilenen olan
Mesud Efendi idi ki, Ali Bey, sözünün her cümlesini bitirdikçe"İnanınız vallahi doğrudur! Zavallı çocuk, beni dinlesen ne
olurdu!" diyerek ümitsizce feryat eder, bir de Mahpeykersin kanlı cesedini ayaklar altında aşağılardı. Zavallı adam, Beyi
kurtarmak için mümkün olan elden gelebilecek yardımın hiçbirinde kusur etmedi. Fakat kayırma kabul edilemeyecek bir
durum olduğundan, zaptiyeler Ali Bey'i götürdüler. Mesud Efendi ise en son insanlığını, Dilaşubtu Fatma Hanımefendi'nin
yanına defnettirmek hizmetinde bulunarak gösterdi. Hırvat, yakalanıncaya kadar aldığı yaraların etkisiyle, daha sorgu
altındayken geberdi. Abdullah Efendi, olanları duyduğu zaman o türlü kötülerin hiçbir zaman kurtulamadıkları zayıf
kalplilik sebebiyle korkusundan öldürücü felç geçirdi. Yalnız, Ali Bey, birkaç ay hapiste kalarak, hükümet izin verdikçe
annesinin mezarına gider; orada gerek onun ve gerek Dilaşub'un kara topraklarını gözlerinin yaşı ile ıslatırdı! Ne faydası
var ki, bu pişmanlık zavallının altı ay içinde kederle mahvolmasından başka bir şeye yaramadı. Meşhurdur ki: Son
Pişmanlık Fayda Vermez!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.