9786055022730
411691
https://www.sehadetkitap.com/urun/insanoglunun-referans-sisteminde-din-olgusu
İnsanoğlunun Referans Sisteminde Din Olgusu
46.20
İnsanlıkla yaşıt olan DİN; "Doğru veya yanlış, yaşanılan hayatın üzerine kurulu bulunduğu temel ilkeleri ve buna bağlı olarak konu- lan kuralları, tutulan-edinilen/izlenilen YOL'u, DÜNYA GÖRÜŞÜ/ HAYAT FELSEFESİ ve YAŞAM BİÇİMİ"ni anlatan bir olgu olarak insanlığın gündeminde hep buluna gelmiştir.
İşte insanoğlu, sözünü ettiğimiz anlamda "dinsiz", din de "kural" ve "düzensiz" olamaz! Hatta birey anlamında, "Gnostik", "Agnostik", "Deist" veya "Ateist"; toplum ve/veya kurumsal anlamda da "Mater- yalist", "Kapitalist" ya da, "Laik" olsa bile...
Kur'ân öğretisinden sapmayla (BİRİCİK KAYNAK KUR'ÂN İL KESİNİN TERK EDİLİŞİYLE) başlayan bu serüvende, geçmiş ata- larımız; Kur'ân dışında bir takım dinî terimler ve kitaplar oluştura- rak, "din"i bunlara dayandırmaya yeltenmişlerdir. Ne yazık ki, bu sapkın serüven, halen bugün de devam etmektedir. Böylece, "salt Allah'a özgü, ilahî patentli İSLÂM (salt Allah'a teslimiyet) dini"; "Allah ¬+ Peygamber + Sahabe + Tabiin + Mezhep Müctehidleri + Mezhepte Müctehidler + Tasavvuf Putları + Daha sonra gelen Âlimler(!)"den oluşan ?BİR ANONİM ŞİRKET"in ortaya koyduğu bir "BEŞERÎ DİN" çorbası haline dönüş(türül)müştür!
Din; bu tiplerin "TEKEL"inden bir an evvel kurtarıl(a)maz, salt Allah'a özgü kılın(a)mazsa, insanlık; "Allah'a kulluk ediyoruz(!)" di ye "Firavun (köleci faşist yönetimin politika ve propaganda sorum- lusu)", "Kârun (köleci faşist yönetimin ekonomik gücü)", "Hâman (köleci faşist yönetimin silahlı kuvvetleri)" ve "Bel'âm'a (köleci faşist yönetimin ruhban sınıfına)"[(29/39)] kulluk etmekten, "Tev- hid'e bağlıyız(!)" diyerek, şirk'e bağlanmaktan, "Mü'miniz(!)" diye- rek Kâfir (hakikati örten) olmaktan, "Kâbe'nin çevresinde dönüyo- ruz(!)" zannı ile, Firavun'un ringinde dönmekten, "namaz kılıyo- ruz(!)" sanısı içinde; yatıp-kalkmak (sportif egzersiz yapmak)tan, "oruç tutuyoruz(!)" diye, aç-susuz kalmaktan, "Resule inanıyor ve o'nu rehber alıyoruz(!)" zannı ile resulü putlaştırmaktan hiç bir zaman bu "BATAK YAŞAM"dan kurtulamayacak, esenliğe, otantik (ger çek-doğru) mutluluğa ulaşamayacaktır..!
Sonuç olarak, bizim bugün inandığımız anlamda Din; insanlık tarihi boyunca her zaman (diğer bir) din'le, o dine, farklı bir söylemle, Dr. Şehit Ali Şeriatî'den ilham alarak söylemek gerekirse, "Karşı Din"e, ya da "Paralel Din(ler)"e karşı mücadele vermiştir. Resullerin mücadelesi de, "Şirk/Küfr" ile olmuştur, "dinsizlik(!)" ile değil..! Kaldı ki, toplumların dinsiz olması söz konusu değildir! O zaman topluma egemen olan din, "Şirk Dini" ile kıyasıya savaşım verilmiştir. Bugün de bu savaşım devam etmektedir...
NE MUTLU BU SAVAŞIMDA, TEVHİD DİNİ SAFLARINDA YER ALANLARA..!
İnsanoğlu Referans Sisteminde
İnsanlıkla yaşıt olan DİN; "Doğru veya yanlış, yaşanılan hayatın üzerine kurulu bulunduğu temel ilkeleri ve buna bağlı olarak konu- lan kuralları, tutulan-edinilen/izlenilen YOL'u, DÜNYA GÖRÜŞÜ/ HAYAT FELSEFESİ ve YAŞAM BİÇİMİ"ni anlatan bir olgu olarak insanlığın gündeminde hep buluna gelmiştir.
İşte insanoğlu, sözünü ettiğimiz anlamda "dinsiz", din de "kural" ve "düzensiz" olamaz! Hatta birey anlamında, "Gnostik", "Agnostik", "Deist" veya "Ateist"; toplum ve/veya kurumsal anlamda da "Mater- yalist", "Kapitalist" ya da, "Laik" olsa bile...
Kur'ân öğretisinden sapmayla (BİRİCİK KAYNAK KUR'ÂN İL KESİNİN TERK EDİLİŞİYLE) başlayan bu serüvende, geçmiş ata- larımız; Kur'ân dışında bir takım dinî terimler ve kitaplar oluştura- rak, "din"i bunlara dayandırmaya yeltenmişlerdir. Ne yazık ki, bu sapkın serüven, halen bugün de devam etmektedir. Böylece, "salt Allah'a özgü, ilahî patentli İSLÂM (salt Allah'a teslimiyet) dini"; "Allah ¬+ Peygamber + Sahabe + Tabiin + Mezhep Müctehidleri + Mezhepte Müctehidler + Tasavvuf Putları + Daha sonra gelen Âlimler(!)"den oluşan ?BİR ANONİM ŞİRKET"in ortaya koyduğu bir "BEŞERÎ DİN" çorbası haline dönüş(türül)müştür!
Din; bu tiplerin "TEKEL"inden bir an evvel kurtarıl(a)maz, salt Allah'a özgü kılın(a)mazsa, insanlık; "Allah'a kulluk ediyoruz(!)" di ye "Firavun (köleci faşist yönetimin politika ve propaganda sorum- lusu)", "Kârun (köleci faşist yönetimin ekonomik gücü)", "Hâman (köleci faşist yönetimin silahlı kuvvetleri)" ve "Bel'âm'a (köleci faşist yönetimin ruhban sınıfına)"[(29/39)] kulluk etmekten, "Tev- hid'e bağlıyız(!)" diyerek, şirk'e bağlanmaktan, "Mü'miniz(!)" diye- rek Kâfir (hakikati örten) olmaktan, "Kâbe'nin çevresinde dönüyo- ruz(!)" zannı ile, Firavun'un ringinde dönmekten, "namaz kılıyo- ruz(!)" sanısı içinde; yatıp-kalkmak (sportif egzersiz yapmak)tan, "oruç tutuyoruz(!)" diye, aç-susuz kalmaktan, "Resule inanıyor ve o'nu rehber alıyoruz(!)" zannı ile resulü putlaştırmaktan hiç bir zaman bu "BATAK YAŞAM"dan kurtulamayacak, esenliğe, otantik (ger çek-doğru) mutluluğa ulaşamayacaktır..!
Sonuç olarak, bizim bugün inandığımız anlamda Din; insanlık tarihi boyunca her zaman (diğer bir) din'le, o dine, farklı bir söylemle, Dr. Şehit Ali Şeriatî'den ilham alarak söylemek gerekirse, "Karşı Din"e, ya da "Paralel Din(ler)"e karşı mücadele vermiştir. Resullerin mücadelesi de, "Şirk/Küfr" ile olmuştur, "dinsizlik(!)" ile değil..! Kaldı ki, toplumların dinsiz olması söz konusu değildir! O zaman topluma egemen olan din, "Şirk Dini" ile kıyasıya savaşım verilmiştir. Bugün de bu savaşım devam etmektedir...
NE MUTLU BU SAVAŞIMDA, TEVHİD DİNİ SAFLARINDA YER ALANLARA..!
İnsanoğlu Referans Sisteminde
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.