9786057654304
492008
https://www.sehadetkitap.com/urun/insan-olmak-istiyorum
İnsan Olmak İstiyorum
294.40
Kalbim ezildi. Ağlamamak için kendimi zor tuttum ve çocuğu birden kendime çekerek
alnından birkaç defa öptüm. Yaşı küçük olsa da kurnazlıkta, yalan dolanda bezi tarağı olmayan
bu çocuk, akrabalarını, akranlarını arzuluyor, göbeğinin gömüldüğü yeri, adımını ilk attığı
toprakları delicesine özlüyordu! Böylesi yavruların, olgunluk çağına geldiklerinde, avuç içi
kadar bir köye değil Kırgızların tamamına faydalı, memleketine faydalı birer koç yiğit olmaları
neden zor olsun? Böylesi gençlerimizin, yalan dünyanın işlerine dalıp orada burada gezmek
yerine, damarı toprağın bağrına gömülen bir ağaç gibi kendi toprağında dallanıp budaklanıp,
kendi memleketinde kök salıp, kendi halkına faydalı, kutlu işler yapan birer adam olacakları
ay gibi aşikâr!
Az sonra bu düşüncelerle siyah atımızı yavaş yavaş sürerek sokaklarından anne şefkati
dökülen, sadece insanları değil, otları, ağaçları, nehrin kenarındaki iri taşları bile gönülde
saygı uyandıran, kamışların tepesini sağa sola oynatan, hafif rüzgârı derdimize şifa gibi gelen,
bacalarındaki dumanı rızk ve bereket kokan, doğduğumuz yere; memleketimiz Akcol'a ulaştık.
1958
Kalbim ezildi. Ağlamamak için kendimi zor tuttum ve çocuğu birden kendime çekerek
alnından birkaç defa öptüm. Yaşı küçük olsa da kurnazlıkta, yalan dolanda bezi tarağı olmayan
bu çocuk, akrabalarını, akranlarını arzuluyor, göbeğinin gömüldüğü yeri, adımını ilk attığı
toprakları delicesine özlüyordu! Böylesi yavruların, olgunluk çağına geldiklerinde, avuç içi
kadar bir köye değil Kırgızların tamamına faydalı, memleketine faydalı birer koç yiğit olmaları
neden zor olsun? Böylesi gençlerimizin, yalan dünyanın işlerine dalıp orada burada gezmek
yerine, damarı toprağın bağrına gömülen bir ağaç gibi kendi toprağında dallanıp budaklanıp,
kendi memleketinde kök salıp, kendi halkına faydalı, kutlu işler yapan birer adam olacakları
ay gibi aşikâr!
Az sonra bu düşüncelerle siyah atımızı yavaş yavaş sürerek sokaklarından anne şefkati
dökülen, sadece insanları değil, otları, ağaçları, nehrin kenarındaki iri taşları bile gönülde
saygı uyandıran, kamışların tepesini sağa sola oynatan, hafif rüzgârı derdimize şifa gibi gelen,
bacalarındaki dumanı rızk ve bereket kokan, doğduğumuz yere; memleketimiz Akcol'a ulaştık.
1958
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.