İnsan Haklarının Patolojisi

Stok Kodu:
9786256520349
Boyut:
160-240-
Sayfa Sayısı:
160
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-06-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
260,00TL
166,40TL
Havale/EFT ile: 149,76TL
9786256520349
704123
İnsan Haklarının Patolojisi
İnsan Haklarının Patolojisi
166.40
Son dönemde insan haklarının “son”una dair birçok şey söylendi. Bilhassa Douzinas bu sonu doğrudan ve cesaretle haykırdı. Bu çalışma, malumun ilanı denilecek bu tabloyu kabul etmekle birlikte insan haklarının geldiği noktayı çok daha paradoksal bir yerden kuruyor. Toplumsal sahanın her yerine dağılan neoliberal hak talepkârlılığının insan haklarının ontolojisini darmadağın ettiğini savunuyor. Hak taleplerinin neoliberal bireyselliğin içerisinden yükselmeye başladığı yerde karşılaştığımız “haklar enflasyonu”nun her şeyi nasıl da kutsallaştırdığını gözler önüne seriyor. Nitekim her talebin bir insan hakkı söylemi içerisine yerleştirilme çabasının insan haklarının söylemsel alanını boşaltmak demek olduğunu biliyoruz. Elbette ki, bunun politik olanı da sarstığını göz ardı etmemek gerekiyor. Politik olanın müştereğin üretimiyle ele alınması ile bireyselliğe yaslandırılması arasında antagonizma olduğunu vurgulamak önemli bir zorunluluk. Bu yüzden de şu soruları güçlü bir şekilde sormak mecburiyetindeyiz: “Hakkın bir talep sınırı var mıdır?”, “bu talep sürekliliğinin yasayla ilişkisi nedir?” veya “bu talepkârlık politik olanla nasıl düşünülebilir?”. Bu sorular, aklımıza hemen gelebilecek bazı kavramları da ortaya çıkarıyor. “Büyük-öteki”, “tanıma”, “empati”, “başkalık-etiği”… İşte İnsan Haklarının Patolojisi, bizleri bu kavramları haklar enflasyonu içerisinde yeniden düşünmeye çağırıyor.
Son dönemde insan haklarının “son”una dair birçok şey söylendi. Bilhassa Douzinas bu sonu doğrudan ve cesaretle haykırdı. Bu çalışma, malumun ilanı denilecek bu tabloyu kabul etmekle birlikte insan haklarının geldiği noktayı çok daha paradoksal bir yerden kuruyor. Toplumsal sahanın her yerine dağılan neoliberal hak talepkârlılığının insan haklarının ontolojisini darmadağın ettiğini savunuyor. Hak taleplerinin neoliberal bireyselliğin içerisinden yükselmeye başladığı yerde karşılaştığımız “haklar enflasyonu”nun her şeyi nasıl da kutsallaştırdığını gözler önüne seriyor. Nitekim her talebin bir insan hakkı söylemi içerisine yerleştirilme çabasının insan haklarının söylemsel alanını boşaltmak demek olduğunu biliyoruz. Elbette ki, bunun politik olanı da sarstığını göz ardı etmemek gerekiyor. Politik olanın müştereğin üretimiyle ele alınması ile bireyselliğe yaslandırılması arasında antagonizma olduğunu vurgulamak önemli bir zorunluluk. Bu yüzden de şu soruları güçlü bir şekilde sormak mecburiyetindeyiz: “Hakkın bir talep sınırı var mıdır?”, “bu talep sürekliliğinin yasayla ilişkisi nedir?” veya “bu talepkârlık politik olanla nasıl düşünülebilir?”. Bu sorular, aklımıza hemen gelebilecek bazı kavramları da ortaya çıkarıyor. “Büyük-öteki”, “tanıma”, “empati”, “başkalık-etiği”… İşte İnsan Haklarının Patolojisi, bizleri bu kavramları haklar enflasyonu içerisinde yeniden düşünmeye çağırıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat