9786059596077
441517
https://www.sehadetkitap.com/urun/inaniyorum-o-halde-varim
İnanıyorum O Halde Varım
272.46
İnsan, fizyolojik yapısından daha farklı ve daha karmaşık bir varlıktır. Varoluşunu sorgular, hayatın
anlamını araştırır, sonsuzluğu merak eder. Binlerce yıl süren tekâmülü sırasında durumlar, düşünceler,
duygular ve davranışlar şeklinde adlandırabileceğimiz farklı varoluş seyahatlerinden geçmiştir. Bu
seyahatler sırasında beyinden yola çıkarak davranışları inceleyen ya da davranışlardan yola çıkarak beyin
hakkında yorum yapan fakat birbirini yok sayan iki literatür ortaya çıkmıştır. Bunlardan biyolojik
yaklaşım, beyni baş tacı ederek insanı genlerden ibaret kabul etti. Diğeri ise dinamikçi yaklaşarak
davranışları baş tacı edip insanı davranışlardan ibaret gördü. Bu iki literatürün birbirinden kopuk oluşu,
"Beyin Bilinemez, Keşfedilemez, Anlaşılamaz" gibi bir sonuca götürdü. 21. yüzyılda yapılmaya başlanan
beyin araştırmaları bu yanlış düşünceleri tartışılır hale getirdi. Sosyal bilimlerin farklı alanlarındaki
araştırmacıları, artık insan davranışlarıyla ilgili bilgilerini yeterli görmeyip beyin bilgilerinin kapsamlı
öğretildiği eğitimlere yöneliyorlar. Bu ilgi, sosyobiyoloji adında yeni bir bilgi alanını ortaya çıkardı.
Bu kitap, biyolojik bir hikâyenin kültürel bir şekle girmesinin, yüzbinlerce yıldır süren maddi bir
şekillenmenin son on bin yıl içinde kimliğe kavuşmasının kısa tarihidir. Bu kısa tarihin içinde insanın
kimlik kazanma öyküsü düşünebilmeyi, kültür yaratmayı, sosyalleşmeyi, ahlak sahibi olmayı, kimlik
iddiasını ve yeniden öğrenebilmeyi kapsamaktadır. Nörobilimle sosyal davranışı birleştirerek okuyucuya
farklı bir perspektif kazandıran bu eser, "İnsan sosyal bir varlıktır" görüşünü gözlemin ötesine taşıyarak,
deneysel olarak test edilebildiğini öğrenmek isteyenler için muhteşem bir kaynak olacaktır.
İnsan, fizyolojik yapısından daha farklı ve daha karmaşık bir varlıktır. Varoluşunu sorgular, hayatın
anlamını araştırır, sonsuzluğu merak eder. Binlerce yıl süren tekâmülü sırasında durumlar, düşünceler,
duygular ve davranışlar şeklinde adlandırabileceğimiz farklı varoluş seyahatlerinden geçmiştir. Bu
seyahatler sırasında beyinden yola çıkarak davranışları inceleyen ya da davranışlardan yola çıkarak beyin
hakkında yorum yapan fakat birbirini yok sayan iki literatür ortaya çıkmıştır. Bunlardan biyolojik
yaklaşım, beyni baş tacı ederek insanı genlerden ibaret kabul etti. Diğeri ise dinamikçi yaklaşarak
davranışları baş tacı edip insanı davranışlardan ibaret gördü. Bu iki literatürün birbirinden kopuk oluşu,
"Beyin Bilinemez, Keşfedilemez, Anlaşılamaz" gibi bir sonuca götürdü. 21. yüzyılda yapılmaya başlanan
beyin araştırmaları bu yanlış düşünceleri tartışılır hale getirdi. Sosyal bilimlerin farklı alanlarındaki
araştırmacıları, artık insan davranışlarıyla ilgili bilgilerini yeterli görmeyip beyin bilgilerinin kapsamlı
öğretildiği eğitimlere yöneliyorlar. Bu ilgi, sosyobiyoloji adında yeni bir bilgi alanını ortaya çıkardı.
Bu kitap, biyolojik bir hikâyenin kültürel bir şekle girmesinin, yüzbinlerce yıldır süren maddi bir
şekillenmenin son on bin yıl içinde kimliğe kavuşmasının kısa tarihidir. Bu kısa tarihin içinde insanın
kimlik kazanma öyküsü düşünebilmeyi, kültür yaratmayı, sosyalleşmeyi, ahlak sahibi olmayı, kimlik
iddiasını ve yeniden öğrenebilmeyi kapsamaktadır. Nörobilimle sosyal davranışı birleştirerek okuyucuya
farklı bir perspektif kazandıran bu eser, "İnsan sosyal bir varlıktır" görüşünü gözlemin ötesine taşıyarak,
deneysel olarak test edilebildiğini öğrenmek isteyenler için muhteşem bir kaynak olacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.