İlham-ı Aşk Hz.Ali

Stok Kodu:
9786058362093
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
376
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
130,00TL
119,60TL
Havale/EFT ile: 107,64TL
9786058362093
690795
İlham-ı Aşk Hz.Ali
İlham-ı Aşk Hz.Ali
119.60
Yüceler yücesi Allah, Fatıma ve yeni doğmuş oğlunu tam üç gün boyunca, en yüce şerefle emzirmişti Kâbe'nin kollarında. Fatıma, dördüncü gün, Kâbe'nin önünde bekleşen kalabalığın şaşkın bakışları arasında, kucağında yeni doğmuş oğluyla o mukaddes evden çıktı. Tarihin aşina olduğu bir an, yeniden sahneleniyordu sanki farklı bir coğrafyanın farklı bir baharında. Hz. Meryem'in, oğlu İsa ile İsrailoğulları karşısındaki silueti, tekrar canlanmıştı Fatıma'nın Kâbe'den çıkışında. Aynı hayret yüklü bakışlar, şimdi de Fatıma ve kollarında onurla taşıdığı oğlunun üzerinde geziniyordu. Fatıma, yaşadıklarının manevi doygunluğuyla başını kaldırdı ve mukaddes bir davetle, evinin kapısını kendisine açan ve o ana kadar hissetmediği bir şerefle kendisine ikramda bulunan Rabbinin katına dikti gözlerini. Dile gelmemiş cümlelerle şükrünü arz etti o yüce dergâha. Daha sonra hayran bir gönülle seyretti, beyaz bir kundağın içinde kollarında gülümseyen güneşin göz kamaştıran simasını. Kendisini, karanlık bir gecenin eteklerine yansıyan taptaze bir şafak gibi hissetti. Kundağında gülümseyen oğlunu ise o taptaze şafağa ışık tutan ve karanlıkları parçalayan, bütün kâinatı bir rahmet terennümüyle saran güneş. (Tanıtım Bülteninden)
Yüceler yücesi Allah, Fatıma ve yeni doğmuş oğlunu tam üç gün boyunca, en yüce şerefle emzirmişti Kâbe'nin kollarında. Fatıma, dördüncü gün, Kâbe'nin önünde bekleşen kalabalığın şaşkın bakışları arasında, kucağında yeni doğmuş oğluyla o mukaddes evden çıktı. Tarihin aşina olduğu bir an, yeniden sahneleniyordu sanki farklı bir coğrafyanın farklı bir baharında. Hz. Meryem'in, oğlu İsa ile İsrailoğulları karşısındaki silueti, tekrar canlanmıştı Fatıma'nın Kâbe'den çıkışında. Aynı hayret yüklü bakışlar, şimdi de Fatıma ve kollarında onurla taşıdığı oğlunun üzerinde geziniyordu. Fatıma, yaşadıklarının manevi doygunluğuyla başını kaldırdı ve mukaddes bir davetle, evinin kapısını kendisine açan ve o ana kadar hissetmediği bir şerefle kendisine ikramda bulunan Rabbinin katına dikti gözlerini. Dile gelmemiş cümlelerle şükrünü arz etti o yüce dergâha. Daha sonra hayran bir gönülle seyretti, beyaz bir kundağın içinde kollarında gülümseyen güneşin göz kamaştıran simasını. Kendisini, karanlık bir gecenin eteklerine yansıyan taptaze bir şafak gibi hissetti. Kundağında gülümseyen oğlunu ise o taptaze şafağa ışık tutan ve karanlıkları parçalayan, bütün kâinatı bir rahmet terennümüyle saran güneş. (Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat