İktidar-Bilim-İlim İlişkisi; 17. Yüzyıl Osmanlı ve Batı Dünyasında Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Stok Kodu:
9786052380994
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
428
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-02-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
350,00TL
322,00TL
Havale/EFT ile: 315,56TL
9786052380994
473008
İktidar-Bilim-İlim İlişkisi; 17. Yüzyıl Osmanlı ve Batı Dünyasında Karşılaştırmalı Bir İnceleme
İktidar-Bilim-İlim İlişkisi; 17. Yüzyıl Osmanlı ve Batı Dünyasında Karşılaştırmalı Bir İnceleme
322.00
Bu çalışma, başta felsefe ve tarih olmak üzere birçok disiplinde eksikliği duyulan tartışmalara katkı sunmayı amaçlamıştır. Bu gaye ekseninde, XVII. yüzyıl Osmanlı ve Batı Dünyası'nda iktidar-bilim/ilim ilişkisi karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Beş "yapı"cı faktöre, yani siyasi, hukuki, ekonomik, toplumsal ve kültürel (bilim ve felsefe çalışmaları) yapılara bağlı olarak ele alınan söz konusu ilişki, gelenek-modernizm, kul-birey, Sünni İslam-merkantilizm, şer'i ve örfi hukuk-pozitif hukuk, din-felsefe ve ilim-bilim ikilikleri etrafında değerlendirilmiştir. Birincil öncüllerin, ikincil olanlar karşısında hukuki, ekonomik, toplumsal, düşünsel ve bilimsel gelişmişliğe bağlı olarak ikincilleştiğini tespit edilmiştir. Bu tespitte, Osmanlı'da ve Batı'da siyasi yapıyı inşa eden söylemlerin, dünyayı anlama ve anlamlandırma biçimlerine göre, siyasi ve ekonomik iktidar olmak üzere farklılık gösterdiğini ve dolayısıyla ideolojik söylemlerin farklı hakikatler yaratma gücüne sahip olduğunu gerçeği yönlendirici olmuştur. İdeolojinin ve iktidarın hakikat yaratma amaçlarında, medreselerin, üniversitelerin, devlet aydınlarının ve entelektüellerin iktidar araçları oldukları ve bu araçların, ideoloji-iktidar ikiliğinin toplum ve birey üzerindeki meşruiyetlerini tesis ettikleri belirlenmiştir. Osmanlı'nın bilimsel ve felsefi kuramlarının tamamen İslam düşünce geleneğinde aktarıldığı şekliyle güncellenmeden kaldığını, özgün eserlerden ziyade, şerhlerin ağırlıkta olduğu görülmüştür. Buna karşın, felsefe, astronomi ve fizik siyaset ve iktisadi teorileri ve politikalarıyla Batı'da modernleşmeye sunulan katkılar ciddiyetle değerlendirilmiştir. Sonuç XVII. yüzyılda Osmanlı'da ve Batı'da ideoloji ve iktidarın hakikat yaratma söylemlerinden bağımsız bir iktidar-bilim/ilim ilişkisinin tasavvur edilemeyeceği gerçeğine ulaşılmıştır.
Bu çalışma, başta felsefe ve tarih olmak üzere birçok disiplinde eksikliği duyulan tartışmalara katkı sunmayı amaçlamıştır. Bu gaye ekseninde, XVII. yüzyıl Osmanlı ve Batı Dünyası'nda iktidar-bilim/ilim ilişkisi karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Beş "yapı"cı faktöre, yani siyasi, hukuki, ekonomik, toplumsal ve kültürel (bilim ve felsefe çalışmaları) yapılara bağlı olarak ele alınan söz konusu ilişki, gelenek-modernizm, kul-birey, Sünni İslam-merkantilizm, şer'i ve örfi hukuk-pozitif hukuk, din-felsefe ve ilim-bilim ikilikleri etrafında değerlendirilmiştir. Birincil öncüllerin, ikincil olanlar karşısında hukuki, ekonomik, toplumsal, düşünsel ve bilimsel gelişmişliğe bağlı olarak ikincilleştiğini tespit edilmiştir. Bu tespitte, Osmanlı'da ve Batı'da siyasi yapıyı inşa eden söylemlerin, dünyayı anlama ve anlamlandırma biçimlerine göre, siyasi ve ekonomik iktidar olmak üzere farklılık gösterdiğini ve dolayısıyla ideolojik söylemlerin farklı hakikatler yaratma gücüne sahip olduğunu gerçeği yönlendirici olmuştur. İdeolojinin ve iktidarın hakikat yaratma amaçlarında, medreselerin, üniversitelerin, devlet aydınlarının ve entelektüellerin iktidar araçları oldukları ve bu araçların, ideoloji-iktidar ikiliğinin toplum ve birey üzerindeki meşruiyetlerini tesis ettikleri belirlenmiştir. Osmanlı'nın bilimsel ve felsefi kuramlarının tamamen İslam düşünce geleneğinde aktarıldığı şekliyle güncellenmeden kaldığını, özgün eserlerden ziyade, şerhlerin ağırlıkta olduğu görülmüştür. Buna karşın, felsefe, astronomi ve fizik siyaset ve iktisadi teorileri ve politikalarıyla Batı'da modernleşmeye sunulan katkılar ciddiyetle değerlendirilmiştir. Sonuç XVII. yüzyılda Osmanlı'da ve Batı'da ideoloji ve iktidarın hakikat yaratma söylemlerinden bağımsız bir iktidar-bilim/ilim ilişkisinin tasavvur edilemeyeceği gerçeğine ulaşılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat