İkidillilik Ve Çokdillilik; Erken Çocukluk Döneminde Birden Fazla Dil Öğrenimi

Stok Kodu:
9786051704814
Boyut:
160-240-0
Sayfa Sayısı:
184
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-03-15
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%23 indirimli
219,00TL
168,63TL
Havale/EFT ile: 151,77TL
9786051704814
521295
İkidillilik Ve Çokdillilik; Erken Çocukluk Döneminde Birden Fazla Dil Öğrenimi
İkidillilik Ve Çokdillilik; Erken Çocukluk Döneminde Birden Fazla Dil Öğrenimi
168.63
Birden fazla dil öğrenmek ve ev, okul ve iş yaşamında kullanmak, dünyanın hemen her yerinde sık karşılaşılan bir durumdur. Bugün dünyaya gözünü açan çocukların çoğu, erken çocukluk döneminden itibaren yaşamları boyunca birden fazla dile maruz kalmakta ve bu dilleri gündelik yaşamlarında etkin bir biçimde kullanmaktadır. Bunun bireysel olduğu kadar, ekonomik, pedagojik, sosyal ve siyasal pek çok boyutu vardır. Bu kitabın amacı, birden fazla dil konuşan çocukların dil gelişimini incelemek ve bu sayede hem eğitim fakültelerinde öğrenim gören öğretmen adaylarının akademik donanımına destek olmak, hem de çocuklarına anadili dışında bir dil kazandırmak isteyen anne babaların ve öğretmenlerin sorularına cevap bulmaktır. Dil öğrenimi karmaşık ve çok boyutlu bir süreçtir. Ancak, normal gelişim gösteren her çocuk, çevresinde konuşulan ve düzenli olarak iletişim kurma olanağı bulduğu her dili öğrenme kapasitesine sahiptir. Aynı durum, işitme engelli çocuklar için de geçerlidir. Bu anlamda, beynin bir çocuğun öğrenebileceği dillerin sayısını sınırlaması söz konusu değildir. Dahası, çocuk çevresinde konuşulan bir veya birden çok dili öğrenme sürecini, bilişsel, sosyal ve psikolojik açıdan henüz gelişme evresinde olduğu yaşamın ilk yıllarında yaşamaya başlar. Çocukta dil öğrenimi nasıl gerçekleşir? Çocuk dil edinimi sırasında hangi evrelerden geçer? Anne babanın veya çevrenin çocuğun dil gelişimine etkileri nelerdir? Çocuğun ilk sözcükleri, ilk tümceleri ne gibi özellikler taşır? Doğrusu, çok basitmiş gibi görünen bu sorular, yaşamın ilk yıllarında başlayan çok boyutlu bir öğrenme sürecinin temel halkalarını oluştururlar. Bu konuda ortaya atılan görüşler, bilişsel, dilbilimsel, nörolojik, psikolojik ve sosyolojik birçok yaklaşımı içerir. Aynı bireyin iki ya da daha fazla dili öğrenme süreci düşünüldüğünde ise, karşı karşıya kaldığımız problem, daha karmaşık bir durum arz eder. Her biri kendine has ses bilgisi, morfoloji bilgisi, söz varlığı, sözdizim bilgisi, stil ve edimbilimsel kullanım kuralları içeren iki dile eşzamanlı olarak aynı anda ya da arka arkaya maruz kalmak, ikidilli büyüyen bireyler için başlı başına karmaşık bir öğrenme sürecine işaret eder. Kısaca, iki farklı dil sistemini aktif olarak kullanma olarak tanımlayabileceğimiz ikidillilik, alanyazında anadil edinimine oranla daha az çalışılan bir alan olmasına karşın, tüm dünyada önemi hızla artan alabildiğine karmaşık bir olgudur. Bu alanda yapılan araştırmalar, ikidilliliğin sadece dil öğrenme süreçleriyle ve diller arası etkileşimle sınırlı olmadığını, bilişsel ve nörolojik süreçlerden, toplumsal yaşama, kuşaklararası dil aktarımından, ikidilli eğitim sistemlerine kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayıldığını göstermektedir. Bu bakımdan kitabın amacı, hemen her gün iki veya daha fazla farklı dili konuşan ve kullanan bireylerin özelliklerini ve ikidillilik türlerini ele almak ve ikidilliliğin bilişsel, nörolojik ve sosyal boyutlarını değerlendirerek, bu durumun iki dilde okuma ve yazma becerilerinin edinimine ve ikidilli eğitim sistemlerine yansımalarını incelemektir.
Birden fazla dil öğrenmek ve ev, okul ve iş yaşamında kullanmak, dünyanın hemen her yerinde sık karşılaşılan bir durumdur. Bugün dünyaya gözünü açan çocukların çoğu, erken çocukluk döneminden itibaren yaşamları boyunca birden fazla dile maruz kalmakta ve bu dilleri gündelik yaşamlarında etkin bir biçimde kullanmaktadır. Bunun bireysel olduğu kadar, ekonomik, pedagojik, sosyal ve siyasal pek çok boyutu vardır. Bu kitabın amacı, birden fazla dil konuşan çocukların dil gelişimini incelemek ve bu sayede hem eğitim fakültelerinde öğrenim gören öğretmen adaylarının akademik donanımına destek olmak, hem de çocuklarına anadili dışında bir dil kazandırmak isteyen anne babaların ve öğretmenlerin sorularına cevap bulmaktır. Dil öğrenimi karmaşık ve çok boyutlu bir süreçtir. Ancak, normal gelişim gösteren her çocuk, çevresinde konuşulan ve düzenli olarak iletişim kurma olanağı bulduğu her dili öğrenme kapasitesine sahiptir. Aynı durum, işitme engelli çocuklar için de geçerlidir. Bu anlamda, beynin bir çocuğun öğrenebileceği dillerin sayısını sınırlaması söz konusu değildir. Dahası, çocuk çevresinde konuşulan bir veya birden çok dili öğrenme sürecini, bilişsel, sosyal ve psikolojik açıdan henüz gelişme evresinde olduğu yaşamın ilk yıllarında yaşamaya başlar. Çocukta dil öğrenimi nasıl gerçekleşir? Çocuk dil edinimi sırasında hangi evrelerden geçer? Anne babanın veya çevrenin çocuğun dil gelişimine etkileri nelerdir? Çocuğun ilk sözcükleri, ilk tümceleri ne gibi özellikler taşır? Doğrusu, çok basitmiş gibi görünen bu sorular, yaşamın ilk yıllarında başlayan çok boyutlu bir öğrenme sürecinin temel halkalarını oluştururlar. Bu konuda ortaya atılan görüşler, bilişsel, dilbilimsel, nörolojik, psikolojik ve sosyolojik birçok yaklaşımı içerir. Aynı bireyin iki ya da daha fazla dili öğrenme süreci düşünüldüğünde ise, karşı karşıya kaldığımız problem, daha karmaşık bir durum arz eder. Her biri kendine has ses bilgisi, morfoloji bilgisi, söz varlığı, sözdizim bilgisi, stil ve edimbilimsel kullanım kuralları içeren iki dile eşzamanlı olarak aynı anda ya da arka arkaya maruz kalmak, ikidilli büyüyen bireyler için başlı başına karmaşık bir öğrenme sürecine işaret eder. Kısaca, iki farklı dil sistemini aktif olarak kullanma olarak tanımlayabileceğimiz ikidillilik, alanyazında anadil edinimine oranla daha az çalışılan bir alan olmasına karşın, tüm dünyada önemi hızla artan alabildiğine karmaşık bir olgudur. Bu alanda yapılan araştırmalar, ikidilliliğin sadece dil öğrenme süreçleriyle ve diller arası etkileşimle sınırlı olmadığını, bilişsel ve nörolojik süreçlerden, toplumsal yaşama, kuşaklararası dil aktarımından, ikidilli eğitim sistemlerine kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayıldığını göstermektedir. Bu bakımdan kitabın amacı, hemen her gün iki veya daha fazla farklı dili konuşan ve kullanan bireylerin özelliklerini ve ikidillilik türlerini ele almak ve ikidilliliğin bilişsel, nörolojik ve sosyal boyutlarını değerlendirerek, bu durumun iki dilde okuma ve yazma becerilerinin edinimine ve ikidilli eğitim sistemlerine yansımalarını incelemektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat