İçimizdeki İnsan; Gündelik Yaşama ve Siyasete Yansımaları

Stok Kodu:
9789758759521
Boyut:
140-210-0
Sayfa Sayısı:
134
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006-10-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
76,00TL
69,92TL
Havale/EFT ile: 68,52TL
9789758759521
373578
İçimizdeki İnsan; Gündelik Yaşama ve Siyasete Yansımaları
İçimizdeki İnsan; Gündelik Yaşama ve Siyasete Yansımaları
69.92
Elinizin altındaki bu kitap, Adorno’nun “ düşünmek özdeşleştirmektir” sözüne uygun olarak ‘Psikiyatri Bilimi’ tahsil etmiş, araştırmalarını toplumla paylaşan Dr. Yalçın Güzelhan’ın ürettiği “İçimizdeki İnsan”ın modellerini ortaya koyan makalelerden oluşmuş güzel bir eserdir. İçimizdeki insan, lider de olabilir, devlet yöneticisi de, sosyal grup önderi de, siyasi parti başkanı da. Sosyal hayatta, siyasette, dünyada neleri, nasıl görmemiz gerektiğine dair ince ve akılcı tezler ileri süren bu eser bütün gençlerimizin zevkle okuyabileceği bir başvuru kitabı niteliğindedir. Gençliğimizde uyuşturucu kullanımı gittikçe artmıyor mu? Gençliğin sağlıklı yetişmesine gereken özen gösteriliyor mu? Kan –Gözyaşı ve Korku süren küresel güçlere karşı dünya ülkeleri ve ülkemiz hangi önlemleri alıyor? Gittikçe çoğalan, alıp başını dağlara çıkmak isteyen, toplum içinde yaşamaktan korkan “yalnız insanlara” kim nasıl yardım edebilir? Doyuma ulaşmış azgın insanlar, artık neden kazandıklarına bir daha kazanmayı düşünmüyorlar da, rakiplerinin kaybettikleri anı bekleyip karınca gibi üzerlerine gidiyorlar? Siyasetçiler neden küfrederek konuşuyorlar, neden insanlarımıza tepeden bakıyorlar, neden dillerine hakim olamıyorlar? İnsanlarımızın çoğu farklılıklara dayanamadığı gibi, “kendi başına farklı bir dünya olup” sosyal gruplaşmaların başını çekme ihtiyacı duyuyorlar? Teknolojide ve bilişimdeki gelişmeler neden insan duygusallığı problemini çözemiyor? Gelişmekte olan ülkelerde her nedense neden asıl “insan ruhu köleleştirilmek veya öldürülmek “ isteniyor? Engelli olan insanlarımıza karşı gerçek davranışlarımızı ne devlet olarak, ne de insanlık olarak gösterebiliyor muyuz? Onları ‘öteki’ olarak algılayan düşüncelerden ne zaman arınacağız? Kutsal davaya olan inançları saygıyı, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarıyla birlikte alıp gittiklerine şahit olunan günümüzde bu türlü yöneticilerden ne zaman kurtulacağız? Devlet kurumlarının, askerimizin, polisimizin, yargımızın ve basınımızın gittikçe pasifize edilmek istenildiği bir çağda hangi yöntemlerle doğru ve ilkeli düşüncelere ulaşacağız? “Sosyal AIDS” gibi ülkemizi içten kemiren, sosyal dokumuzu alt üst eden olaylara nasıl bakacağız? Silaha para ayıran ülkelerin dünya çocuklarının eğitimlerine neden para ayırmadıklarını nasıl sorgulayacağız? AB ülkeleri içinde kültürel yapısı, inançları, yaşam tarzı, değer yargıları farklı olan Türkiye Avrupa’da nasıl hazmedilecek, sürekli baskı ve güç altına alınmak istenen dil ve kültürümüzü nasıl sağlıklı halde tutabileceğiz? İşte bu eserde bu sorulara cevaplar bulacak ve kitabı baştan sona kadar keyifle okuyabileceksiniz. Her makalelerden bir ders, bir tez, bir görüş çıkaracak ve bu görüşleri ümit ederim ki uygulamaya çalışırsınız. Artık millet ‘hak, hukuk, barış ve demokrasi ‘ yalan ve masallarına inanmak istemiyor, “Güçlü olanın Hukuku” nun ‘haklı’ olduğuna inanıyor. Çünkü bütün dünyada yaşadıklarımız ve gördüklerimiz bizlere ‘bu doğruluğu’ açıkça gösteriyor. “Rica etmeyi emir, uyarıları baskı, sorumluluğu ise bir yük“ olarak gören, olumsuz algılamalara yatkın bir toplum anlayışıyla karşı karşıya kaldığımız günümüzde “milli duruşu” ön plana çıkarmaya çalışan ve özellikle sosyal olayların arka planındaki “insan rolünü” her yönüyle ele alan bu eserin birçok sorunumuza çare olacağından kuşkum yok.. Özellikle takıntılı, benmerkezci, her yaklaşıma şüpheyle bakan, sürekli pohpohlanmak isteyen, her olaya empatiyle yaklaşamayan, kendi benliğini aşamamış, her olaya eleştirel gözle bakan, sürekli onaylanmak isteyen “bebe ruhlu” insanların yarattığı sorunları çözmek için okuyalım bu kitabı...
Elinizin altındaki bu kitap, Adorno’nun “ düşünmek özdeşleştirmektir” sözüne uygun olarak ‘Psikiyatri Bilimi’ tahsil etmiş, araştırmalarını toplumla paylaşan Dr. Yalçın Güzelhan’ın ürettiği “İçimizdeki İnsan”ın modellerini ortaya koyan makalelerden oluşmuş güzel bir eserdir. İçimizdeki insan, lider de olabilir, devlet yöneticisi de, sosyal grup önderi de, siyasi parti başkanı da. Sosyal hayatta, siyasette, dünyada neleri, nasıl görmemiz gerektiğine dair ince ve akılcı tezler ileri süren bu eser bütün gençlerimizin zevkle okuyabileceği bir başvuru kitabı niteliğindedir. Gençliğimizde uyuşturucu kullanımı gittikçe artmıyor mu? Gençliğin sağlıklı yetişmesine gereken özen gösteriliyor mu? Kan –Gözyaşı ve Korku süren küresel güçlere karşı dünya ülkeleri ve ülkemiz hangi önlemleri alıyor? Gittikçe çoğalan, alıp başını dağlara çıkmak isteyen, toplum içinde yaşamaktan korkan “yalnız insanlara” kim nasıl yardım edebilir? Doyuma ulaşmış azgın insanlar, artık neden kazandıklarına bir daha kazanmayı düşünmüyorlar da, rakiplerinin kaybettikleri anı bekleyip karınca gibi üzerlerine gidiyorlar? Siyasetçiler neden küfrederek konuşuyorlar, neden insanlarımıza tepeden bakıyorlar, neden dillerine hakim olamıyorlar? İnsanlarımızın çoğu farklılıklara dayanamadığı gibi, “kendi başına farklı bir dünya olup” sosyal gruplaşmaların başını çekme ihtiyacı duyuyorlar? Teknolojide ve bilişimdeki gelişmeler neden insan duygusallığı problemini çözemiyor? Gelişmekte olan ülkelerde her nedense neden asıl “insan ruhu köleleştirilmek veya öldürülmek “ isteniyor? Engelli olan insanlarımıza karşı gerçek davranışlarımızı ne devlet olarak, ne de insanlık olarak gösterebiliyor muyuz? Onları ‘öteki’ olarak algılayan düşüncelerden ne zaman arınacağız? Kutsal davaya olan inançları saygıyı, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarıyla birlikte alıp gittiklerine şahit olunan günümüzde bu türlü yöneticilerden ne zaman kurtulacağız? Devlet kurumlarının, askerimizin, polisimizin, yargımızın ve basınımızın gittikçe pasifize edilmek istenildiği bir çağda hangi yöntemlerle doğru ve ilkeli düşüncelere ulaşacağız? “Sosyal AIDS” gibi ülkemizi içten kemiren, sosyal dokumuzu alt üst eden olaylara nasıl bakacağız? Silaha para ayıran ülkelerin dünya çocuklarının eğitimlerine neden para ayırmadıklarını nasıl sorgulayacağız? AB ülkeleri içinde kültürel yapısı, inançları, yaşam tarzı, değer yargıları farklı olan Türkiye Avrupa’da nasıl hazmedilecek, sürekli baskı ve güç altına alınmak istenen dil ve kültürümüzü nasıl sağlıklı halde tutabileceğiz? İşte bu eserde bu sorulara cevaplar bulacak ve kitabı baştan sona kadar keyifle okuyabileceksiniz. Her makalelerden bir ders, bir tez, bir görüş çıkaracak ve bu görüşleri ümit ederim ki uygulamaya çalışırsınız. Artık millet ‘hak, hukuk, barış ve demokrasi ‘ yalan ve masallarına inanmak istemiyor, “Güçlü olanın Hukuku” nun ‘haklı’ olduğuna inanıyor. Çünkü bütün dünyada yaşadıklarımız ve gördüklerimiz bizlere ‘bu doğruluğu’ açıkça gösteriyor. “Rica etmeyi emir, uyarıları baskı, sorumluluğu ise bir yük“ olarak gören, olumsuz algılamalara yatkın bir toplum anlayışıyla karşı karşıya kaldığımız günümüzde “milli duruşu” ön plana çıkarmaya çalışan ve özellikle sosyal olayların arka planındaki “insan rolünü” her yönüyle ele alan bu eserin birçok sorunumuza çare olacağından kuşkum yok.. Özellikle takıntılı, benmerkezci, her yaklaşıma şüpheyle bakan, sürekli pohpohlanmak isteyen, her olaya empatiyle yaklaşamayan, kendi benliğini aşamamış, her olaya eleştirel gözle bakan, sürekli onaylanmak isteyen “bebe ruhlu” insanların yarattığı sorunları çözmek için okuyalım bu kitabı...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat