İbni Arabi Derrida; Tasavvuf ve Yapısöküm

Stok Kodu:
9789755397122
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2016-02-01
Çeviren:
Kadir Filiz
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
144,00TL
96,48TL
Havale/EFT ile: 91,66TL
9789755397122
397592
İbni Arabi Derrida; Tasavvuf ve Yapısöküm
İbni Arabi Derrida; Tasavvuf ve Yapısöküm
96.48
Elinizdeki inceleme, Orhan Pamukun Kara Kitap adlı romanından bir alıntıyla başlıyor: O ara biri en büyük egzistansiyalistin İbni Arabî olduğunu, Batıdakilerin yedi yüz yıl sonra, yalnızca ondan çalıp çırpıp taklit ettiğini yazmıştı. Bugün Batıda Herakleitos ve Augustineden Aquinasa, varoluşçuluğun öncüleri sayılabilecek şahsiyetler güncelliklerini korurken, Pamuk, Doğudaki İslamcı/milliyetçi odakların, Batının temelleri üzerindeki hak iddialarına bir örnek olarak İbni Arabîyi kullanmaktadır. Modern kültürü ve yüzyılların bütün düşüncelerini tek bir kültürel kaynak adına yeniden kendilerine mal eden birçok eleştirmendeki bilindik yerel içgüdüleri, parodileştirme yoluyla ifade etmektedir Pamuk. Arabînin Dantenin İlahi Komedyası üzerindeki iddia edilen etkisi, birçok hüsnükuruntu tadındaki hermenötik arasından bir örnek olarak alıntılanmıştır. Ama bu kitap, Pamukun şakasındaki gibi, İbni Arabînin tüm zamanların varoluşçusu ya da postyapısalcısı olduğunu iddia etmek yerine, tasavvufu ve yapısökümü anlamayı amaçlıyor. Benjaminin bir kavramını istismar ederek kullanırsak, farklı parçaların aynıya, yani kırılmış bir çömleğe, aidiyetini hatırlama arzusudur bu çalışma. İncelenen metinlerin kökleri arasında 800 yıl gibi bir zaman farklılığı ve büyük bir coğrafi uzaklık bulunmaktadır. Bu çalışmanın niyeti bir 13. yüzyıl mutasavvıfını bir postmodern teorisyene çevirmek olmadığı gibi Jacques Derridayı da İslâmîleştirmek veya yazılarını İslâmî mistik bir forma dönüştürmek değildir. İbni Arabî ile Derrida arasındaki ilişki tam olarak nedir? Bir mutasavvıfın kullandığı kelimeler, gerçekten bir ateist gözüyle bakılan çağdaş bir Fransız teorisyeninin çalışmalarıyla benzerlik arz edebilir mi? Yapısökümün metaforları, stratejileri ve motifleri bütün anlamlarını tasavvufla bir mukayese bağlamında değiştiriyor mu? İbni Arabî bize Derridayı farklı şekilde okumayı öğretebilir mi; ya da Derrida İbni Arabîyi? Son dönemlerde tüm dünyada karşılaştırmalı din ve teoloji bölümlerindeki akademisyenler kendi dini geleneklerindeki çeşitli örnekleri Derridanın yapısökümcü yazıları için yeniden keşfederken, Georgia State Universityde postkolonyal edebiyat teorisi üzerine dersler vermekte olan ve daha önce Türkiye üniversitelerinde de çalışan Ian Almond da, bu kitapta, pek çok soruya yanıt aramakta ve iki ayrı düşünürü karşılaştırmalı olarak ele almaktadır.
Elinizdeki inceleme, Orhan Pamukun Kara Kitap adlı romanından bir alıntıyla başlıyor: O ara biri en büyük egzistansiyalistin İbni Arabî olduğunu, Batıdakilerin yedi yüz yıl sonra, yalnızca ondan çalıp çırpıp taklit ettiğini yazmıştı. Bugün Batıda Herakleitos ve Augustineden Aquinasa, varoluşçuluğun öncüleri sayılabilecek şahsiyetler güncelliklerini korurken, Pamuk, Doğudaki İslamcı/milliyetçi odakların, Batının temelleri üzerindeki hak iddialarına bir örnek olarak İbni Arabîyi kullanmaktadır. Modern kültürü ve yüzyılların bütün düşüncelerini tek bir kültürel kaynak adına yeniden kendilerine mal eden birçok eleştirmendeki bilindik yerel içgüdüleri, parodileştirme yoluyla ifade etmektedir Pamuk. Arabînin Dantenin İlahi Komedyası üzerindeki iddia edilen etkisi, birçok hüsnükuruntu tadındaki hermenötik arasından bir örnek olarak alıntılanmıştır. Ama bu kitap, Pamukun şakasındaki gibi, İbni Arabînin tüm zamanların varoluşçusu ya da postyapısalcısı olduğunu iddia etmek yerine, tasavvufu ve yapısökümü anlamayı amaçlıyor. Benjaminin bir kavramını istismar ederek kullanırsak, farklı parçaların aynıya, yani kırılmış bir çömleğe, aidiyetini hatırlama arzusudur bu çalışma. İncelenen metinlerin kökleri arasında 800 yıl gibi bir zaman farklılığı ve büyük bir coğrafi uzaklık bulunmaktadır. Bu çalışmanın niyeti bir 13. yüzyıl mutasavvıfını bir postmodern teorisyene çevirmek olmadığı gibi Jacques Derridayı da İslâmîleştirmek veya yazılarını İslâmî mistik bir forma dönüştürmek değildir. İbni Arabî ile Derrida arasındaki ilişki tam olarak nedir? Bir mutasavvıfın kullandığı kelimeler, gerçekten bir ateist gözüyle bakılan çağdaş bir Fransız teorisyeninin çalışmalarıyla benzerlik arz edebilir mi? Yapısökümün metaforları, stratejileri ve motifleri bütün anlamlarını tasavvufla bir mukayese bağlamında değiştiriyor mu? İbni Arabî bize Derridayı farklı şekilde okumayı öğretebilir mi; ya da Derrida İbni Arabîyi? Son dönemlerde tüm dünyada karşılaştırmalı din ve teoloji bölümlerindeki akademisyenler kendi dini geleneklerindeki çeşitli örnekleri Derridanın yapısökümcü yazıları için yeniden keşfederken, Georgia State Universityde postkolonyal edebiyat teorisi üzerine dersler vermekte olan ve daha önce Türkiye üniversitelerinde de çalışan Ian Almond da, bu kitapta, pek çok soruya yanıt aramakta ve iki ayrı düşünürü karşılaştırmalı olarak ele almaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat