Hiyerofant; (Yun.) Kutsalın Tezahürü

Stok Kodu:
9786051738482
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
336
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-01-28
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%43 indirimli
188,50TL
107,45TL
Havale/EFT ile: 105,30TL
9786051738482
518594
Hiyerofant; (Yun.) Kutsalın Tezahürü
Hiyerofant; (Yun.) Kutsalın Tezahürü
107.45
Sıradan bir arka kapak yazısında görmeye alışkın olduğumuz şeyler vardır; kitabın konusundan haberdar olur, göz teması kurduğumuz o kısacık an içinde cezbedici unsurların listesini edinir, bizi neyin beklediği öngörüsüne kavuşuruz. Ancak bu kez tersinden gidip kitapta olmayanları sayacağız çünkü elinizde tuttuğunuz, kalıpların fersah fersah ötesindeki eser tam da bunu gerektiriyor: Hiyerofant'ta bildiğimiz anlamıyla zaman yok ve alışılageldiği üzere akıp gitmiyor. Çanakkale'nin kanla sulanıp çamurlaşan toprağına bastıktan hemen sonra, kallavi bir son yemeğin ardından toplu intihara hazırlanan Nazileri gözleyebilirsiniz. Çoğumuzun adını ezberden saydığı, hiddetinden sual olunmaz, unutulmuş tanrılar yok; hem mesele hiddet olunca sıra onlara gelmediğinden hem de bu âlemde rolleri dağıtan asıl varlığa yer açmak istendiğinden. Simyanın sırrını ararken ölümsüzlüğü yâr gibi özleyenler yok; ölümüne susamış ölümsüzlerin iç yakan öyküsünü de dinleyelim diye muhtemelen. Dudaklarına anne sütünden önce baba kanı değenlerin, bir vakitler İstanbul'un göbeğinden geçmiş Vikinglere tanıklık edenlerin, Aşiyan'daki hayaletlerden başka arkadaşı olmayan çocukların, yaşlı bir adamın suretine bürünüp evvel ezel var olanların, gözlerini kısarak Boğaz'a bakınca devasa bir mezarlık görenlerin yurdu burası... Kısacası, imkânsız denen bir şey yok! Sizinle kitabın sonunu tahmin edip edemeyeceğinize dair bahse de tutuşmayacağız, ilk bölümün başlığında zaten "Son" yazıyor... Asıl mesele şu: Her şeyin nasıl başladığını anlayabilecek misiniz?
Sıradan bir arka kapak yazısında görmeye alışkın olduğumuz şeyler vardır; kitabın konusundan haberdar olur, göz teması kurduğumuz o kısacık an içinde cezbedici unsurların listesini edinir, bizi neyin beklediği öngörüsüne kavuşuruz. Ancak bu kez tersinden gidip kitapta olmayanları sayacağız çünkü elinizde tuttuğunuz, kalıpların fersah fersah ötesindeki eser tam da bunu gerektiriyor: Hiyerofant'ta bildiğimiz anlamıyla zaman yok ve alışılageldiği üzere akıp gitmiyor. Çanakkale'nin kanla sulanıp çamurlaşan toprağına bastıktan hemen sonra, kallavi bir son yemeğin ardından toplu intihara hazırlanan Nazileri gözleyebilirsiniz. Çoğumuzun adını ezberden saydığı, hiddetinden sual olunmaz, unutulmuş tanrılar yok; hem mesele hiddet olunca sıra onlara gelmediğinden hem de bu âlemde rolleri dağıtan asıl varlığa yer açmak istendiğinden. Simyanın sırrını ararken ölümsüzlüğü yâr gibi özleyenler yok; ölümüne susamış ölümsüzlerin iç yakan öyküsünü de dinleyelim diye muhtemelen. Dudaklarına anne sütünden önce baba kanı değenlerin, bir vakitler İstanbul'un göbeğinden geçmiş Vikinglere tanıklık edenlerin, Aşiyan'daki hayaletlerden başka arkadaşı olmayan çocukların, yaşlı bir adamın suretine bürünüp evvel ezel var olanların, gözlerini kısarak Boğaz'a bakınca devasa bir mezarlık görenlerin yurdu burası... Kısacası, imkânsız denen bir şey yok! Sizinle kitabın sonunu tahmin edip edemeyeceğinize dair bahse de tutuşmayacağız, ilk bölümün başlığında zaten "Son" yazıyor... Asıl mesele şu: Her şeyin nasıl başladığını anlayabilecek misiniz?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat