9786057687500
500342
https://www.sehadetkitap.com/urun/hilalin-huznu
Hilalin Hüznü
174.80
Şâir yaşadığı çağın şahididir. Kendi iç âlemindeki ıstıraplardan daha çok yaşadığı çağda, aynı inanç ve
medeniyeti paylaştığı insanların yaşadığı her hadise, şaire derinden tesir eder.
Şair, yaşadığı cemiyetin sıradan bir ferdidir. Cemiyetin düşünceleri, duyguları, acıları, elemleri, kederleri,
neşeleri,
ıstırabları...
şairin
de
birebir
yaşadıklarıdır.
Şairi cemiyetten farklı kılan, her hadiseye, düşünceye ve duyguya, şair nazarıyla bakıp onu şiirlerine
aksettirebilmesidir.
Şair bu sebeple aynı zamanda konuştuğu lisanın bir işçisidir. Lisanın bütün imkanlarını sonuna kadar
kullanarak,
çağını
gelecek
çağlara
Şair, imanının, aşkının, ilminin, kültürünün, lisana hakimiyetinin ve hassasiyetinin büyüklüğü nisbetinde
büyük
şairdir.
Klasik şiirimiz de bin yıllık medeniyetimizin her türlü güzelliğinin ve hayata akseden taraflarının mısralar
arasında
yer
aldığı
uçsuz
bucaksız
bir
ummândır.
Elinizdeki "Hilâl'in Hüznü", 20 Ve 21 Asırda Türk Milleti'nin içinden geçtiği bütün manevi, siyasi, iktisadî
buhranların
şairdeki
akislerinden
Bin yıllık medeniyetini terk ederek, yüzünü Batı'ya çeviren ve bir daha yolunu bulamadığı için başı
beladan kurtulmayan bu büyük milletin yaşadığı acılar, şairin ruhunu da en derinden yaralayan şiire
sığınmasına
yol
açan
acılardır.
Medeniyetimizin büyüklüğü, imanımızın büyüklüğü ile aynı mesabededir. Şair klasik Türk İslam
Medeniyeti'nden devşirebildiği güzelliklerle çağının ıstırablarını gelecek nesillere aktarma ve ders
çıkarmalarına
vesile
olma
gayretindedir.
İslam'ın bin yıldır bayraktârı olan bu büyük millet, elbette bir gün inşallah aslına rücu edecek ve yine
cihana
adalet
dağıtan
devletini
kuracaktır.
Dünyanın adil bir Türk devletine her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu aşikardır.
Bin yıldır hakim olduğumuz topraklarda yaşayan Müslümanların dökülen kanını durdurmak vazifesi yine
bu asil milletindir.
Şâir yaşadığı çağın şahididir. Kendi iç âlemindeki ıstıraplardan daha çok yaşadığı çağda, aynı inanç ve
medeniyeti paylaştığı insanların yaşadığı her hadise, şaire derinden tesir eder.
Şair, yaşadığı cemiyetin sıradan bir ferdidir. Cemiyetin düşünceleri, duyguları, acıları, elemleri, kederleri,
neşeleri,
ıstırabları...
şairin
de
birebir
yaşadıklarıdır.
Şairi cemiyetten farklı kılan, her hadiseye, düşünceye ve duyguya, şair nazarıyla bakıp onu şiirlerine
aksettirebilmesidir.
Şair bu sebeple aynı zamanda konuştuğu lisanın bir işçisidir. Lisanın bütün imkanlarını sonuna kadar
kullanarak,
çağını
gelecek
çağlara
Şair, imanının, aşkının, ilminin, kültürünün, lisana hakimiyetinin ve hassasiyetinin büyüklüğü nisbetinde
büyük
şairdir.
Klasik şiirimiz de bin yıllık medeniyetimizin her türlü güzelliğinin ve hayata akseden taraflarının mısralar
arasında
yer
aldığı
uçsuz
bucaksız
bir
ummândır.
Elinizdeki "Hilâl'in Hüznü", 20 Ve 21 Asırda Türk Milleti'nin içinden geçtiği bütün manevi, siyasi, iktisadî
buhranların
şairdeki
akislerinden
Bin yıllık medeniyetini terk ederek, yüzünü Batı'ya çeviren ve bir daha yolunu bulamadığı için başı
beladan kurtulmayan bu büyük milletin yaşadığı acılar, şairin ruhunu da en derinden yaralayan şiire
sığınmasına
yol
açan
acılardır.
Medeniyetimizin büyüklüğü, imanımızın büyüklüğü ile aynı mesabededir. Şair klasik Türk İslam
Medeniyeti'nden devşirebildiği güzelliklerle çağının ıstırablarını gelecek nesillere aktarma ve ders
çıkarmalarına
vesile
olma
gayretindedir.
İslam'ın bin yıldır bayraktârı olan bu büyük millet, elbette bir gün inşallah aslına rücu edecek ve yine
cihana
adalet
dağıtan
devletini
kuracaktır.
Dünyanın adil bir Türk devletine her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu aşikardır.
Bin yıldır hakim olduğumuz topraklarda yaşayan Müslümanların dökülen kanını durdurmak vazifesi yine
bu asil milletindir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.