Hikâye Peşinde Koşan Padişah - Hatem-i Tâî Hikâyeleri; Ölümsüz Klasikler

Stok Kodu:
9786055147037
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
190
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-04-21
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%37 indirimli
115,00TL
72,45TL
Havale/EFT ile: 65,21TL
9786055147037
419860
Hikâye Peşinde Koşan Padişah - Hatem-i Tâî Hikâyeleri; Ölümsüz Klasikler
Hikâye Peşinde Koşan Padişah - Hatem-i Tâî Hikâyeleri; Ölümsüz Klasikler
72.45
Hâtem-i Tâî Hikâyeleri dünyada güncelliğini koruyan, farklı biçimlerde sürekli yeniden üretilen bir klasik durumunda. Hikâyeler, 13. yüzyılda Basra Padişahı Hâtem-i Tâî'nin, bir hikâyeyi öğrenebilmek için üç aylık mesafedeki Rey şehrine yaptığı yolculukla başlar. Ama bu hikâyeyi öğrenebilmek için yine aynı mesafedeki beş ayrı şehre daha gitmek zorunda kalacaktır. Böylece cömert padişah Hâtem'in hikâye peşindeki yolculuğu, üç yıldan daha uzun bir zamana yayılan bir serüvene, dolayısıyla hikâye boyutlarını da aşarak bir destana, bir romana dönüşür. Ağırlıklı olarak Hint sinemasınca birçok kez filme alınan bu hikâyeler, son zamanlarda bir diziyle de gündeme geldi. Buna karşılık ülkemizde, 1925 baskısından bu yana geçen doksan yıl boyunca ne yazık ki bir kez olsun yayımlanma imkânı bile bulamadı. Ahmet Özalp'in günümüz Türkçesine çevirisiyle yapılan bu baskı, doksan yıllık değerbilmezliği sona erdirmekte.
Hâtem-i Tâî Hikâyeleri dünyada güncelliğini koruyan, farklı biçimlerde sürekli yeniden üretilen bir klasik durumunda. Hikâyeler, 13. yüzyılda Basra Padişahı Hâtem-i Tâî'nin, bir hikâyeyi öğrenebilmek için üç aylık mesafedeki Rey şehrine yaptığı yolculukla başlar. Ama bu hikâyeyi öğrenebilmek için yine aynı mesafedeki beş ayrı şehre daha gitmek zorunda kalacaktır. Böylece cömert padişah Hâtem'in hikâye peşindeki yolculuğu, üç yıldan daha uzun bir zamana yayılan bir serüvene, dolayısıyla hikâye boyutlarını da aşarak bir destana, bir romana dönüşür. Ağırlıklı olarak Hint sinemasınca birçok kez filme alınan bu hikâyeler, son zamanlarda bir diziyle de gündeme geldi. Buna karşılık ülkemizde, 1925 baskısından bu yana geçen doksan yıl boyunca ne yazık ki bir kez olsun yayımlanma imkânı bile bulamadı. Ahmet Özalp'in günümüz Türkçesine çevirisiyle yapılan bu baskı, doksan yıllık değerbilmezliği sona erdirmekte.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat