9786059658294
430041
https://www.sehadetkitap.com/urun/her-sey-bittigi-yerde-baslar
Her Şey Bittiği Yerde Başlar
120.60
2006 yılında aramızdan ayrılan edebiyatımızın önemli ismi Muzaffer Buyrukçu'nun bütün eserleri Kırmızı Kedi'de. Sait Faik, Yunus Nadi ve Haldun Taner gibi önemli edebiyat ödüllerini kazanan Buyrukçu'nun, işçilerin ve işsizlerin, serserilerin ve kabadayıların, ev kadınlarının ve fahişelerin, sakatların ve delilerin, toplumda ve hatta edebiyatta pek görünmeyen insanların öykülerini anlatmadaki ustalığı, yakından tanıdığı karakterleri ve öykülerini son derece özgün bir üslupla kurgulamasında yatar.
Her Şey Bittiği Yerde Başlar'daki öyküler, ülkemizde hâlâ çözülememiş olan toplumsal sorunları, yalnızca gerçekçi ya da psikolojik bir zeminde değil, varoluşsal bir derinlikte de sorgular. Bu ilk öykülerinde, bugün bile erkek yazarlarda eşine pek rastlayamadığımız derinlikte bir cinsiyetçilik eleştirisiyle karşılaşmamız dikkat çekicidir. Bunlar Türk edebiyatında bir erkek yazarın kaleminden okumaya alışık olmadığımız keskinlikte öykülerdir. Sıradan bir sistem eleştirisinin ötesine geçen Buyrukçu, daha ilk öyküden itibaren insan doğasını, insanın insanı sömürmesinin nedenlerini ve bunları yaratan koşulları sorgular.
Muzaffer Buyrukçu'nun külliyatına öyküleriyle başlıyoruz.
2006 yılında aramızdan ayrılan edebiyatımızın önemli ismi Muzaffer Buyrukçu'nun bütün eserleri Kırmızı Kedi'de. Sait Faik, Yunus Nadi ve Haldun Taner gibi önemli edebiyat ödüllerini kazanan Buyrukçu'nun, işçilerin ve işsizlerin, serserilerin ve kabadayıların, ev kadınlarının ve fahişelerin, sakatların ve delilerin, toplumda ve hatta edebiyatta pek görünmeyen insanların öykülerini anlatmadaki ustalığı, yakından tanıdığı karakterleri ve öykülerini son derece özgün bir üslupla kurgulamasında yatar.
Her Şey Bittiği Yerde Başlar'daki öyküler, ülkemizde hâlâ çözülememiş olan toplumsal sorunları, yalnızca gerçekçi ya da psikolojik bir zeminde değil, varoluşsal bir derinlikte de sorgular. Bu ilk öykülerinde, bugün bile erkek yazarlarda eşine pek rastlayamadığımız derinlikte bir cinsiyetçilik eleştirisiyle karşılaşmamız dikkat çekicidir. Bunlar Türk edebiyatında bir erkek yazarın kaleminden okumaya alışık olmadığımız keskinlikte öykülerdir. Sıradan bir sistem eleştirisinin ötesine geçen Buyrukçu, daha ilk öyküden itibaren insan doğasını, insanın insanı sömürmesinin nedenlerini ve bunları yaratan koşulları sorgular.
Muzaffer Buyrukçu'nun külliyatına öyküleriyle başlıyoruz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.