“Yonca'nın gördüğü şeyi onlar da gördü. Bir domuz arka ayakları üzerinde yürüyordu. Ve o domuzÇığırtkan'dan başkası değildi. Koca cüssesini dengede tutmaya çalışıyormuş gibi hafifçe yalpalasa damükemmel adımlarla avluda dolaşıyordu. Biraz sonra çiftlik evinden uzunca bir sıra hâlinde diğer domuzlarçıkmaya başladı. Onlar da arka ayaklarının üzerindeydi. Bazıları diğerlerinden daha iyiydi, içlerinden bir ikisibastona ihtiyaçları varmış gibi fena hâlde sendeliyordu ama her biri, avluda tam bir tur atmayı başardı.Ama tam o sırada sanki işaret almış gibi bütün koyunlar, gür sesleriyle melemeye başladı. ‘Dört ayak iyi, ikiayak daha iyi! Dört ayak iyi, iki ayak daha iyi! Dört ayak iyi, iki ayak daha iyi!' diye beş dakika boyunca hiçdurmadan bağırdılar.”
“Yonca'nın gördüğü şeyi onlar da gördü. Bir domuz arka ayakları üzerinde yürüyordu. Ve o domuzÇığırtkan'dan başkası değildi. Koca cüssesini dengede tutmaya çalışıyormuş gibi hafifçe yalpalasa damükemmel adımlarla avluda dolaşıyordu. Biraz sonra çiftlik evinden uzunca bir sıra hâlinde diğer domuzlarçıkmaya başladı. Onlar da arka ayaklarının üzerindeydi. Bazıları diğerlerinden daha iyiydi, içlerinden bir ikisibastona ihtiyaçları varmış gibi fena hâlde sendeliyordu ama her biri, avluda tam bir tur atmayı başardı.Ama tam o sırada sanki işaret almış gibi bütün koyunlar, gür sesleriyle melemeye başladı. ‘Dört ayak iyi, ikiayak daha iyi! Dört ayak iyi, iki ayak daha iyi! Dört ayak iyi, iki ayak daha iyi!' diye beş dakika boyunca hiçdurmadan bağırdılar.”