Hayrana’da Toplu İntihar

Stok Kodu:
9786055862817
Boyut:
125-195-
Sayfa Sayısı:
184
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-05-24
Çeviren:
Mediha Yılmaz
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
188,00TL
172,96TL
Havale/EFT ile: 169,50TL
9786055862817
703030
Hayrana’da Toplu İntihar
Hayrana’da Toplu İntihar
172.96
Köyün çocuklarından biri erkenden uyandı, minik bambu çubuklarından yapılmış bir şapka takıyordu. Ahşap çatısı olan evinden çıktı. Güneş ışınları, beyaz fanilasının altında açıkta kalan omzuna değdi. Bacakları, yaprakları geçici dinlenme yerlerini gölgeleyen ağaçların gövdeleri arasında top peşinde koştu. Kasları yorulduktan sonra birinin altına oturdu, toprakla oynamaya başladı, toprağı eline alıp karıştırıyordu. Kendini yalnız hissetti ve kendine sordu; “Ne zamana kadar yalnız oynayacağım? Annem dokuz ay boyunca, yakında bir erkek kardeşin olacak dedi durdu. Aradan on ay geçti, kardeşim hâlâ gelmedi. Şimdi de; tekrar deneyeceğiz diyor.” Yani bu, bir dokuz ay daha bekleyeceği anlamına mı geliyordu? Yoksa her denemede süre azalıyor muydu? O, nereye gitmişti? Ve annesinin karnından çıkmadan önce nasıl gidebilmişti? Başını gökyüzüne kaldırdı, Tanrı'dan kendisine bir arkadaş vermesini istiyordu, en büyük ve en önemli isteği buydu. Bu sırada yolun kenarında bir hareketlilik hissetti, dikkatle baktı. Köyden olmayan bir adam, çıplak elleriyle toprağı kazıyordu. Tedirgindi, kazarken etrafı kolaçan ediyordu. Kucağından bir bebek çıkarıp onu açtığı çukura bıraktı. Çocuk, bebeği bir anlığına gördü. O, bir kızdı. Adam önce onun çıplak bedenini gömdü, sonra yüzünü toprakla kapladı. Toprağı düzeltti ve sonra hızla oradan uzaklaştı.
Köyün çocuklarından biri erkenden uyandı, minik bambu çubuklarından yapılmış bir şapka takıyordu. Ahşap çatısı olan evinden çıktı. Güneş ışınları, beyaz fanilasının altında açıkta kalan omzuna değdi. Bacakları, yaprakları geçici dinlenme yerlerini gölgeleyen ağaçların gövdeleri arasında top peşinde koştu. Kasları yorulduktan sonra birinin altına oturdu, toprakla oynamaya başladı, toprağı eline alıp karıştırıyordu. Kendini yalnız hissetti ve kendine sordu; “Ne zamana kadar yalnız oynayacağım? Annem dokuz ay boyunca, yakında bir erkek kardeşin olacak dedi durdu. Aradan on ay geçti, kardeşim hâlâ gelmedi. Şimdi de; tekrar deneyeceğiz diyor.” Yani bu, bir dokuz ay daha bekleyeceği anlamına mı geliyordu? Yoksa her denemede süre azalıyor muydu? O, nereye gitmişti? Ve annesinin karnından çıkmadan önce nasıl gidebilmişti? Başını gökyüzüne kaldırdı, Tanrı'dan kendisine bir arkadaş vermesini istiyordu, en büyük ve en önemli isteği buydu. Bu sırada yolun kenarında bir hareketlilik hissetti, dikkatle baktı. Köyden olmayan bir adam, çıplak elleriyle toprağı kazıyordu. Tedirgindi, kazarken etrafı kolaçan ediyordu. Kucağından bir bebek çıkarıp onu açtığı çukura bıraktı. Çocuk, bebeği bir anlığına gördü. O, bir kızdı. Adam önce onun çıplak bedenini gömdü, sonra yüzünü toprakla kapladı. Toprağı düzeltti ve sonra hızla oradan uzaklaştı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat