Hayat Hakikat Edebiyat

Stok Kodu:
9786258187632
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
1
Basım Yeri:
Edirne
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-04-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
200,00TL
184,00TL
Havale/EFT ile: 174,80TL
9786258187632
598544
Hayat Hakikat Edebiyat
Hayat Hakikat Edebiyat
184.00
Platon, bilindiği gibi, yalancılıkla (!) suçladığı şairleri kendi cumhuriyetinden kovmuştur. Sebebi ise onların, zaten kendilerine ait olmayan gerçekleri aktaran elçi, kahin konumunda bulunmalarıdır. Diğer bir ifadeyle bu yazarlık modelinde (poeta vates) şairler, ancak coşkunluk, taşkınlık anındayken erişebildikleri veya kendilerine ulaştırılan mesajları bizlere sunabilirler. O yüzden de anlattıkları tartışmalıdır. Gençleri savaştan soğutması gerekçesi ise başka bir iddia olarak kalacaktır. Aristo ise aksini düşünür. Ona göre “anlatmak” insanın doğuştan sahip bulunduğu bir meziyettir. Anlatılanlar, bunları anlatan kişilerin kendilerine aittir. Aristo için önemli olan gerçeğin kendisi değil “olası olan şeylerin” anlatımıdır. Devamında bir karşılaştırma yapar: Gerçek yaşamda cereyan etmiş özel bir olayın anlatımına odaklanan tarihin aksine, edebiyatın (tragedya!), sadece “olası/mümkün olanı” sergilemesi gerekir. Bahse konu olay, önceden yaşanmış ise tarihçinin, kurgulanmış ise şairin sorumluluk sahasına girer. Bu haliyle Aristo, edebiyatın dil görünümüyle değil de konusuyla ilgilenir. İnsanlar bu antropolojik ihtiyaç sayesinde, tragedyalar özelinde, birtakım tehlikeli duygularını ehlileştirme fırsatına kavuşurlar. Edebiyatın insanlar üzerindeki etkisi ise böylelikle onaylanır.
Platon, bilindiği gibi, yalancılıkla (!) suçladığı şairleri kendi cumhuriyetinden kovmuştur. Sebebi ise onların, zaten kendilerine ait olmayan gerçekleri aktaran elçi, kahin konumunda bulunmalarıdır. Diğer bir ifadeyle bu yazarlık modelinde (poeta vates) şairler, ancak coşkunluk, taşkınlık anındayken erişebildikleri veya kendilerine ulaştırılan mesajları bizlere sunabilirler. O yüzden de anlattıkları tartışmalıdır. Gençleri savaştan soğutması gerekçesi ise başka bir iddia olarak kalacaktır. Aristo ise aksini düşünür. Ona göre “anlatmak” insanın doğuştan sahip bulunduğu bir meziyettir. Anlatılanlar, bunları anlatan kişilerin kendilerine aittir. Aristo için önemli olan gerçeğin kendisi değil “olası olan şeylerin” anlatımıdır. Devamında bir karşılaştırma yapar: Gerçek yaşamda cereyan etmiş özel bir olayın anlatımına odaklanan tarihin aksine, edebiyatın (tragedya!), sadece “olası/mümkün olanı” sergilemesi gerekir. Bahse konu olay, önceden yaşanmış ise tarihçinin, kurgulanmış ise şairin sorumluluk sahasına girer. Bu haliyle Aristo, edebiyatın dil görünümüyle değil de konusuyla ilgilenir. İnsanlar bu antropolojik ihtiyaç sayesinde, tragedyalar özelinde, birtakım tehlikeli duygularını ehlileştirme fırsatına kavuşurlar. Edebiyatın insanlar üzerindeki etkisi ise böylelikle onaylanır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat