Haviz - Bir Trabzon Masalı

Stok Kodu:
9786259856803
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
199
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-03-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%3 indirimli
160,00TL
155,20TL
Havale/EFT ile: 152,10TL
9786259856803
677609
Haviz - Bir Trabzon Masalı
Haviz - Bir Trabzon Masalı
155.20
Trabzon'un dağ köylerinden İstanbul'un gecekondu semtlerine, Balıkesir'in üçüncü koğuşundan İzmit'in bahçeli evlerine, Konya'nın karla kaplı kış gecelerinden Sakarya'nın nemli akşamlarına, zamanın, mekânın, gurbetin, yalnızlığın öyküsü… 1950'li yıllarda Trabzon'un Çaykara ilçesi Çayırbaşı Köyünde başlayıp 2000'lere kadar uzanan yarım asırlık bir Türkiye sosyolojisi sunuyor bir hafızın anıları. Aynı zamanda Anadolu yaşanan değişimin, dönüşümün, modern Türkiye'nin yarım asırlık portresini de içeren bir göç hikâyesi bu. “İstanbul'a geldim. Yıl 1974. Erbakan-Ecevit koalisyonu vardı hükümette. İstanbul'da iş hayatına atıldım, bir müddet inşaatlarda kalıp ve duvar ustası olarak çalıştım. Ayazağa Köyü, 1. Levent, Ortaköy, Sarıyer, İstinye, Mecidiyeköy, Ulus, çalıştığım yerlerden bazıları. Yedi yıl boyunca İstanbul'un değişik muhitlerinde inşaatlarda çalışırken kızım ve oğlum doğdu. “Falanca bakkalda satılıyor” diye duyum alıp da iki paket sigara için üç saatlik yol gittiğimiz yıllardı. Sadece sigara değil, yağ, şeker, çay bulamadığımız dönemlerdi. Çoğu insan bunun suçlusu olarak Ecevit'i görür ama asıl suçlu bence Demirel'di. Ecevit'i sevmeyip Demirel'i tutan zenginler greve gidip yeteri kadar mal üretmiyorlardı. Bu yüzden en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyorduk. Tüp kuyruklarında çok vakit geçirdik.”
Trabzon'un dağ köylerinden İstanbul'un gecekondu semtlerine, Balıkesir'in üçüncü koğuşundan İzmit'in bahçeli evlerine, Konya'nın karla kaplı kış gecelerinden Sakarya'nın nemli akşamlarına, zamanın, mekânın, gurbetin, yalnızlığın öyküsü… 1950'li yıllarda Trabzon'un Çaykara ilçesi Çayırbaşı Köyünde başlayıp 2000'lere kadar uzanan yarım asırlık bir Türkiye sosyolojisi sunuyor bir hafızın anıları. Aynı zamanda Anadolu yaşanan değişimin, dönüşümün, modern Türkiye'nin yarım asırlık portresini de içeren bir göç hikâyesi bu. “İstanbul'a geldim. Yıl 1974. Erbakan-Ecevit koalisyonu vardı hükümette. İstanbul'da iş hayatına atıldım, bir müddet inşaatlarda kalıp ve duvar ustası olarak çalıştım. Ayazağa Köyü, 1. Levent, Ortaköy, Sarıyer, İstinye, Mecidiyeköy, Ulus, çalıştığım yerlerden bazıları. Yedi yıl boyunca İstanbul'un değişik muhitlerinde inşaatlarda çalışırken kızım ve oğlum doğdu. “Falanca bakkalda satılıyor” diye duyum alıp da iki paket sigara için üç saatlik yol gittiğimiz yıllardı. Sadece sigara değil, yağ, şeker, çay bulamadığımız dönemlerdi. Çoğu insan bunun suçlusu olarak Ecevit'i görür ama asıl suçlu bence Demirel'di. Ecevit'i sevmeyip Demirel'i tutan zenginler greve gidip yeteri kadar mal üretmiyorlardı. Bu yüzden en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyorduk. Tüp kuyruklarında çok vakit geçirdik.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat