9786055455712
411849
https://www.sehadetkitap.com/urun/hanimlarin-ozel-halleri
Hanımların Özel Halleri
57.04
Âdet kanaması, erginlik çağına ulaşan hanımların genellikle her ay karşılaştığı tabii bir haldir. Doğum sonrasında lohusalık kanaması, her anne adayını ilgilendirir. Bazı hastalık hallerinde görülebilen özür kanaması ise her bir hanımın başına gelebilir. "Hanımların Özel Halleri" diye isimlendirdiğimiz bu üç hal, hanımları hayat boyunca yakından ilgilendiren önemli hükümlerin dayanağıdır.
İnançlı bir hanımın, karşılaştığı bu özel halleri tanıması ve hükümlerini bilmesi farzdır. Ergenlik çağı ile başlayan bu farziyet sadece hanımlarla sınırlı kalmaz; ergenlik çağı gelmiş olan çocukların velilerini ve evli hanımların beylerini de içine alır. Çünkü hanımların özel halleri ile ilgili bilgileri onlara ya bizzat öğretmeleri veya öğrenebilecekleri imkanları hazırlamaları gerekir. Bunu yapmak, velilerin ve evli erkeklerin üzerine farz kılınmıştır. Bütün İslâm âlimlerinin bu konuda görüş birliği vardır.
Kaynak eserlerimizde hanımların özel halleri ve ilgili hükümler baştan beri yerini almıştır. Fakat bütün ilim adamlarının bu konuya aynı önemi verdiğini söylemek mümkün değildir. Bunun sebepleri arasında, konunun kendine has zorlukları yer alabileceği gibi, araştırmacıların yeterli bilgiye ulaşamamış olmaları da sayılabilir. Her şeye rağmen bu konu, Hz. Peygamber'den günümüze müslüman ilim adamlarının ilgilendiği bir saha olmuştur.
İlk eserler arasında hanımların özel hallerini en geniş bir şekilde ele alan ve eserinde "Kitabu'l-hayz" diye özel bir bölüm ayıran Hanefî mezhebinin önde gelen simalarından İmam Muhammed'tir. Daha sonraları İmam es-Serahsî bu eseri şerhederken "Kitabu'l-Hayz"a gerekli ihtimamı göstererek el-Mebsût isimli eserinde üçüncü cildin büyük bir kısmını bu bölüme ayırmıştır.
Hanımları birinci derecede, eşlerini ve yakınlarını da ikinci derecede ilgilendiren böyle önemli bir konunun bazı dönemlerde ihmal edildiğini söyleyen Muhammed b. Ali el- Birgivî, bu konuda "Zehru'l-müteehhilîn fî mesâili'l-hayz" ismi ile özel bir risale kaleme almıştır. İbni Abidîn, bu risaleyi "Menhelu'l-vâridîn min bihâri'l-feyz alâ Zehri'l-müteehhilîn fî mesâili'l-hayz" ismi ile geniş bir şekilde şerh etmiştir. Bu vesile ile onları ve bütün âlimlerimizi rahmetle yad ediyoruz.
Biz de farz olan bu ilmin elde edilmesini kolaylaştırabilmek amacı ile yapmış olduğumuz bu çalışmayı tekrar gözden geçirerek okuyucularımıza sunuyoruz. Türkçe olarak bu sahada hazırlanmış olan bazı eserler vardır. Özellikle rahmetli Cemal Öğüt hocaya ve Faruk Beşer beye ait olan eserleri burada takdirle anmak isterim. Buna rağmen bizi bu çalışmayı yapmaya sevk eden üç temel sebebi burada zikretmeliyim.
Birincisi, hanımların özel hallerine ait pek çok ayrıntıyı örnekler vererek ele alıp kolay bir dil ile okuma-yazma bilen herkesin faydalanabilmesini sağlamak.
İkincisi, ülkemizde Hanefî mezhebi yanında önemli seviyede Şafiî mezhebini iltizam etmiş din kardeşlerimiz bulunduğu için Şafiî mezhebinde de tercih edilmiş olan görüşleri esere almak.
Üçüncüsü de kullandığımız her bilginin kaynağını aynı sayfanın dipnotunda göstererek okuyucunun kaynaklara ulaşmasını sağlamak.
Özellikle Şafiî mezhebi ile ilgili bölümler başta olmak üzere eseri inceleyerek bize yol gösteren Halil Gönenç hocama şükranlarımı arz ederim. Eseri baştan sona okuyarak pek kıymetli katkılarda bulunmuş olan Mehmet Gayretli'ye, Yusuf Özcan'a, Ali Kaya'ya, İbrahim Tozlu'ya, aile çevremizde bulunan ve yazdıklarımızı okuyarak bize destek veren hanımlara ve beylere teşekkür etmeyi kıymetli bir görev addediyorum.
Ayrıca çalışmalarım esnasında tıbbî konularda bilgilerine müracaat ettiğim, ama maalesef elim bir kaza sonucu rahmet-i Rahmâna göç etmiş olan deniz şehidimiz Dr. Hasret Sezer Şahin hanımefendiyi rahmetle yad ediyorum.
Bu çalışmada elimden geleni yaptığıma inanıyorum; yine de arzuladığım hedefi yakalayabildiğimi iddia edemeyeceğim. Farkına varamadığım hatalarım ve eksiklerim olabilir. Bu vesile ile hatalarımın ve eksiklerimin bildirilmesini, büyük bir dostluk olarak kabul edeceğimi, okuyuculara bütün samimiyetimle bildirmek isterim. En iyiyi ve en güzeli bilen Allahu Tealâ'dan doğruya ulaştırmasını dilerim.
Her yönden nimetlerini üzerimize yağdıran Rabbime, her şey için özellikle böyle bir çalışmayı yapmaya muvaffak kıldığı için sonsuz hamd ve sena ediyorum. Hayata manâ kazandıran Masum Nebi'yi (s.a.s), ashabını ve kıyamete dek yoluna baş koyanları binlerce salât ve selâm ile selamlıyorum.
Âdet kanaması, erginlik çağına ulaşan hanımların genellikle her ay karşılaştığı tabii bir haldir. Doğum sonrasında lohusalık kanaması, her anne adayını ilgilendirir. Bazı hastalık hallerinde görülebilen özür kanaması ise her bir hanımın başına gelebilir. "Hanımların Özel Halleri" diye isimlendirdiğimiz bu üç hal, hanımları hayat boyunca yakından ilgilendiren önemli hükümlerin dayanağıdır.
İnançlı bir hanımın, karşılaştığı bu özel halleri tanıması ve hükümlerini bilmesi farzdır. Ergenlik çağı ile başlayan bu farziyet sadece hanımlarla sınırlı kalmaz; ergenlik çağı gelmiş olan çocukların velilerini ve evli hanımların beylerini de içine alır. Çünkü hanımların özel halleri ile ilgili bilgileri onlara ya bizzat öğretmeleri veya öğrenebilecekleri imkanları hazırlamaları gerekir. Bunu yapmak, velilerin ve evli erkeklerin üzerine farz kılınmıştır. Bütün İslâm âlimlerinin bu konuda görüş birliği vardır.
Kaynak eserlerimizde hanımların özel halleri ve ilgili hükümler baştan beri yerini almıştır. Fakat bütün ilim adamlarının bu konuya aynı önemi verdiğini söylemek mümkün değildir. Bunun sebepleri arasında, konunun kendine has zorlukları yer alabileceği gibi, araştırmacıların yeterli bilgiye ulaşamamış olmaları da sayılabilir. Her şeye rağmen bu konu, Hz. Peygamber'den günümüze müslüman ilim adamlarının ilgilendiği bir saha olmuştur.
İlk eserler arasında hanımların özel hallerini en geniş bir şekilde ele alan ve eserinde "Kitabu'l-hayz" diye özel bir bölüm ayıran Hanefî mezhebinin önde gelen simalarından İmam Muhammed'tir. Daha sonraları İmam es-Serahsî bu eseri şerhederken "Kitabu'l-Hayz"a gerekli ihtimamı göstererek el-Mebsût isimli eserinde üçüncü cildin büyük bir kısmını bu bölüme ayırmıştır.
Hanımları birinci derecede, eşlerini ve yakınlarını da ikinci derecede ilgilendiren böyle önemli bir konunun bazı dönemlerde ihmal edildiğini söyleyen Muhammed b. Ali el- Birgivî, bu konuda "Zehru'l-müteehhilîn fî mesâili'l-hayz" ismi ile özel bir risale kaleme almıştır. İbni Abidîn, bu risaleyi "Menhelu'l-vâridîn min bihâri'l-feyz alâ Zehri'l-müteehhilîn fî mesâili'l-hayz" ismi ile geniş bir şekilde şerh etmiştir. Bu vesile ile onları ve bütün âlimlerimizi rahmetle yad ediyoruz.
Biz de farz olan bu ilmin elde edilmesini kolaylaştırabilmek amacı ile yapmış olduğumuz bu çalışmayı tekrar gözden geçirerek okuyucularımıza sunuyoruz. Türkçe olarak bu sahada hazırlanmış olan bazı eserler vardır. Özellikle rahmetli Cemal Öğüt hocaya ve Faruk Beşer beye ait olan eserleri burada takdirle anmak isterim. Buna rağmen bizi bu çalışmayı yapmaya sevk eden üç temel sebebi burada zikretmeliyim.
Birincisi, hanımların özel hallerine ait pek çok ayrıntıyı örnekler vererek ele alıp kolay bir dil ile okuma-yazma bilen herkesin faydalanabilmesini sağlamak.
İkincisi, ülkemizde Hanefî mezhebi yanında önemli seviyede Şafiî mezhebini iltizam etmiş din kardeşlerimiz bulunduğu için Şafiî mezhebinde de tercih edilmiş olan görüşleri esere almak.
Üçüncüsü de kullandığımız her bilginin kaynağını aynı sayfanın dipnotunda göstererek okuyucunun kaynaklara ulaşmasını sağlamak.
Özellikle Şafiî mezhebi ile ilgili bölümler başta olmak üzere eseri inceleyerek bize yol gösteren Halil Gönenç hocama şükranlarımı arz ederim. Eseri baştan sona okuyarak pek kıymetli katkılarda bulunmuş olan Mehmet Gayretli'ye, Yusuf Özcan'a, Ali Kaya'ya, İbrahim Tozlu'ya, aile çevremizde bulunan ve yazdıklarımızı okuyarak bize destek veren hanımlara ve beylere teşekkür etmeyi kıymetli bir görev addediyorum.
Ayrıca çalışmalarım esnasında tıbbî konularda bilgilerine müracaat ettiğim, ama maalesef elim bir kaza sonucu rahmet-i Rahmâna göç etmiş olan deniz şehidimiz Dr. Hasret Sezer Şahin hanımefendiyi rahmetle yad ediyorum.
Bu çalışmada elimden geleni yaptığıma inanıyorum; yine de arzuladığım hedefi yakalayabildiğimi iddia edemeyeceğim. Farkına varamadığım hatalarım ve eksiklerim olabilir. Bu vesile ile hatalarımın ve eksiklerimin bildirilmesini, büyük bir dostluk olarak kabul edeceğimi, okuyuculara bütün samimiyetimle bildirmek isterim. En iyiyi ve en güzeli bilen Allahu Tealâ'dan doğruya ulaştırmasını dilerim.
Her yönden nimetlerini üzerimize yağdıran Rabbime, her şey için özellikle böyle bir çalışmayı yapmaya muvaffak kıldığı için sonsuz hamd ve sena ediyorum. Hayata manâ kazandıran Masum Nebi'yi (s.a.s), ashabını ve kıyamete dek yoluna baş koyanları binlerce salât ve selâm ile selamlıyorum.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.