9786052133163
459966
https://www.sehadetkitap.com/urun/hakimiyet
Hâkimiyet
167.50
Hilmi Ziya Ülken'in felsefi sistemini taçlandıran Hâkimiyet adlı son kitabı uzun bir süre sonra ilk defa okuruyla buluşuyor.
Eser, "hâkimiyet" (souveraineté) ve "tahakküm" (domination), yani "zorlama hâkimiyet" kavramla-rının felsefi, antropolojik, sosyolojik ve tarihsel bir incelemesidir.
Tarihsel anlamıyla bütün toplumlarda "iş organizasyonu" olarak şekillenen hâkimiyet, "kültür-tabiat bütünlüğü"dür, yani kültür ve tabiat birleşmesi siyasi felsefenin temel kavramı olarak "hâkimiyet"i ve bunun organlaşmış bir ifadesi olan "devlet"i doğurur. Öte yandan kültür-tabiat bütünlüğü, yani hâkimiyet her çağda ve toplum şeklinde birtakım saiklerle bozulabilir, parçalanabilir. Kaybolmuş kurumlar sisteminin hâkimiyet yetmezliği "tahakküm" şekillerini doğurur.
Modern hâkimiyet şekli olarak demokrasi iki ayrı yönde yeni tahakküm şekillerine doğru gelişmiştir: Hürriyetçi demokrasiyi savunan kutup başlıca Birleşik Amerika'nın (kapitalist iş organizasyonu) tahakkümü şeklini almıştır. Eşitlikçi demokrasiyi savunan kutup Sovyet Rusya ve Çin'in (sosyalist iş organizasyonu) tahakkümü şeklini almıştır. Dünya bu iki tahakküm şekli arasında parçalanmış durumdadır.
Geleceğin hâkimiyet şeklinin hürriyet-eşitlik dengesini kuracak olan "Mertebeler Devleti"nde ger-çekleşeceğini öne süren Ülken, "yarınki insanlığın emperyalist tahakkümlere değil, kültürler, milletler bağımsızlığına dayanan bir konfederatif dünya devletine doğru gitmesini sağlayacak" bir "kültürler hümanizmi"ne yaslanır.
Hilmi Ziya Ülken'in felsefi sistemini taçlandıran Hâkimiyet adlı son kitabı uzun bir süre sonra ilk defa okuruyla buluşuyor.
Eser, "hâkimiyet" (souveraineté) ve "tahakküm" (domination), yani "zorlama hâkimiyet" kavramla-rının felsefi, antropolojik, sosyolojik ve tarihsel bir incelemesidir.
Tarihsel anlamıyla bütün toplumlarda "iş organizasyonu" olarak şekillenen hâkimiyet, "kültür-tabiat bütünlüğü"dür, yani kültür ve tabiat birleşmesi siyasi felsefenin temel kavramı olarak "hâkimiyet"i ve bunun organlaşmış bir ifadesi olan "devlet"i doğurur. Öte yandan kültür-tabiat bütünlüğü, yani hâkimiyet her çağda ve toplum şeklinde birtakım saiklerle bozulabilir, parçalanabilir. Kaybolmuş kurumlar sisteminin hâkimiyet yetmezliği "tahakküm" şekillerini doğurur.
Modern hâkimiyet şekli olarak demokrasi iki ayrı yönde yeni tahakküm şekillerine doğru gelişmiştir: Hürriyetçi demokrasiyi savunan kutup başlıca Birleşik Amerika'nın (kapitalist iş organizasyonu) tahakkümü şeklini almıştır. Eşitlikçi demokrasiyi savunan kutup Sovyet Rusya ve Çin'in (sosyalist iş organizasyonu) tahakkümü şeklini almıştır. Dünya bu iki tahakküm şekli arasında parçalanmış durumdadır.
Geleceğin hâkimiyet şeklinin hürriyet-eşitlik dengesini kuracak olan "Mertebeler Devleti"nde ger-çekleşeceğini öne süren Ülken, "yarınki insanlığın emperyalist tahakkümlere değil, kültürler, milletler bağımsızlığına dayanan bir konfederatif dünya devletine doğru gitmesini sağlayacak" bir "kültürler hümanizmi"ne yaslanır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.