9789759963569
392159
https://www.sehadetkitap.com/urun/hadis-gunlugu
Hadis Günlüğü
102.30
Yıllar süren, uzun ve yorucu bir arayıştan sonra nihâyet Hak ve Hakîkati bulabilmiş olmanın büyük heyecanı içinde, bana mutlaka ve bir ân evvel Hadîs-i Şerîfler ve siyer ile de tanışıp onlarla iyice hemhâl olmam gerektiğini hatırlatan Mümin ve de Mümine Müslüman kardeşlerime, Hz. Ömere (r.a.) atıfta bulunarak Kefânâ Kitâbullâh! Allahın, azze ve celle, kitâbı bize yeter! diyordum. Büyük bir nezâket göstererek fazla ses çıkartmıyorlardı bu ukalâlığıma besbelli Hz. Ömere (r.a.) hürmeten ve henüz hidâyet bulmuş bir kardeşlerini fazla zorlamamak, hatta kırmamak için. Doğrusu ben de o günlerde bu tavrımın, tâbir câizse, câhiliye entelektüelliği dönemimin henüz kurtulamadığım bir tortusundan kaynaklandığını farkedemiyordum bir türlü; öylesine kapılmıştım, kendimi haklı görmenin tatlı sarhoşluğuna! Tâ ki, günlerden bir gün, içlerinden biri, cân dostum, azîz ve muhterem kardeşim İsmet Uçma Hakk Teâlâ, azze ve celle, ondan ebediyyen râzı olsun- ben çiçeği burnunda tâze Müslümanı şöyle adamakıllı bir sarsıp silkeleyip, yine tâbir câizse, nefs-i entellektüelliyemi kırmanın artık kaçınılmaz hâle geldiğine karar verip de: İyi söylüyorsun, doğru söylüyorsun ama, Hz. Ömer (r.a.) bu sözü söylediğinde, Hz. Peygamber (s.a.v.) sağdı henüz! Kitâbullâhın hayata en doğru şekilde aktarılabilmesi için sözleriyle, davranışlarıyla ortaya koyduğu rehberlik, canlıydı, gündelik hayatın tabiî, olmazsa olmaz bir parçasıydı! Hz. Ömerin (r.a.) bu çıkışışını, bu çerçeve içinde değerlendirmezsen eğer, yarın, Allah muhafaza, çok pişman olabileceğin vahim hatalara düşersin! Gel, sen akıllı adamsın, sen sen ol ve bir ân evvel Hz. Peygamberin örnek hayatı ve hadîsleriyle tanış. Göreceksin, yepyeni bir ufuk açılacak sana o zaman. İnan, Âlemlerin Rabbi Yüce Allahın, azze ve celle, dîni İslâmı en doğru, yâni Murâd-ı İlâhîye en uygun şeklide yaşamanın başka yolu yok!
Yıllar süren, uzun ve yorucu bir arayıştan sonra nihâyet Hak ve Hakîkati bulabilmiş olmanın büyük heyecanı içinde, bana mutlaka ve bir ân evvel Hadîs-i Şerîfler ve siyer ile de tanışıp onlarla iyice hemhâl olmam gerektiğini hatırlatan Mümin ve de Mümine Müslüman kardeşlerime, Hz. Ömere (r.a.) atıfta bulunarak Kefânâ Kitâbullâh! Allahın, azze ve celle, kitâbı bize yeter! diyordum. Büyük bir nezâket göstererek fazla ses çıkartmıyorlardı bu ukalâlığıma besbelli Hz. Ömere (r.a.) hürmeten ve henüz hidâyet bulmuş bir kardeşlerini fazla zorlamamak, hatta kırmamak için. Doğrusu ben de o günlerde bu tavrımın, tâbir câizse, câhiliye entelektüelliği dönemimin henüz kurtulamadığım bir tortusundan kaynaklandığını farkedemiyordum bir türlü; öylesine kapılmıştım, kendimi haklı görmenin tatlı sarhoşluğuna! Tâ ki, günlerden bir gün, içlerinden biri, cân dostum, azîz ve muhterem kardeşim İsmet Uçma Hakk Teâlâ, azze ve celle, ondan ebediyyen râzı olsun- ben çiçeği burnunda tâze Müslümanı şöyle adamakıllı bir sarsıp silkeleyip, yine tâbir câizse, nefs-i entellektüelliyemi kırmanın artık kaçınılmaz hâle geldiğine karar verip de: İyi söylüyorsun, doğru söylüyorsun ama, Hz. Ömer (r.a.) bu sözü söylediğinde, Hz. Peygamber (s.a.v.) sağdı henüz! Kitâbullâhın hayata en doğru şekilde aktarılabilmesi için sözleriyle, davranışlarıyla ortaya koyduğu rehberlik, canlıydı, gündelik hayatın tabiî, olmazsa olmaz bir parçasıydı! Hz. Ömerin (r.a.) bu çıkışışını, bu çerçeve içinde değerlendirmezsen eğer, yarın, Allah muhafaza, çok pişman olabileceğin vahim hatalara düşersin! Gel, sen akıllı adamsın, sen sen ol ve bir ân evvel Hz. Peygamberin örnek hayatı ve hadîsleriyle tanış. Göreceksin, yepyeni bir ufuk açılacak sana o zaman. İnan, Âlemlerin Rabbi Yüce Allahın, azze ve celle, dîni İslâmı en doğru, yâni Murâd-ı İlâhîye en uygun şeklide yaşamanın başka yolu yok!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.