Hacı Murat

Stok Kodu:
9786053242413
Boyut:
145-215-0
Sayfa Sayısı:
166
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-12-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
39,00TL
26,13TL
Havale/EFT ile: 25,61TL
9786053242413
660582
Hacı Murat
Hacı Murat
26.13
Düşman nara ve çığlıklarla birlikte çalıdan çalıya sıçra­yarak yaklaşıyordu. Bir kurşun daha geldi Hacı Murat'ın sol böğrüne. Hendeğin içine uzandı, beşmetinden bir bez parça­sı kopartarak yarasına bastırdı. Bu yara öldürücüydü. Ölece­ğini anladı. Anılar ve hayaller art arda hızla geçiyordu gözle­rinden. Bazen, pehlivan yapılı Abununtsal Han'ı kesik, aşağı sarkan yanağını eliyle tutarak, elinde hançeri düşmanının üs­tüne yürüdüğünü görüyor; bazen kurnaz, uysal sesini duyu­yor; bazen oğlu Yusuf'u, karısı Sofiyat'ı, bazen can düşma­nı Şamil'in kırpışan gözleri, kırmızı sakalıyla solgun yüzünü görüyordu. Bütün bu anılar onun hayalinden geçiyor fakat içinde hiç­bir duygu uyandırmıyordu. Ne acıma ne kin ne de herhangi bir heves. Bütün bunlar hiçti ve başlıyor ya da başlamış olması fark etmiyordu onun için. Bu arada güçlü bedeni henüz yaşa­maya devam ediyordu. Kalan gücünü topladı, doğruldu, yaklaşan birine tabancayla ateş etti ve vurdu. Adam düştü. Hacı Murat daha sonra hendekten tamamen çıkarak hançeriyle to­pallayarak düşmana doğru yürüdü. Birkaç el silah sesi duyul­du. Tökezledi ve yere düştü. Birkaç milis coşkulu çığlıklarla, düşen bedenin üzerine atıldı. Ama ansızın ölü sandıkları be­den kıpırdadı. Önce kanlar içindeki papaksız, tıraşlı başı kalk­tı, sonra gövdesi doğruldu ve bir ağaca tutunarak ayağa dikil­di. Öylesine korkunç bir hâli vardı ki, koşarak gelenler dona­kaldılar. Derken titredi, ağaçtan koptu ve boylu boyunca, ke­silmiş bir devedikeni gibi karın üstü yere kapaklandı. Artık kı­mıldamıyordu.
Düşman nara ve çığlıklarla birlikte çalıdan çalıya sıçra­yarak yaklaşıyordu. Bir kurşun daha geldi Hacı Murat'ın sol böğrüne. Hendeğin içine uzandı, beşmetinden bir bez parça­sı kopartarak yarasına bastırdı. Bu yara öldürücüydü. Ölece­ğini anladı. Anılar ve hayaller art arda hızla geçiyordu gözle­rinden. Bazen, pehlivan yapılı Abununtsal Han'ı kesik, aşağı sarkan yanağını eliyle tutarak, elinde hançeri düşmanının üs­tüne yürüdüğünü görüyor; bazen kurnaz, uysal sesini duyu­yor; bazen oğlu Yusuf'u, karısı Sofiyat'ı, bazen can düşma­nı Şamil'in kırpışan gözleri, kırmızı sakalıyla solgun yüzünü görüyordu. Bütün bu anılar onun hayalinden geçiyor fakat içinde hiç­bir duygu uyandırmıyordu. Ne acıma ne kin ne de herhangi bir heves. Bütün bunlar hiçti ve başlıyor ya da başlamış olması fark etmiyordu onun için. Bu arada güçlü bedeni henüz yaşa­maya devam ediyordu. Kalan gücünü topladı, doğruldu, yaklaşan birine tabancayla ateş etti ve vurdu. Adam düştü. Hacı Murat daha sonra hendekten tamamen çıkarak hançeriyle to­pallayarak düşmana doğru yürüdü. Birkaç el silah sesi duyul­du. Tökezledi ve yere düştü. Birkaç milis coşkulu çığlıklarla, düşen bedenin üzerine atıldı. Ama ansızın ölü sandıkları be­den kıpırdadı. Önce kanlar içindeki papaksız, tıraşlı başı kalk­tı, sonra gövdesi doğruldu ve bir ağaca tutunarak ayağa dikil­di. Öylesine korkunç bir hâli vardı ki, koşarak gelenler dona­kaldılar. Derken titredi, ağaçtan koptu ve boylu boyunca, ke­silmiş bir devedikeni gibi karın üstü yere kapaklandı. Artık kı­mıldamıyordu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat