Guantanamo'dan Şiirler; Mahpuslar Konuşuyor

Stok Kodu:
9789750814532
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
92
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000-01-01
Çeviren:
Bilgin Adalı, Gündüz Vassaf
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
5,56TL
3,56TL
Havale/EFT ile: 3,49TL
9789750814532
663802
Guantanamo'dan Şiirler; Mahpuslar Konuşuyor
Guantanamo'dan Şiirler; Mahpuslar Konuşuyor
3.56
Kübanın kuzeybatısındaki Guantánamo Körfezinde yer alan ABD deniz üssünde 2002den bu yana en azından 775 Müslüman erkek gözaltında tutuldu. Geçen altı yıl içinde tutuklulardan 470 kadarı serbest bırakıldıysa da, kalanlar, Cenevre Sözleşmelerinin en temel koşullarına aykırı olarak, haklarında herhangi bir suçlama yapılmadan ve yargı önüne çıkarılmadan esaretlerinin yedinci yılına girmek üzere. Guantánamodan Şiirler, bu mahpuslardan dünyaya ulaşabilen ilk ses: Çoğu hâlâ Guantánamoda bulunan 17 tutukludan 22 şiir. Flagg Millerın önsözü (Müslüman Hapishane iirlerinde Acı Biçimleri) ve Ariel Dorfmanın sonsözü (Gömülü Alevin Parladığı Yer) ile. Sesini duydukları ama asla görüp dokunamadıkları okyanusun kıyısında, o sözcüklerle soluk alıp soluk veren tutukluları düşünün. Artık, çok uzaklardaki düşmanları karşısında ateş ve hüzünden sözcüklerle temsil edilen, bizden dinlememizi isteyen, varlıklarının gömülmüş alevini kabullenmemizi bekleyen o insanları düşünün. Yalnızca bu şiirleri okumak kadar basit bir eylemle, bir temerküz kampındaki kafeslerin içinde başlayan bu yolculuklarını tamamlamaları için onlara yardım edebilecek bir şansımızın bulunduğunu düşünün. Belki bir gün, belki kısa bir süre sonra, eğer yeterince umursar isek, yeterince kaygılanır isek, dünyayı özgürce dolaşan yalnızca şiirler olmayacak, onları yazan eller, dudaklar ve ciğerler de özgür kalacaktır. O gün gelene kadar, gerçek yuvaları, Guantánamo Körfezindeki o rezil temerküz kampı değil yalnızlığa ve ölüme karşı yazdıkları o acı şiirler olacaktır. Ariel Dorfman Tadımlık Abdülaziz Soyadını açıklamak istemeyen Abdülaziz, ABD silahlı kuvvetleri Afganistana saldırdığı sırada ülkesi Suudi Arabistanın Riyad kentindeki üniversiteyi yeni bitirmişti. Kardeşini bulup güven içinde ülkesine geri getirmek için bölgeye gitti. Abdülaziz kardeşini bulduktan kısa süre sonra Kuzey İttifakı askerleri ikisini de tutukladı. Bir Afgan hapishanesinde işkence gördükten sonra 2002 başlarında ABD ordusuna teslim edildi ve kardeşiyle birlikte Guantánamoya gönderildi. İki kardeş de düşman savaşçısı olmakla suçlandı. Kardeşi bir süre sonra serbest bırakıldıysa da Abdülazizin tutukluluğu hâlâ sürmekte. EY MAHPUSHANE KARANLIĞI Ey mahpushanenin karanlığı, kur çadırını. Biz severiz karanlığı. Biliriz, gecenin karanlık saatlerinden sonra Onurumuzun şafağı sökecek. Varsın, sararıp tükensin dünyanın güzellikleri. Yeter ki esirgesin bizleri Tanrı. Bir delikanlı sıkıntıya düşüp bunalabilir sorunlar karşısında. Ama biliriz biz, elbet bildiği vardır Tanrı nın. Her gün biraz daha sıksa da kırılmaz bilinen kelepçelerimiz, Paramparça olacaklar. Dayananlar elbet erecek muradına, Kapının eşiğindekiler girecek içeri. Ey zulüm, çoğal çoğalacağın kadar! Şafak sökmek üzere.
Kübanın kuzeybatısındaki Guantánamo Körfezinde yer alan ABD deniz üssünde 2002den bu yana en azından 775 Müslüman erkek gözaltında tutuldu. Geçen altı yıl içinde tutuklulardan 470 kadarı serbest bırakıldıysa da, kalanlar, Cenevre Sözleşmelerinin en temel koşullarına aykırı olarak, haklarında herhangi bir suçlama yapılmadan ve yargı önüne çıkarılmadan esaretlerinin yedinci yılına girmek üzere. Guantánamodan Şiirler, bu mahpuslardan dünyaya ulaşabilen ilk ses: Çoğu hâlâ Guantánamoda bulunan 17 tutukludan 22 şiir. Flagg Millerın önsözü (Müslüman Hapishane iirlerinde Acı Biçimleri) ve Ariel Dorfmanın sonsözü (Gömülü Alevin Parladığı Yer) ile. Sesini duydukları ama asla görüp dokunamadıkları okyanusun kıyısında, o sözcüklerle soluk alıp soluk veren tutukluları düşünün. Artık, çok uzaklardaki düşmanları karşısında ateş ve hüzünden sözcüklerle temsil edilen, bizden dinlememizi isteyen, varlıklarının gömülmüş alevini kabullenmemizi bekleyen o insanları düşünün. Yalnızca bu şiirleri okumak kadar basit bir eylemle, bir temerküz kampındaki kafeslerin içinde başlayan bu yolculuklarını tamamlamaları için onlara yardım edebilecek bir şansımızın bulunduğunu düşünün. Belki bir gün, belki kısa bir süre sonra, eğer yeterince umursar isek, yeterince kaygılanır isek, dünyayı özgürce dolaşan yalnızca şiirler olmayacak, onları yazan eller, dudaklar ve ciğerler de özgür kalacaktır. O gün gelene kadar, gerçek yuvaları, Guantánamo Körfezindeki o rezil temerküz kampı değil yalnızlığa ve ölüme karşı yazdıkları o acı şiirler olacaktır. Ariel Dorfman Tadımlık Abdülaziz Soyadını açıklamak istemeyen Abdülaziz, ABD silahlı kuvvetleri Afganistana saldırdığı sırada ülkesi Suudi Arabistanın Riyad kentindeki üniversiteyi yeni bitirmişti. Kardeşini bulup güven içinde ülkesine geri getirmek için bölgeye gitti. Abdülaziz kardeşini bulduktan kısa süre sonra Kuzey İttifakı askerleri ikisini de tutukladı. Bir Afgan hapishanesinde işkence gördükten sonra 2002 başlarında ABD ordusuna teslim edildi ve kardeşiyle birlikte Guantánamoya gönderildi. İki kardeş de düşman savaşçısı olmakla suçlandı. Kardeşi bir süre sonra serbest bırakıldıysa da Abdülazizin tutukluluğu hâlâ sürmekte. EY MAHPUSHANE KARANLIĞI Ey mahpushanenin karanlığı, kur çadırını. Biz severiz karanlığı. Biliriz, gecenin karanlık saatlerinden sonra Onurumuzun şafağı sökecek. Varsın, sararıp tükensin dünyanın güzellikleri. Yeter ki esirgesin bizleri Tanrı. Bir delikanlı sıkıntıya düşüp bunalabilir sorunlar karşısında. Ama biliriz biz, elbet bildiği vardır Tanrı nın. Her gün biraz daha sıksa da kırılmaz bilinen kelepçelerimiz, Paramparça olacaklar. Dayananlar elbet erecek muradına, Kapının eşiğindekiler girecek içeri. Ey zulüm, çoğal çoğalacağın kadar! Şafak sökmek üzere.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat