Gözlerindeki Canavar

Stok Kodu:
9786259809021
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
242
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-09-13
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
191,00TL
175,72TL
Havale/EFT ile: 166,93TL
9786259809021
719461
Gözlerindeki Canavar
Gözlerindeki Canavar
175.72
"Bir canavara dönüştüğüm için neden özür dileyecektim ki? Beni bu hale getirdiği için hiç kimse benden özür dilemedi.” Ölüm, dört kelimeydi. Söylemesi kolay, şahit olunması yıkımdı. Bense hayatımda iki ölüm görmüştüm: birisi kendi yarımın ölümü, diğeri ise bana hayat veren kadının ölümü. Çocuk olmadan ölümün kendisi olmuştum. Benden alınanları, hiç acımadan ben de onlardan almıştım. Gözlerimin içine bakan birçok kurban, orada gizlenen canavarı görmüştü. Yaşamak için öldürmüştüm. Bir süre sonra ölüm, benim için yalnızca dört kelimeden ibaret hale gelmişti. O masum küçük çocuğu duymadım. Onu ardımda bıraktığımda bana ne kadar seslense de ne kadar bağırıp çağırsa da onu duymadım. Eğer arkamı dönüp o çocuğa baksaydım şu anda olduğum kişi olamazdım. Bedenim Kara Semt'in bir çıkmazında bir çöplükte olurdu. Eğer zayıfsan bu dünyada her zaman kaybederdin. Bunu yüzüme derin bir çizik atılırken acı bir şekilde öğrenmiştim. Kimse ne yaşına ya da ne kadar küçük olduğuna bakmazdı. Sen, onlar için sadece keyif veren bir oyuncaktın. Yanağımdaki iz, aslında o gün bana hayatımın en büyük dersini vermişti: Derinden yaralanmış ruhlar kendilerini asla unutmazlar ve olduklarından başka bir şeye dönüşmezlerdi. Sadece onlara yapılanların intikamını almak için beklerlerdi. Zaman her şeyin ilacı değildi. Aksine intikam için aslında kuytuda gizlenen bir canavardı. O canavar da yıllardır benim gözlerimin içinde bekliyordu. Ben Falçata! Gözlerinde canavarı saklayan adam!
"Bir canavara dönüştüğüm için neden özür dileyecektim ki? Beni bu hale getirdiği için hiç kimse benden özür dilemedi.” Ölüm, dört kelimeydi. Söylemesi kolay, şahit olunması yıkımdı. Bense hayatımda iki ölüm görmüştüm: birisi kendi yarımın ölümü, diğeri ise bana hayat veren kadının ölümü. Çocuk olmadan ölümün kendisi olmuştum. Benden alınanları, hiç acımadan ben de onlardan almıştım. Gözlerimin içine bakan birçok kurban, orada gizlenen canavarı görmüştü. Yaşamak için öldürmüştüm. Bir süre sonra ölüm, benim için yalnızca dört kelimeden ibaret hale gelmişti. O masum küçük çocuğu duymadım. Onu ardımda bıraktığımda bana ne kadar seslense de ne kadar bağırıp çağırsa da onu duymadım. Eğer arkamı dönüp o çocuğa baksaydım şu anda olduğum kişi olamazdım. Bedenim Kara Semt'in bir çıkmazında bir çöplükte olurdu. Eğer zayıfsan bu dünyada her zaman kaybederdin. Bunu yüzüme derin bir çizik atılırken acı bir şekilde öğrenmiştim. Kimse ne yaşına ya da ne kadar küçük olduğuna bakmazdı. Sen, onlar için sadece keyif veren bir oyuncaktın. Yanağımdaki iz, aslında o gün bana hayatımın en büyük dersini vermişti: Derinden yaralanmış ruhlar kendilerini asla unutmazlar ve olduklarından başka bir şeye dönüşmezlerdi. Sadece onlara yapılanların intikamını almak için beklerlerdi. Zaman her şeyin ilacı değildi. Aksine intikam için aslında kuytuda gizlenen bir canavardı. O canavar da yıllardır benim gözlerimin içinde bekliyordu. Ben Falçata! Gözlerinde canavarı saklayan adam!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat