9789750863899
719005
https://www.sehadetkitap.com/urun/gezgin-gunce-britanya-defterleri-2008
Gezgin Günce;Britanya Defterleri, 2008
166.40
Gezgin Günce, Ali Teoman'ın 2008 yazında eşi ve
arkadaşlarıyla birlikte gittiği Edinburgh ve Londra seyahatinin
izlenimleri ve gözlemlerinden oluşuyor. Ancak, bir gezginin
değil, bir yazarın güncesi bu. Yazar, sadece gördüklerini değil,
okuduklarını, dinlediklerini, düşünüp hissettiklerini de
kaydediyor. Kitabın penceresinden bakıldığında bir tür iç
yolculuğun kilometre taşları bir görünüp bir kayboluyor.
Londra'nın bir zamanlar en çok gezdiğim sokaklarında
yürüdüm buraya gelirken. Metroyla Oxford Circus'a geldim,
oradan Tottenham Court Road'a, oradan da Leicester
Square'e yürüdüm. Sonra da Garret Street yoluyla buraya,
Covent Garden'a geldim. Oturmadan önce, binanın içini dışını
tavaf ettim iyice. Anlık flaş patlamaları gibi kimi görüntüler
geliyor gözlerimin önüne. Kaç yıl önceydi? On sekiz yıl mı, on
dokuz mu yoksa? Bazı şeyleri hiç anımsayamıyorum ama ve
şaşkınlığa düşüyorum. Ben mi yaşamışım buralarda? Bu
sokaklarda ben mi yürümüşüm? Nasıl yapmışım? Nasıl
öğrenmişim? Nasıl alışmışım bütün bunlara? Sokaklarda
yürürken anlıyorum ki, âdeta bir köstebek yuvasına
çevirmişim buraları, delik deşik etmişim. Ama nasıl? Nasıl. O
kişi kim? Ben miyim? O günlerden bu günlere nasıl geldim?
Nasıl değiştim? Ben aslında kimim? O günkü ben mi, bugünkü ben mi, hiçbiri mi yoksa – çünkü yarın bambaşka bir “ben”
çıkacak ortaya, dünkü ve bugünkü ‘ben'i şaşkınlıkla izleyecek.
Gezgin Günce, Ali Teoman'ın 2008 yazında eşi ve
arkadaşlarıyla birlikte gittiği Edinburgh ve Londra seyahatinin
izlenimleri ve gözlemlerinden oluşuyor. Ancak, bir gezginin
değil, bir yazarın güncesi bu. Yazar, sadece gördüklerini değil,
okuduklarını, dinlediklerini, düşünüp hissettiklerini de
kaydediyor. Kitabın penceresinden bakıldığında bir tür iç
yolculuğun kilometre taşları bir görünüp bir kayboluyor.
Londra'nın bir zamanlar en çok gezdiğim sokaklarında
yürüdüm buraya gelirken. Metroyla Oxford Circus'a geldim,
oradan Tottenham Court Road'a, oradan da Leicester
Square'e yürüdüm. Sonra da Garret Street yoluyla buraya,
Covent Garden'a geldim. Oturmadan önce, binanın içini dışını
tavaf ettim iyice. Anlık flaş patlamaları gibi kimi görüntüler
geliyor gözlerimin önüne. Kaç yıl önceydi? On sekiz yıl mı, on
dokuz mu yoksa? Bazı şeyleri hiç anımsayamıyorum ama ve
şaşkınlığa düşüyorum. Ben mi yaşamışım buralarda? Bu
sokaklarda ben mi yürümüşüm? Nasıl yapmışım? Nasıl
öğrenmişim? Nasıl alışmışım bütün bunlara? Sokaklarda
yürürken anlıyorum ki, âdeta bir köstebek yuvasına
çevirmişim buraları, delik deşik etmişim. Ama nasıl? Nasıl. O
kişi kim? Ben miyim? O günlerden bu günlere nasıl geldim?
Nasıl değiştim? Ben aslında kimim? O günkü ben mi, bugünkü ben mi, hiçbiri mi yoksa – çünkü yarın bambaşka bir “ben”
çıkacak ortaya, dünkü ve bugünkü ‘ben'i şaşkınlıkla izleyecek.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.