Gezgin Dervişin Kamburu; Risale-i Dürriye

Stok Kodu:
9786257014380
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
88
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-02-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%35 indirimli
92,00TL
59,80TL
Havale/EFT ile: 58,60TL
Aynı gün kargo
9786257014380
496850
Gezgin Dervişin Kamburu; Risale-i Dürriye
Gezgin Dervişin Kamburu; Risale-i Dürriye
59.80
Bir derviş 12 yüzyılda Afganistan'dan yola çıksa yürüye yürüye kaçıncı yüzyıla varır? Kalbinde bir insanın küçük sevdası, mutlak hakikatin büyük aşkıyla kaç dünya yürüyebilir? İbakorkmaz'ın Ebu Dürr'ü, gönlünde o Hintli dilberin kara gözleriyle ve aklında zor sorularla bin yıla yakın zaman gezdikten sonra yazarın birkaç ayrıntıyla kurduğu Fakızade'yi buldu. Fakızade de Ebu Dürr'ü ve onun üstüne yazdığı eseri İbakorkmaz'ın kaleminin ucuna getirdi. Gezginin sesi nereden nereye, hangi çağdan hangi çağa ulaşıyor? Peki zaman, çağ denebilecek parçalara bölünebilir mi? Peki bir yazar asırlar öncesinden gelen sesleri duyabiliyorsa zaman diye bir şey var mıdır? Öyleyse dinle! Senin "şimdi" dediğin zamanı ben şimdi yaşıyorum. Demek ki senin şu anınla, benim şu anım arasında bir fark olduğunu iddia etmen zor. Anlar arasındaki farkın ortadan kalktığı an, yalnızca şu andır demek ki. Oysa biz şu anı yaşayıncaya kadar farklı zamanlarda yaşadığımızı sanıyorduk. Ama bak, tarih dediğimiz şey de avuçlarımızın arasından, bu satırların arasından ve zihnimizden eriyip gidiverdi. Mesela benim şu an ölü olmam neyi değiştirir? Düpedüz sohbet ediyoruz seninle. Ben söylüyorum ve sen dinliyorsun. Üstelik senin "şu an" dediğin anda...
Bir derviş 12 yüzyılda Afganistan'dan yola çıksa yürüye yürüye kaçıncı yüzyıla varır? Kalbinde bir insanın küçük sevdası, mutlak hakikatin büyük aşkıyla kaç dünya yürüyebilir? İbakorkmaz'ın Ebu Dürr'ü, gönlünde o Hintli dilberin kara gözleriyle ve aklında zor sorularla bin yıla yakın zaman gezdikten sonra yazarın birkaç ayrıntıyla kurduğu Fakızade'yi buldu. Fakızade de Ebu Dürr'ü ve onun üstüne yazdığı eseri İbakorkmaz'ın kaleminin ucuna getirdi. Gezginin sesi nereden nereye, hangi çağdan hangi çağa ulaşıyor? Peki zaman, çağ denebilecek parçalara bölünebilir mi? Peki bir yazar asırlar öncesinden gelen sesleri duyabiliyorsa zaman diye bir şey var mıdır? Öyleyse dinle! Senin "şimdi" dediğin zamanı ben şimdi yaşıyorum. Demek ki senin şu anınla, benim şu anım arasında bir fark olduğunu iddia etmen zor. Anlar arasındaki farkın ortadan kalktığı an, yalnızca şu andır demek ki. Oysa biz şu anı yaşayıncaya kadar farklı zamanlarda yaşadığımızı sanıyorduk. Ama bak, tarih dediğimiz şey de avuçlarımızın arasından, bu satırların arasından ve zihnimizden eriyip gidiverdi. Mesela benim şu an ölü olmam neyi değiştirir? Düpedüz sohbet ediyoruz seninle. Ben söylüyorum ve sen dinliyorsun. Üstelik senin "şu an" dediğin anda...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat