9786257460095
558985
https://www.sehadetkitap.com/urun/getronagan-pandi-ginerun-pajini-hapishane-i-umumi-kadinlar-kogusu
Getronagan Pandi Ginerun Pajinı (Hapishane-i Umumi Kadınlar Koğuşu)
158.70
Kalantar, “Getronagan pandi ginerun pajinı”nda (Hapishane-i Umumi
Kadınlar Koğuşu) Osmanlı topraklarında bir kadın tarafından yazılmış ilk cezaevi tanıklığını sunuyor.
Lozan'da üniversite öğrencisiyken ailesine gönderdiği mektuplar gerekçe gösterilerek 1915'te
tutuklanan, anne ve babasıyla birlikte Divan-ı Harp'te yargılanan ve henüz yirmi yaşındayken yaklaşık üç
yılını İstanbul'daki Mehterhane de denilen Merkez Cezaevi'nde geçiren Kalantar, en zor koşullarda bile
direnmenin mümkün olduğunu gösteriyor yaşadıklarıyla. Ünlü Ermeni feminist gazeteci ve yazar
Hayganuş Mark'ın Hay gin (Ermeni Kadını) gazetesinde 1921-22'de tefrika edilen metin, yazarının
keskin gözlem gücüyle odağına kâh gardiyanları, kâh bir Kürt, Acem, muhacir ya da Arap tutsağı alarak,
adeta bir antropoloji metni gibi tüm renkleriyle Osmanlı cezaevinin röntgenini çekiyor.
Y A Z A R H A K K I N D A : 1 8 9 5 't e , a n n e v e b a b a s ı n ı n K a la n t a r y a n a d ı y l a b i r o kul kurduğu Bursa'da doğdu.
1908'de ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. 1911'de üniversite öğrenimi görmek için Lozan'a gitti.
Leipzig'de yüksek lisans yapmaya başladı, ancak yaz tatili sırasında Birinci Dünya Savaşı başladığı için
akademik çalışmalarını sürdüremedi. Yaz tatili için bulunduğu İstanbul'dan ayrılmadı. Bu sırada bir ihbar
sonucu evleri basıldı ve bazı mektuplar bahane edilerek anne ve babasıyla birlikte hapsedildi. 1918'de
serbest kalan Kalantar, Savaş'ın bitimiyle birlikte toplumsal yardım faaliyetlerine katkıda bulundu ve Hay
gin gazetesinde yazmaya başladı. 1922'de ABD'ye göç etti ve bir daha doğduğu ülkeye dönmedi. Orada
Zaven Nalbantyan'la evlendi ve karı-koca, Zarevant mahlasıyla siyasi ve tarihi konulu pek çok çalışmaya
imza attı. Kalantar, 1978'de Washington'da hayatını kaybetti.
Kalantar, “Getronagan pandi ginerun pajinı”nda (Hapishane-i Umumi
Kadınlar Koğuşu) Osmanlı topraklarında bir kadın tarafından yazılmış ilk cezaevi tanıklığını sunuyor.
Lozan'da üniversite öğrencisiyken ailesine gönderdiği mektuplar gerekçe gösterilerek 1915'te
tutuklanan, anne ve babasıyla birlikte Divan-ı Harp'te yargılanan ve henüz yirmi yaşındayken yaklaşık üç
yılını İstanbul'daki Mehterhane de denilen Merkez Cezaevi'nde geçiren Kalantar, en zor koşullarda bile
direnmenin mümkün olduğunu gösteriyor yaşadıklarıyla. Ünlü Ermeni feminist gazeteci ve yazar
Hayganuş Mark'ın Hay gin (Ermeni Kadını) gazetesinde 1921-22'de tefrika edilen metin, yazarının
keskin gözlem gücüyle odağına kâh gardiyanları, kâh bir Kürt, Acem, muhacir ya da Arap tutsağı alarak,
adeta bir antropoloji metni gibi tüm renkleriyle Osmanlı cezaevinin röntgenini çekiyor.
Y A Z A R H A K K I N D A : 1 8 9 5 't e , a n n e v e b a b a s ı n ı n K a la n t a r y a n a d ı y l a b i r o kul kurduğu Bursa'da doğdu.
1908'de ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. 1911'de üniversite öğrenimi görmek için Lozan'a gitti.
Leipzig'de yüksek lisans yapmaya başladı, ancak yaz tatili sırasında Birinci Dünya Savaşı başladığı için
akademik çalışmalarını sürdüremedi. Yaz tatili için bulunduğu İstanbul'dan ayrılmadı. Bu sırada bir ihbar
sonucu evleri basıldı ve bazı mektuplar bahane edilerek anne ve babasıyla birlikte hapsedildi. 1918'de
serbest kalan Kalantar, Savaş'ın bitimiyle birlikte toplumsal yardım faaliyetlerine katkıda bulundu ve Hay
gin gazetesinde yazmaya başladı. 1922'de ABD'ye göç etti ve bir daha doğduğu ülkeye dönmedi. Orada
Zaven Nalbantyan'la evlendi ve karı-koca, Zarevant mahlasıyla siyasi ve tarihi konulu pek çok çalışmaya
imza attı. Kalantar, 1978'de Washington'da hayatını kaybetti.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.