Gerçekliğin Etiği;Kant, Lacan

Stok Kodu:
9786257766357
Boyut:
130-195-
Sayfa Sayısı:
272
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-02-12
Çeviren:
Ahmet Özcan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
200,00TL
128,00TL
Havale/EFT ile: 125,44TL
9786257766357
670342
Gerçekliğin Etiği;Kant, Lacan
Gerçekliğin Etiği;Kant, Lacan
128.00
Şâyet Alenka'nın kitabı klasik bir referans kitabı kabul edilmeyerek bir kenara konulursa, bu basitçe, akademik ve entelektüel çevremizin anlaşılması güç bir kendini yok etme iradesinin ağına düşmüş olduğunu gös¬terir. Slavoj Žižek Etik kavramı, felsefe tarihi boyunca kendi mecrasındaki gelişimini sürdürmüştür ama ilk önce S. Freud, ardından da J. Lacan tarafından “gerçekliğe döndürülerek” psikanaliz tarafından yeniden “kurulmuştur”. Gerçeğin etiği, Gerçeğe doğ¬ru yönelmiş bir etik değil, ancak etikte hâlihazırda işlemeye devam eden Gerçeğin (Lacancı anlamda) boyutunu görerek ve kabul ederek, etiği yeniden düşünme çabasıdır ama aynı zamanda Freud ve Lacan psikanalizinin üstünde yükselen “modern etik”in hem etiği ve hem de iyi kavramını gündelik hayata uyarlamış olan absürdlüğünün eleştirisidir. Bu bağlamda Gerçeğin Etiği, efendinin söylemine dayalı etiği reddeden, fakat etiğin nihaî ufkunun ‘kişinin kendi hayatına' indirgenmesine dayalı, yetersiz ‘(post-)modern' etik seçeneğini de aynı biçim¬de reddeden bir etiğe kavramsal çerçeve sunma çabasıdır. Gerçeğin Etiği, etik uygunluk ve İyi alanı ara¬sındaki radikal ayrışımla aynı kapıya çıkan modern öznellik iddiasının umulmadık etik sonuçlarına odaklanmaktadır. Etiği, kimi haz ya da kazanç hesapları zeminine yerleştirmeye çalışmak ya da bu hesabı, Tanrı'nın Kendisiyle alışverişimizi kapsayacak şekilde genişletmeye çalışmak (bu dünyada ahlâklı davranmak bize cefâ çektiriyor olsa bile, ölümümüzden sonra bunun için uygun bir şekilde ödüllendirileceğimizi umarak ahlâklı olmak yarar ge¬tirir davranışı) yanlıştır. Freud için olduğu gibi Lacan'a göre de insan öznesi, sadece bildiğinden daha az ahlâklı değil, aynı zamanda olduğuna inandığından çok daha ahlâklıdır: Ahlâkî eylemleri gelecekte alacağımız bir tür ödüle göz dikerek bazı faydacı hesaplar adına (yanlış biçimde) yaptığımızı düşünsek bile, aslında , “gerçeğin boyutu” içinde yer alan ödev uğruna tamamlarız.
Şâyet Alenka'nın kitabı klasik bir referans kitabı kabul edilmeyerek bir kenara konulursa, bu basitçe, akademik ve entelektüel çevremizin anlaşılması güç bir kendini yok etme iradesinin ağına düşmüş olduğunu gös¬terir. Slavoj Žižek Etik kavramı, felsefe tarihi boyunca kendi mecrasındaki gelişimini sürdürmüştür ama ilk önce S. Freud, ardından da J. Lacan tarafından “gerçekliğe döndürülerek” psikanaliz tarafından yeniden “kurulmuştur”. Gerçeğin etiği, Gerçeğe doğ¬ru yönelmiş bir etik değil, ancak etikte hâlihazırda işlemeye devam eden Gerçeğin (Lacancı anlamda) boyutunu görerek ve kabul ederek, etiği yeniden düşünme çabasıdır ama aynı zamanda Freud ve Lacan psikanalizinin üstünde yükselen “modern etik”in hem etiği ve hem de iyi kavramını gündelik hayata uyarlamış olan absürdlüğünün eleştirisidir. Bu bağlamda Gerçeğin Etiği, efendinin söylemine dayalı etiği reddeden, fakat etiğin nihaî ufkunun ‘kişinin kendi hayatına' indirgenmesine dayalı, yetersiz ‘(post-)modern' etik seçeneğini de aynı biçim¬de reddeden bir etiğe kavramsal çerçeve sunma çabasıdır. Gerçeğin Etiği, etik uygunluk ve İyi alanı ara¬sındaki radikal ayrışımla aynı kapıya çıkan modern öznellik iddiasının umulmadık etik sonuçlarına odaklanmaktadır. Etiği, kimi haz ya da kazanç hesapları zeminine yerleştirmeye çalışmak ya da bu hesabı, Tanrı'nın Kendisiyle alışverişimizi kapsayacak şekilde genişletmeye çalışmak (bu dünyada ahlâklı davranmak bize cefâ çektiriyor olsa bile, ölümümüzden sonra bunun için uygun bir şekilde ödüllendirileceğimizi umarak ahlâklı olmak yarar ge¬tirir davranışı) yanlıştır. Freud için olduğu gibi Lacan'a göre de insan öznesi, sadece bildiğinden daha az ahlâklı değil, aynı zamanda olduğuna inandığından çok daha ahlâklıdır: Ahlâkî eylemleri gelecekte alacağımız bir tür ödüle göz dikerek bazı faydacı hesaplar adına (yanlış biçimde) yaptığımızı düşünsek bile, aslında , “gerçeğin boyutu” içinde yer alan ödev uğruna tamamlarız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat