9786057244604
600857
https://www.sehadetkitap.com/urun/gelibolulu-mustafa-alinin-kunhul-ahbarinin-iv-ruknunun-kaynaklari
Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Künhü'l- Ahbârı'nın IV. Rüknünün Kaynakları
328.32
Ali,1541'de Gelibolu'da hali vakti yerinde edebiyatla ilgilenen bir tüccarın oğlu olarak dünyaya geldi. Onun vasatın
üzerinde bir zekaya ve edebi kabiliyete sahip olması ve aile münasebetleri bir reaya olarak mümkün olan en iyi eğitimi
almasına vesile oldu. 1560'ta İstanbul'da Osmanlı İmparatorluğundaki Müslüman yöneticilerin ve aydınların dahil olduğu
ilmiye sınıfında kendisine bir yer veren Sahn-ı Seman seviyesindeki en yüksek medrese eğitimini başarı ile tamamladı. Âli
kendisini daima ulema sınıfından birisi olarak görmesine rağmen açıkça söylemek gerekirse hiçbir zaman o sınıfın bir
elamanı olmadı. Başından itibaren o bir alim olması için gereken uzun ve zahmetli bir çalışma devresini atlamak istedi. Ve
Sultan Süleyman'ı takiben tahta geçen Selim II'nin Konya'da sarayında ilk Farsça divanını sunarak şansını denedi.
Yazarımız edebi başarıyla çok gururlanmasına sadece on beş yaşında iken pek mütevazı olmayan Âli mahlasını almış
olmasına rağmen yine de bir saray şairi olarak ve prensin musahibi olarak kabul edilmedi.
1562-63'te Ali, iş için İstanbul'daki saraya doğrudan müracaat etti. Fakat yine de kabul edilmedi. Bu geri çevrilişten
sonra, Âli prens Selim'in eski olan Mustafa Paşa'nın himayesine girdi. Mustafa Paşa'nın özel sekreteri oldu. Ve patronun
ölümüne kadar yirmi yıla yakın bir zaman bu görevi sadakatle yürüttü. Aynı yıl (1562-63) Lala Mustafa Paşa'nın Halep
beylerbeyliğine atanması üzerine onunla Halep'e gitti. Sonraları patronuyla beraber kısa fasılalarla görev gereği görev
gereği Şam'da Mısır'da sonra Şam'da bulundu. 1568'de Mustafa Paşa Mısır'ın askeri komutanı Koca Sinan Paşa ve Âli'nin
daha sonraki patronu sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ile (1579) ciddi bir ihtilafa düştü. Fakat bu durum kısa zamanda artık
Sultan olan Selim'in (1566-1574) etkisiyle düzeltildi. Ve Mustafa Paşa divan veziri ve musahip olarak terfi ettirildi.
Ali,1541'de Gelibolu'da hali vakti yerinde edebiyatla ilgilenen bir tüccarın oğlu olarak dünyaya geldi. Onun vasatın
üzerinde bir zekaya ve edebi kabiliyete sahip olması ve aile münasebetleri bir reaya olarak mümkün olan en iyi eğitimi
almasına vesile oldu. 1560'ta İstanbul'da Osmanlı İmparatorluğundaki Müslüman yöneticilerin ve aydınların dahil olduğu
ilmiye sınıfında kendisine bir yer veren Sahn-ı Seman seviyesindeki en yüksek medrese eğitimini başarı ile tamamladı. Âli
kendisini daima ulema sınıfından birisi olarak görmesine rağmen açıkça söylemek gerekirse hiçbir zaman o sınıfın bir
elamanı olmadı. Başından itibaren o bir alim olması için gereken uzun ve zahmetli bir çalışma devresini atlamak istedi. Ve
Sultan Süleyman'ı takiben tahta geçen Selim II'nin Konya'da sarayında ilk Farsça divanını sunarak şansını denedi.
Yazarımız edebi başarıyla çok gururlanmasına sadece on beş yaşında iken pek mütevazı olmayan Âli mahlasını almış
olmasına rağmen yine de bir saray şairi olarak ve prensin musahibi olarak kabul edilmedi.
1562-63'te Ali, iş için İstanbul'daki saraya doğrudan müracaat etti. Fakat yine de kabul edilmedi. Bu geri çevrilişten
sonra, Âli prens Selim'in eski olan Mustafa Paşa'nın himayesine girdi. Mustafa Paşa'nın özel sekreteri oldu. Ve patronun
ölümüne kadar yirmi yıla yakın bir zaman bu görevi sadakatle yürüttü. Aynı yıl (1562-63) Lala Mustafa Paşa'nın Halep
beylerbeyliğine atanması üzerine onunla Halep'e gitti. Sonraları patronuyla beraber kısa fasılalarla görev gereği görev
gereği Şam'da Mısır'da sonra Şam'da bulundu. 1568'de Mustafa Paşa Mısır'ın askeri komutanı Koca Sinan Paşa ve Âli'nin
daha sonraki patronu sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ile (1579) ciddi bir ihtilafa düştü. Fakat bu durum kısa zamanda artık
Sultan olan Selim'in (1566-1574) etkisiyle düzeltildi. Ve Mustafa Paşa divan veziri ve musahip olarak terfi ettirildi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.