Geleceğin Antropolojisi – Felsefi Bir Soruşturma

Stok Kodu:
9786256584297
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
264
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-02-01
Çeviren:
Asena Pala
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
228,00TL
141,36TL
Havale/EFT ile: 138,53TL
Aynı gün kargo
9786256584297
667716
Geleceğin Antropolojisi – Felsefi Bir Soruşturma
Geleceğin Antropolojisi – Felsefi Bir Soruşturma
141.36
İnsanı insan yapan niteliklerin başında kuşatıcı ve keskin bir zaman bilincinin geldiği fikri öteden beri felsefede, dinlerde ve mitolojilerde önemli bir yer tutuyor. Hatta insanı geçmiş, şimdi ve gelecek arasında bir köprü, bir düğüm noktası olarak görmek, sayısız kültürde insanın kendine ve dünyaya bakışının önemli bir parçasını oluşturageldi. Böyle olmasına rağmen sosyal bilimlerin ve özellikle de insanı konu edindiğini iddia edegelmiş antropolojinin geçmişe ve şimdiye odaklanarak geleceği büyük ölçüde ihmâl ettiği, hatta bu ihmalin antropolojinin geleceğini de kuşkulu hâle getirdiği yönünde eleştiriler bir süredir daha yüksek sesle dillendiriliyor. Bu kitap, insanı ve kültürleri anlamada geleceğin ve gelecek bilincinin oynadığı role odaklanıyor. Aristoteles ve Augustinus'tan Husserl, Heidegger, Ricoeur, ve Schatzki'ye kadar uzanan bir düşünce geleneğinin ışığında, geleceğin bizim için hazırladıklarını ve bizim geleceğe hazırlanma tarzlarımızı ortaya koyarak, geleceği antropolojiye dâhil etmenin ve antropolojiyi geleceğe taşımanın koşullarını belirlemeyi amaçlıyor. İnsanı gündelik pratikleri içinde gelecekle, henüz olmamış olanla, “olandan başka”yla kurduğu ilişki üzerinden ele almanın, “yeni” ve geleceğe miras bırakılabilecek bir sosyal antropoloji geliştirmenin olanağını araştırıyor
İnsanı insan yapan niteliklerin başında kuşatıcı ve keskin bir zaman bilincinin geldiği fikri öteden beri felsefede, dinlerde ve mitolojilerde önemli bir yer tutuyor. Hatta insanı geçmiş, şimdi ve gelecek arasında bir köprü, bir düğüm noktası olarak görmek, sayısız kültürde insanın kendine ve dünyaya bakışının önemli bir parçasını oluşturageldi. Böyle olmasına rağmen sosyal bilimlerin ve özellikle de insanı konu edindiğini iddia edegelmiş antropolojinin geçmişe ve şimdiye odaklanarak geleceği büyük ölçüde ihmâl ettiği, hatta bu ihmalin antropolojinin geleceğini de kuşkulu hâle getirdiği yönünde eleştiriler bir süredir daha yüksek sesle dillendiriliyor. Bu kitap, insanı ve kültürleri anlamada geleceğin ve gelecek bilincinin oynadığı role odaklanıyor. Aristoteles ve Augustinus'tan Husserl, Heidegger, Ricoeur, ve Schatzki'ye kadar uzanan bir düşünce geleneğinin ışığında, geleceğin bizim için hazırladıklarını ve bizim geleceğe hazırlanma tarzlarımızı ortaya koyarak, geleceği antropolojiye dâhil etmenin ve antropolojiyi geleceğe taşımanın koşullarını belirlemeyi amaçlıyor. İnsanı gündelik pratikleri içinde gelecekle, henüz olmamış olanla, “olandan başka”yla kurduğu ilişki üzerinden ele almanın, “yeni” ve geleceğe miras bırakılabilecek bir sosyal antropoloji geliştirmenin olanağını araştırıyor
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat