9786257391399
674939
https://www.sehadetkitap.com/urun/gel-sokak-sokaga-konusalim
Gel Sokak Sokağa Konuşalım
368.00
Şiir yazmak uçurumun ucunda durup, o uzak kuytuda, en dipte açmış zambağı kokusundan öpmek! Koparmadan, tek yaprağını ziyan etmeden!
Olası mıdır böyle bir şey? Düğüm, sır, gizem... Adına ne dersek diyelim bu sorunun içinde yanıtıyla birlikte saklıdır. Şair, saklılar bulucusu! Bulamazsa bile bulmaya ant içmiş bir arayıcı, bir yitikçi: İmkansız heveslerin ardına düşmüş! An olur düşer de uçurumlardan. Yara bere içinde kalır. Ölür de. Ama yeniden doğurur kendini ölümlerin rahminden. Can katmaya can atar sözcüklerin bedenine. O, hevesleriyle dallara hevenkler dizen bir bağbozum ustası! O, bütün kapılar yüzüne kapanan kovulmuş! O, kapı kırıcı! Paradoks mu söylediklerim? Olabilir! Çünkü şairin gıdasıdır kaotika. Uyumsuz bir asidir şair! Muhaliftir kendine bile. Ruhunun arketiplerinde kasırga, daima. Böyle olmasa, dinginliğin rahat kasırlarında uyusa, içinde bir magma fokurdayıp durmasa, kanamasa bütün vurulmuşların yerine, yerine koymaya mecali kalır mıydı hiç dökülen yaprağı dalına? Kapalı da olsa bütün kapıları dünyanın, açar o. Şair ki yıldız toplayıcı, gökkubenin gölgesinin düştüğü şu yeryüzünün bütün mahfillerinde, üstelik sözcüklerin parmak ucucuyla! Şair ki bir onarman, kendi kalbinden başka bütün kırıkları iyileştirmek kavgasında bir ahdci, uslanmaz bir düşbaz!.. Bir söz rençberinin elleriyle kapladığında yeryüzünü sevginin ekini, yıkılır kötülüğün çirkin kuleleri cümle çöllerde. Evet, öyle. Uğur Olgar şiiri de işte böylesi bir içgörü odağının ovalarından başaklarını büyütür, Akdeniz bereketinde.
İlhan Kemal
Şiir yazmak uçurumun ucunda durup, o uzak kuytuda, en dipte açmış zambağı kokusundan öpmek! Koparmadan, tek yaprağını ziyan etmeden!
Olası mıdır böyle bir şey? Düğüm, sır, gizem... Adına ne dersek diyelim bu sorunun içinde yanıtıyla birlikte saklıdır. Şair, saklılar bulucusu! Bulamazsa bile bulmaya ant içmiş bir arayıcı, bir yitikçi: İmkansız heveslerin ardına düşmüş! An olur düşer de uçurumlardan. Yara bere içinde kalır. Ölür de. Ama yeniden doğurur kendini ölümlerin rahminden. Can katmaya can atar sözcüklerin bedenine. O, hevesleriyle dallara hevenkler dizen bir bağbozum ustası! O, bütün kapılar yüzüne kapanan kovulmuş! O, kapı kırıcı! Paradoks mu söylediklerim? Olabilir! Çünkü şairin gıdasıdır kaotika. Uyumsuz bir asidir şair! Muhaliftir kendine bile. Ruhunun arketiplerinde kasırga, daima. Böyle olmasa, dinginliğin rahat kasırlarında uyusa, içinde bir magma fokurdayıp durmasa, kanamasa bütün vurulmuşların yerine, yerine koymaya mecali kalır mıydı hiç dökülen yaprağı dalına? Kapalı da olsa bütün kapıları dünyanın, açar o. Şair ki yıldız toplayıcı, gökkubenin gölgesinin düştüğü şu yeryüzünün bütün mahfillerinde, üstelik sözcüklerin parmak ucucuyla! Şair ki bir onarman, kendi kalbinden başka bütün kırıkları iyileştirmek kavgasında bir ahdci, uslanmaz bir düşbaz!.. Bir söz rençberinin elleriyle kapladığında yeryüzünü sevginin ekini, yıkılır kötülüğün çirkin kuleleri cümle çöllerde. Evet, öyle. Uğur Olgar şiiri de işte böylesi bir içgörü odağının ovalarından başaklarını büyütür, Akdeniz bereketinde.
İlhan Kemal
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.