9789753444149
379252
https://www.sehadetkitap.com/urun/filozofca-soylesiler-dusunceler
Filozofça; Söyleşiler Düşünceler
134.00
Marksistler açısından kutsal feodal inançların, metafizik ve teolojik dinsel tutumların panzehiri felsefedir; daha doğrusu bilimsel, felsefi, ideolojik ve örgütsel mücadeledir; baskı, şiddet ve terör değildir. Onlar açısından katı, mutlak ve dinsel tutumlar yaşamın gelişmesine, yaşam standartlarının yükselmesine, demokrasi bilincinin egemen hale gelmesine, insanın ve toplumun özgürleşmesine terstir. Bu yüzden Marks'ın dediği gibi halkın özgür ve mutlu olması için bütün dinlerin ortadan kaldırılmaları gerekir...
Locke'un tabii esas olarak Amerikan Devrimi ve Amerika anayasası fiiliyata uyguladı. Amerika'yı kuranlar, yeni A.B.D.'yi kuranlar büyük ölçüde Locke'un fikirleriyle hareket ediyorlardı. Çok ilginçtir, Amerikan bağımsızlık bildirisinde neredeyse Locke'un kitaplarından doğrudan alınmış cümleler vardır, birebir cümleler yani. ABD anayasasından sonra bütün modern anayasalara da bu fikirler girmiştir.
- Fatmagül Berktay-
Marks'ı klasik filozoflardan biri olarak görmemeli. Bunu Ballibar benim kitapta da andığı üzere iyi açıklıyor. Orada Ballibar Marks'ın felsefeye bir müdahale yaptığını söylüyor. Felsefi bir sistem oluşturmadığını ama felsefenin de yapılış tarzını değiştirdiğini söyledi, ki bend e bu kanaatteyim.
-Taner Timur-
17. yüzyılla birlikte bireyin ağırlığını duymaya başladık. Özellikle Descartes'in ortaya koyduğu ben kavramında bunu rahatça görüyoruz. Fransız devrimi ta... Stoa filozoflarının üstünde durduğu, ısrarla üstünde durduğu insanın ve ödevleri sorununu yaşama geçirmeye çalıştı.
-Afşar Timuçin-
Mehmet Akkaya 'yaşamboyu öğrenim' kavrayışıyla felsefe ile olan bağını sürdürüyor. Adı böyle konsun ya da konmasın, bir düşünme boyutu, bir bilgi alanıyla kurulan bağ, ömürboyu, yaşamboyu olduğunda verim de alınıyor. Burada sözü edilen verim ün, unvan, statü ya da başkaları değil; yaşanan ve diğer öznelerin ilgisine, değerlendirmesine açık kılınan içtenliğin, sonunda gelip dayandığı nokta. İşte Mehmet Akkaya tüm alçakgönüllülüğüyle tam burada duruyor. Tüm çalışmalarından dolayı kendisini kutluyor; yapıp ettiklerinin tümünü, gerek bir başarı öyküsünün anlamlı birer parçası olarak, bir direniş öyküsü olarak değerlendiriyorum.
-Betül Çotuksöken-
Marksistler açısından kutsal feodal inançların, metafizik ve teolojik dinsel tutumların panzehiri felsefedir; daha doğrusu bilimsel, felsefi, ideolojik ve örgütsel mücadeledir; baskı, şiddet ve terör değildir. Onlar açısından katı, mutlak ve dinsel tutumlar yaşamın gelişmesine, yaşam standartlarının yükselmesine, demokrasi bilincinin egemen hale gelmesine, insanın ve toplumun özgürleşmesine terstir. Bu yüzden Marks'ın dediği gibi halkın özgür ve mutlu olması için bütün dinlerin ortadan kaldırılmaları gerekir...
Locke'un tabii esas olarak Amerikan Devrimi ve Amerika anayasası fiiliyata uyguladı. Amerika'yı kuranlar, yeni A.B.D.'yi kuranlar büyük ölçüde Locke'un fikirleriyle hareket ediyorlardı. Çok ilginçtir, Amerikan bağımsızlık bildirisinde neredeyse Locke'un kitaplarından doğrudan alınmış cümleler vardır, birebir cümleler yani. ABD anayasasından sonra bütün modern anayasalara da bu fikirler girmiştir.
- Fatmagül Berktay-
Marks'ı klasik filozoflardan biri olarak görmemeli. Bunu Ballibar benim kitapta da andığı üzere iyi açıklıyor. Orada Ballibar Marks'ın felsefeye bir müdahale yaptığını söylüyor. Felsefi bir sistem oluşturmadığını ama felsefenin de yapılış tarzını değiştirdiğini söyledi, ki bend e bu kanaatteyim.
-Taner Timur-
17. yüzyılla birlikte bireyin ağırlığını duymaya başladık. Özellikle Descartes'in ortaya koyduğu ben kavramında bunu rahatça görüyoruz. Fransız devrimi ta... Stoa filozoflarının üstünde durduğu, ısrarla üstünde durduğu insanın ve ödevleri sorununu yaşama geçirmeye çalıştı.
-Afşar Timuçin-
Mehmet Akkaya 'yaşamboyu öğrenim' kavrayışıyla felsefe ile olan bağını sürdürüyor. Adı böyle konsun ya da konmasın, bir düşünme boyutu, bir bilgi alanıyla kurulan bağ, ömürboyu, yaşamboyu olduğunda verim de alınıyor. Burada sözü edilen verim ün, unvan, statü ya da başkaları değil; yaşanan ve diğer öznelerin ilgisine, değerlendirmesine açık kılınan içtenliğin, sonunda gelip dayandığı nokta. İşte Mehmet Akkaya tüm alçakgönüllülüğüyle tam burada duruyor. Tüm çalışmalarından dolayı kendisini kutluyor; yapıp ettiklerinin tümünü, gerek bir başarı öyküsünün anlamlı birer parçası olarak, bir direniş öyküsü olarak değerlendiriyorum.
-Betül Çotuksöken-
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.