Filozof Olarak Lenin

Stok Kodu:
9786257157643
Boyut:
160-230-
Sayfa Sayısı:
140
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-05-31
Çeviren:
İsmet Tekerek
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
210,00TL
134,40TL
Havale/EFT ile: 131,71TL
9786257157643
705024
Filozof Olarak Lenin
Filozof Olarak Lenin
134.40
Politzer'in Felsefenin Temel İlkeleri neredeyse tüm Marksistler tarafından bilinir ve okunmuştur. Bir zamanlar Marksist bir arkadaşım “felsefe ne değildir diye sorulacak olursa bu kitap örnek gösterilebilir” demişti. Katılıyorum. Neden Felsefenin Temel İlkeleri'yle söze başladım? Çünkü bir zamanlar felsefe de benim için böyle bir şeydi. Ama sonra “Akademi”de eğitim aldıktan sonra felsefenin böyle bir şey olmadığını anladım. Akademiye girmeden önce beynim Türkiye'de aslının suyunun suyu şeklinde zerk edilen materyalizmle (maddecilikle) yıkanmıştı. Ne mutlu bana ki Sokrates'le Aristoteles'le, Platon'la, Hegel'le, Kant'la, Spinoza'yla, Augustinus, Thomas Aquinas, Anselmus gibi azizlerle, “dışardan” Deleuze'le ve diğer pek çok ustayla tanıştım. Aziz Augustinus'a nazire yapacak olursak felsefenin ne olmadığını artık biliyorum. Ama felsefenin ne olduğunu hala bilmiyorum. Ne kadar filozof varsa bir o kadar da felsefe tanımı var, demiş Whitehead. Felsefe, Kant'ın öne sürdüğü gibi bir iddiayı akıl muhakemesinden geçirerek gerekçelendirmek mi? Hegel'in dediği gibi “genel”in düşüncesi mi? Jaspers'in “iddia ettiği” gibi “yolda olmak” mı? Deleuze'ün önerdiği gibi “kavram” mı? Ve daha niceleri…
Politzer'in Felsefenin Temel İlkeleri neredeyse tüm Marksistler tarafından bilinir ve okunmuştur. Bir zamanlar Marksist bir arkadaşım “felsefe ne değildir diye sorulacak olursa bu kitap örnek gösterilebilir” demişti. Katılıyorum. Neden Felsefenin Temel İlkeleri'yle söze başladım? Çünkü bir zamanlar felsefe de benim için böyle bir şeydi. Ama sonra “Akademi”de eğitim aldıktan sonra felsefenin böyle bir şey olmadığını anladım. Akademiye girmeden önce beynim Türkiye'de aslının suyunun suyu şeklinde zerk edilen materyalizmle (maddecilikle) yıkanmıştı. Ne mutlu bana ki Sokrates'le Aristoteles'le, Platon'la, Hegel'le, Kant'la, Spinoza'yla, Augustinus, Thomas Aquinas, Anselmus gibi azizlerle, “dışardan” Deleuze'le ve diğer pek çok ustayla tanıştım. Aziz Augustinus'a nazire yapacak olursak felsefenin ne olmadığını artık biliyorum. Ama felsefenin ne olduğunu hala bilmiyorum. Ne kadar filozof varsa bir o kadar da felsefe tanımı var, demiş Whitehead. Felsefe, Kant'ın öne sürdüğü gibi bir iddiayı akıl muhakemesinden geçirerek gerekçelendirmek mi? Hegel'in dediği gibi “genel”in düşüncesi mi? Jaspers'in “iddia ettiği” gibi “yolda olmak” mı? Deleuze'ün önerdiği gibi “kavram” mı? Ve daha niceleri…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat