9786052646151
726042
https://www.sehadetkitap.com/urun/feminizm-perspektifiyle-ureme-haklari
Feminizm Perspektifiyle Üreme Hakları
739.50
Tarihi süreç içerisinde, kadının ikincil konumda tutulması olgusu, biyolojik olarak üremenin kadın bedeninde vuku bulması bağlamında gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışma, bahse konu tutum göz önüne alınmak suretiyle kadın lehine bir bakış açısı ile kaleme alınmıştır. Çalışmanın kadın lehine temellendirilmesi meselesi ise feminizm perspektifi eliyle çözülmeye çalışılmıştır. Bilindiği üzere, feminizm ve üreme hakları pek çok konunun kesiştiği geniş bir çalışma alanına sahiptir. Çalışmada ön plana çıkarılan tutum özetle, üreme yetisi ve üreme yetisinin uzantısı olan çocuk bakımı görevinin kadın lehine dönüştürülmesi ile kadınları eşit ve özgür kılmak hedefleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu temel yaklaşım noktasından hareketle çalışmada, üreme ile feminizm olmak üzere, iki ana ekseni bir araya getirme çabası mevcut bulunmaktadır ki bu çaba aynı zamanda çalışmanın özgünlüğünü pekiştirmektedir. Öyle ki literatürde hem üreme hakları konusundaki monografik çalışmaların azlığı hem de feminizm bakış açısı ile üreme haklarını bir araya getiren, salt bu konuya özgülenmiş monografik çalışmanın eksikliği söz konusudur. Bu bakımdan çalışmanın söz konusu literatüre katkı sunabilmesi temenni edilmektedir.
Diğer taraftan üreme yetisinin hukuk mecrasında, insan hakları bağlamındaki görünümü olan üreme haklarının; kadın açısından, kadın lehine, kadının farklı fakat eşit şekilde var olabilmesi için kadını özgürleştirici bir yaklaşım ile ele alınması gereği özgürlükçü bakış açısı temelinde makul bir tercihtir. Üreme haklarına dair hukuki düzenlemelerin kadını olumlayıcı, özgürleştirici şekilde kadın lehine tasarımı bakımından kadınların üremeye dair kendi bedenleri üzerinde kontrol özgürlüğünü haiz olması gerekliliğinin göz önünde bulundurulması hem insan hakları hem de spesifik bir koruma alanı olan kadın hakları açısından sine qua non niteliktedir. Üreme haklarının evrensel/bölgesel düzeyde insan hakları koruma sistemleri dâhilinde kabulü iki insan hakları sözleşmesinde neticeye ulaşmış olsa da bu alandaki hak kazanım mücadelesi halen sürmektedir. Bu anlamda çalışma konusunun dinamik ve çok boyutlu yapısının, yazımı zorlaştırması yanı sıra çalışmaya özgünlük de kattığı söylenebilir.
Tarihi süreç içerisinde, kadının ikincil konumda tutulması olgusu, biyolojik olarak üremenin kadın bedeninde vuku bulması bağlamında gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışma, bahse konu tutum göz önüne alınmak suretiyle kadın lehine bir bakış açısı ile kaleme alınmıştır. Çalışmanın kadın lehine temellendirilmesi meselesi ise feminizm perspektifi eliyle çözülmeye çalışılmıştır. Bilindiği üzere, feminizm ve üreme hakları pek çok konunun kesiştiği geniş bir çalışma alanına sahiptir. Çalışmada ön plana çıkarılan tutum özetle, üreme yetisi ve üreme yetisinin uzantısı olan çocuk bakımı görevinin kadın lehine dönüştürülmesi ile kadınları eşit ve özgür kılmak hedefleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu temel yaklaşım noktasından hareketle çalışmada, üreme ile feminizm olmak üzere, iki ana ekseni bir araya getirme çabası mevcut bulunmaktadır ki bu çaba aynı zamanda çalışmanın özgünlüğünü pekiştirmektedir. Öyle ki literatürde hem üreme hakları konusundaki monografik çalışmaların azlığı hem de feminizm bakış açısı ile üreme haklarını bir araya getiren, salt bu konuya özgülenmiş monografik çalışmanın eksikliği söz konusudur. Bu bakımdan çalışmanın söz konusu literatüre katkı sunabilmesi temenni edilmektedir.
Diğer taraftan üreme yetisinin hukuk mecrasında, insan hakları bağlamındaki görünümü olan üreme haklarının; kadın açısından, kadın lehine, kadının farklı fakat eşit şekilde var olabilmesi için kadını özgürleştirici bir yaklaşım ile ele alınması gereği özgürlükçü bakış açısı temelinde makul bir tercihtir. Üreme haklarına dair hukuki düzenlemelerin kadını olumlayıcı, özgürleştirici şekilde kadın lehine tasarımı bakımından kadınların üremeye dair kendi bedenleri üzerinde kontrol özgürlüğünü haiz olması gerekliliğinin göz önünde bulundurulması hem insan hakları hem de spesifik bir koruma alanı olan kadın hakları açısından sine qua non niteliktedir. Üreme haklarının evrensel/bölgesel düzeyde insan hakları koruma sistemleri dâhilinde kabulü iki insan hakları sözleşmesinde neticeye ulaşmış olsa da bu alandaki hak kazanım mücadelesi halen sürmektedir. Bu anlamda çalışma konusunun dinamik ve çok boyutlu yapısının, yazımı zorlaştırması yanı sıra çalışmaya özgünlük de kattığı söylenebilir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.