9786052602041
486048
https://www.sehadetkitap.com/urun/felsefe-tarihi-2-cilt-platondan-ortacag-felsefesine
Felsefe Tarihi 2. Cilt; Platon'dan Ortaçağ Felsefesine
279.00
Tarihte (ve zamanda) düşüncenin hareketinin türlülüğü, çeşitliliği ve farklılığını
ayrımları aracılığıyla koyutlayan tasarımları, tek bir Düşüncenin kendini dağıtan,
çoklaştıran ve sonra toplayıp birleştiren hareketinin fenomenleri olarak görmek;
bu uzamsal ve zamansal hareketi Düşüncenin kendini inşası olarak kavramak;
eklektik ve zamanda ardarda gelen ya da uzamda yan yana duran düşüncelerin, bu
ardardalığı ya da yanyanalığı kuran dinamik bir form aracılığıyla görünüşe
geldiğini söylemek; Felsefe Tarihini düşüncenin, duyusallıktan, tikellikten,
öznellikten koparak kendi formunu kazanmasının ve Kavramının oluşmasının
tarihi olarak yapılandırmak; ve dehşetengiz genişlikteki bu projeyi -Felsefe
Tarihini Felsefenin tarihi haline getirmeyi- Tinin Fenomenoljisi ve Mantık
Bilimi'nde geliştirdiği kılı kırk yaran metodolojisini arkasına alarak
gerçekleştirmek; Sanırım Hegel'i, Aristoteles'i bile o zamana kadar anıldığı haliyle
aşarak, Filozof olarak ıralayan budur.
Birinci Cilt'te Felsefe Tarihi ve felsefenin Kavramının nasıl örtüştüğünü anlattığı
oldukça geniş bir metodolojik Giriş'ten sonra Çin ve Hint Felsefesinin tarihsel
motiflerine bakarak Thales'ten Platon'a kadar Düşüncenin belirlenimini sergiler.
İkinci Cilt ise Platon ve Aristoteles'e geniş bir yer ayırarak başlar ve Stoacılardan
Epikourosçulara ve Kuşkuculara doğru yol alarak Yeni Platoncularla
sonlanır. Düşünce tüm bu dolayımlarda Thales'ten Anaxagoras'a kadar Doğallıktan kopuşla beraber soyuttan kendini belirleyen düşünceye doğru yol alırken,
Sofistler, Sokrates ve Sokratesçiler'de öznellik ilkesinin oluşumunun belirli
basamaklarını sergiler; ve nihayet Platon ve Aristoteles'te İdeanın bütünleşmesine
doğru yükselen düşünce Platon'da sadece kendinde somut olsa da Aristoteles'te
ideal formunu bulmaya başlar ama dünyanın içeriği onun dışındadır.
Dogmatizmde dünyanın içeriği ile buluşan düşünce aynı kuvvette kuşkuculukta
tüm bu içeriğin yadsınması ile karşılaşır. Stoacılarda "içsel bir talep"in yeniden
ama bu sefer daha yüksek bir momentte öznelliği sergilediği yerde Yeni
Platoncular Hegel'e göre tinin doğasını tanımışlar ve onu somut biçimde Bir olarak
düşünmüşlerdir. Düşüncenin dışsallıkla da olsa kendi birliğine kavuştuğu bu
momentten sonra kendi özgürlüğüne doğru yol aldığı yeni uğraklar Orta Çağ ve
modern felsefe ile ortaya çıkacaktır ve onlar da artık Üçüncü Cild'in konusudur.
Tarihte (ve zamanda) düşüncenin hareketinin türlülüğü, çeşitliliği ve farklılığını
ayrımları aracılığıyla koyutlayan tasarımları, tek bir Düşüncenin kendini dağıtan,
çoklaştıran ve sonra toplayıp birleştiren hareketinin fenomenleri olarak görmek;
bu uzamsal ve zamansal hareketi Düşüncenin kendini inşası olarak kavramak;
eklektik ve zamanda ardarda gelen ya da uzamda yan yana duran düşüncelerin, bu
ardardalığı ya da yanyanalığı kuran dinamik bir form aracılığıyla görünüşe
geldiğini söylemek; Felsefe Tarihini düşüncenin, duyusallıktan, tikellikten,
öznellikten koparak kendi formunu kazanmasının ve Kavramının oluşmasının
tarihi olarak yapılandırmak; ve dehşetengiz genişlikteki bu projeyi -Felsefe
Tarihini Felsefenin tarihi haline getirmeyi- Tinin Fenomenoljisi ve Mantık
Bilimi'nde geliştirdiği kılı kırk yaran metodolojisini arkasına alarak
gerçekleştirmek; Sanırım Hegel'i, Aristoteles'i bile o zamana kadar anıldığı haliyle
aşarak, Filozof olarak ıralayan budur.
Birinci Cilt'te Felsefe Tarihi ve felsefenin Kavramının nasıl örtüştüğünü anlattığı
oldukça geniş bir metodolojik Giriş'ten sonra Çin ve Hint Felsefesinin tarihsel
motiflerine bakarak Thales'ten Platon'a kadar Düşüncenin belirlenimini sergiler.
İkinci Cilt ise Platon ve Aristoteles'e geniş bir yer ayırarak başlar ve Stoacılardan
Epikourosçulara ve Kuşkuculara doğru yol alarak Yeni Platoncularla
sonlanır. Düşünce tüm bu dolayımlarda Thales'ten Anaxagoras'a kadar Doğallıktan kopuşla beraber soyuttan kendini belirleyen düşünceye doğru yol alırken,
Sofistler, Sokrates ve Sokratesçiler'de öznellik ilkesinin oluşumunun belirli
basamaklarını sergiler; ve nihayet Platon ve Aristoteles'te İdeanın bütünleşmesine
doğru yükselen düşünce Platon'da sadece kendinde somut olsa da Aristoteles'te
ideal formunu bulmaya başlar ama dünyanın içeriği onun dışındadır.
Dogmatizmde dünyanın içeriği ile buluşan düşünce aynı kuvvette kuşkuculukta
tüm bu içeriğin yadsınması ile karşılaşır. Stoacılarda "içsel bir talep"in yeniden
ama bu sefer daha yüksek bir momentte öznelliği sergilediği yerde Yeni
Platoncular Hegel'e göre tinin doğasını tanımışlar ve onu somut biçimde Bir olarak
düşünmüşlerdir. Düşüncenin dışsallıkla da olsa kendi birliğine kavuştuğu bu
momentten sonra kendi özgürlüğüne doğru yol aldığı yeni uğraklar Orta Çağ ve
modern felsefe ile ortaya çıkacaktır ve onlar da artık Üçüncü Cild'in konusudur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.