Felsefe El Kitabı

Stok Kodu:
9789750816086
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
252
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
10
Basım Tarihi:
2021-02-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
200,00TL
128,00TL
Havale/EFT ile: 115,20TL
Aynı gün kargo
9789750816086
380141
Felsefe El Kitabı
Felsefe El Kitabı
128.00
Felsefe, yeni gerçeklere açık olan, onları irdeleyen ve eleştiren; her konuyu kökünden ele alarak aydınlığa kavuşturmak isteyen derinlemesine düşüncenin çabasıdır. Başka bir deyişle, varlığın tümü gibi, felsefenin bulguları ve açıklamaları da sürekli olarak ortaya çıkan, değişikliğe uğrayan, bir bölümü ortadan kalkan ve bir bölümü bir başka biçimde varlığını sürdüren şeylerdir. Ama bütün bu değişmenin altında, süregelen ve kalan bir şey de vardır. Bu kalan şey, son sözü söylediklerini ileri süren çeşitli felsefe sistemlerini yaratarak ilerleyen ve sürekli bir eleştiriyle, kendi kendini daha fazla açıklığa ve bilince kavuşturan insan düşüncesidir; bilgileri, yaratıları, umutları, özlemleri üzerinde sürekli olarak derinleşen insanoğlunun düşünsel çabasıdır. Tadımlık 1. Felsefe sözcüğünün kaynağı ve anlamı nedir? Felsefe sözcüğü, eski Yunancadan Arapçaya ve bu dilden Türkçeye geçmiştir. Sözcüğün Yunanca aslı philosophia dır ve iki ayrı sözcükten oluşur: Philia, sevgi anlamına gelir; sophia ise, bilgelik ya da genel olarak bilgi demektir. Öyleyse, philosophia, bilgi ve bilgelik sevgisi, aşkı anlamına geliyor. Philosophos (filozof) da, bilgeliği seven, bilgiyi arayan ve ona ulaşmak isteyen kişidir. Eski Yunanca sophia sözcüğünün, yalnızca kuru ve soyut bilgi anlamına değil, akıllıca davranmak, aşırılıklardan kaçınmak, kendine egemen olmak ve kötü durumlara göğüs germeyi bilmek anlamına geldiğini de özellikle belirtmeliyiz. Demek ki filozof, yaşamın anlamını bulmaya ve bu anlama uygun biçimde yaşamaya çalışan kimsedir. Felsefenin amacı da yalnızca kuramsal (teorik) bilgi elde etmek ve vermek değil, ama aynı zamanda, doğru davranışlarda bulunmamızı sağlamak, ahlaklı yaşamanın yollarını öğretmektir. Eski Yunan düşüncesi, bilgi ile bilgelik; bilmek ile yapmak (ahlak) arasında sıkı bir ilinti görüyordu. Sokrates, bundan ötürü, kimse, bilerek kötülük yapmaz diyordu. Demek ki felsefe sözcüğünü, başlangıçta taşıdığı anlam içinde ele alırsak, yalnızca bilmenin değil, ahlaka uygun ve mutlu bir yaşam sürmenin de söz konusu olduğunu; felsefe denince, sağlam bilgile edinme çabası kadar, doğru, ahlaklı ve mutlu yaşama çabasının da göz önünde tutulduğunu kavrarız.
Felsefe, yeni gerçeklere açık olan, onları irdeleyen ve eleştiren; her konuyu kökünden ele alarak aydınlığa kavuşturmak isteyen derinlemesine düşüncenin çabasıdır. Başka bir deyişle, varlığın tümü gibi, felsefenin bulguları ve açıklamaları da sürekli olarak ortaya çıkan, değişikliğe uğrayan, bir bölümü ortadan kalkan ve bir bölümü bir başka biçimde varlığını sürdüren şeylerdir. Ama bütün bu değişmenin altında, süregelen ve kalan bir şey de vardır. Bu kalan şey, son sözü söylediklerini ileri süren çeşitli felsefe sistemlerini yaratarak ilerleyen ve sürekli bir eleştiriyle, kendi kendini daha fazla açıklığa ve bilince kavuşturan insan düşüncesidir; bilgileri, yaratıları, umutları, özlemleri üzerinde sürekli olarak derinleşen insanoğlunun düşünsel çabasıdır. Tadımlık 1. Felsefe sözcüğünün kaynağı ve anlamı nedir? Felsefe sözcüğü, eski Yunancadan Arapçaya ve bu dilden Türkçeye geçmiştir. Sözcüğün Yunanca aslı philosophia dır ve iki ayrı sözcükten oluşur: Philia, sevgi anlamına gelir; sophia ise, bilgelik ya da genel olarak bilgi demektir. Öyleyse, philosophia, bilgi ve bilgelik sevgisi, aşkı anlamına geliyor. Philosophos (filozof) da, bilgeliği seven, bilgiyi arayan ve ona ulaşmak isteyen kişidir. Eski Yunanca sophia sözcüğünün, yalnızca kuru ve soyut bilgi anlamına değil, akıllıca davranmak, aşırılıklardan kaçınmak, kendine egemen olmak ve kötü durumlara göğüs germeyi bilmek anlamına geldiğini de özellikle belirtmeliyiz. Demek ki filozof, yaşamın anlamını bulmaya ve bu anlama uygun biçimde yaşamaya çalışan kimsedir. Felsefenin amacı da yalnızca kuramsal (teorik) bilgi elde etmek ve vermek değil, ama aynı zamanda, doğru davranışlarda bulunmamızı sağlamak, ahlaklı yaşamanın yollarını öğretmektir. Eski Yunan düşüncesi, bilgi ile bilgelik; bilmek ile yapmak (ahlak) arasında sıkı bir ilinti görüyordu. Sokrates, bundan ötürü, kimse, bilerek kötülük yapmaz diyordu. Demek ki felsefe sözcüğünü, başlangıçta taşıdığı anlam içinde ele alırsak, yalnızca bilmenin değil, ahlaka uygun ve mutlu bir yaşam sürmenin de söz konusu olduğunu; felsefe denince, sağlam bilgile edinme çabası kadar, doğru, ahlaklı ve mutlu yaşama çabasının da göz önünde tutulduğunu kavrarız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat