Felsefe, Din ve Te'vil; Faslu'l-makâl fî takrîr mâ beyne'ş-şerî‘a ve'l-hikme mine'l-ittisâl
Boyut:
165-240-0
Sayfa Sayısı:
138
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2019-11-06
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%33
indirimli
528,00TL
353,76TL
Havale/EFT ile:
346,68TL
9789752484405
488167
https://www.sehadetkitap.com/urun/felsefe-din-ve-tevil-faslul-makal-fi-takrir-ma-beynes-seri-a-vel-hikme-minel-ittisal
Felsefe, Din ve Te'vil; Faslu'l-makâl fî takrîr mâ beyne'ş-şerî‘a ve'l-hikme mine'l-ittisâl
353.76
İslam felsefesi geleneğinde din ile felsefe arasındaki ilişkinin mahiyetine dair tartışmaların tarihini, felsefî
etkinliğin İslam dünyasındaki başlangıç dönemlerine kadar geri götürmek mümkündür. İlk defa Kindî (ö.
252/866) tarafından ele alınan bu ilişki, çeşitli filozoflar tarafından farklı açılardan yorumlanmıştır. Nihayet
Gazzâlî (ö. 505/1111) bilhassa Tehâfütü'l-felâsife ve el-Munkız mine'd-dalâl ve'l-mufsıh bi'l-ahvâl adlı eserlerinde
bu sorunu felsefe ve filozoflara yönelik eleştirel bir yöntemle incelemiş ve bu inceleme neticesinde Fârâbî (ö.
339/950) ve İbn Sînâ (ö. 428/1037) gibi İslam dünyasında hâkim felsefî gelenek olan Meşşâîliğin büyük
temsilcilerini tekfîr etmiştir. Onun bu sert eleştirilerine felsefe cephesinden cevap ise Endülüs'teki İslam felsefe
geleneğinin son büyük temsilcisi olan İbn Rüşd'den (ö. 595/1198) gelmiştir. O bir yandan Aristoteles'in (ö. 322
MÖ) eserlerine farklı üslup ve hacimlerde şerhler yazarken, diğer yandan da Gazzâlî'nin eleştirileri ile bu
eleştirilerin Endülüs'teki yansımalarına cevap olmak üzere Faslu'l-makâl fî takrîri mâ beyne'ş-şerîʻa ve'l-hikme
mine'l-ittisâl ile el-Keşf an menâhici'l-edille fî akâidi'l-mille ve Tehâfütü Tehâfüti'l-felâsife adlı eserlerini kaleme
almıştır.
Elinizdeki çalışma, İbn Rüşd'ün fakîh kimliğiyle din karşısında felsefenin meşruiyetini, dinî bilgi ile felsefî bilgi
arasındaki uyumu ve dinî nasları yorumlamada felsefî/bilimsel bilginin değerini büyük bir vukûfiyetle ele aldığı
Faslu'l-makâl'in metin ve tercümesini içermektedir. Din-felsefe ilişkisini özel olarak ele alan ilk eser olma
özelliğine sahip olan Faslu'l-makâl'de ele alınan meseleleri derinleştirmeyi sağlamak üzere üç metne de ek olarak
yer verilmiştir: İbn Rüşd'ün Allah'ın tikelleri bilip bilmediği meselesini incelediği Damîme fi'l-ilmi'l-ilâhî'si (İlahî
Bilgi Konusunda Ek), el-Keşf'in sonunda te'vile konu olmaları açısından dinî naslara dair yaptığı beşli tasnifi
içeren kısım ve Faslu'l-makâl ve el-Keşf'te sitayişle bahsettiği Gazzâlî'nin Faysalü't-tefrika beyne'l-İslâm ve'z-
zendeka adlı eserindeki beşli varlık tasnifi ve te'vil aşamalarına dair bölüm.
İslam felsefesi geleneğinde din ile felsefe arasındaki ilişkinin mahiyetine dair tartışmaların tarihini, felsefî
etkinliğin İslam dünyasındaki başlangıç dönemlerine kadar geri götürmek mümkündür. İlk defa Kindî (ö.
252/866) tarafından ele alınan bu ilişki, çeşitli filozoflar tarafından farklı açılardan yorumlanmıştır. Nihayet
Gazzâlî (ö. 505/1111) bilhassa Tehâfütü'l-felâsife ve el-Munkız mine'd-dalâl ve'l-mufsıh bi'l-ahvâl adlı eserlerinde
bu sorunu felsefe ve filozoflara yönelik eleştirel bir yöntemle incelemiş ve bu inceleme neticesinde Fârâbî (ö.
339/950) ve İbn Sînâ (ö. 428/1037) gibi İslam dünyasında hâkim felsefî gelenek olan Meşşâîliğin büyük
temsilcilerini tekfîr etmiştir. Onun bu sert eleştirilerine felsefe cephesinden cevap ise Endülüs'teki İslam felsefe
geleneğinin son büyük temsilcisi olan İbn Rüşd'den (ö. 595/1198) gelmiştir. O bir yandan Aristoteles'in (ö. 322
MÖ) eserlerine farklı üslup ve hacimlerde şerhler yazarken, diğer yandan da Gazzâlî'nin eleştirileri ile bu
eleştirilerin Endülüs'teki yansımalarına cevap olmak üzere Faslu'l-makâl fî takrîri mâ beyne'ş-şerîʻa ve'l-hikme
mine'l-ittisâl ile el-Keşf an menâhici'l-edille fî akâidi'l-mille ve Tehâfütü Tehâfüti'l-felâsife adlı eserlerini kaleme
almıştır.
Elinizdeki çalışma, İbn Rüşd'ün fakîh kimliğiyle din karşısında felsefenin meşruiyetini, dinî bilgi ile felsefî bilgi
arasındaki uyumu ve dinî nasları yorumlamada felsefî/bilimsel bilginin değerini büyük bir vukûfiyetle ele aldığı
Faslu'l-makâl'in metin ve tercümesini içermektedir. Din-felsefe ilişkisini özel olarak ele alan ilk eser olma
özelliğine sahip olan Faslu'l-makâl'de ele alınan meseleleri derinleştirmeyi sağlamak üzere üç metne de ek olarak
yer verilmiştir: İbn Rüşd'ün Allah'ın tikelleri bilip bilmediği meselesini incelediği Damîme fi'l-ilmi'l-ilâhî'si (İlahî
Bilgi Konusunda Ek), el-Keşf'in sonunda te'vile konu olmaları açısından dinî naslara dair yaptığı beşli tasnifi
içeren kısım ve Faslu'l-makâl ve el-Keşf'te sitayişle bahsettiği Gazzâlî'nin Faysalü't-tefrika beyne'l-İslâm ve'z-
zendeka adlı eserindeki beşli varlık tasnifi ve te'vil aşamalarına dair bölüm.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.