Faşist Olmadan Yaşamak

Stok Kodu:
9786257816250
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-09-08
Çeviren:
Biray Anıl Birer
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
79,00TL
72,68TL
Havale/EFT ile: 65,41TL
9786257816250
534594
Faşist Olmadan Yaşamak
Faşist Olmadan Yaşamak
72.68
“FAŞİST OLMADAN YAŞAMAK” RAFLARDA YERİNİ ALDI “Ebedi faşizm”in en masum kisvelere bürünerek geri dönebileceğini söyleyen Umberto Eco'nun öngörüsünü tanık olduğumuz şeyler doğruluyor. Geçtiğimiz yüzyılda kalmış, geçip gitmiş bir tarihsel olay kabul edilen faşizm, yirmi birinci yüzyılda yeni maskeleriyle tekrar sahnede ve hayatımızın en korunaklı sandığımız kısımlarına kadar sızmış durumda. Bazen bireysel hak ve özgürlüklerimizi ihlal eden ve giderek yaygınlaşan otoriter devlet uygulamalarında, bazen de kâr hırsıyla doğayı talan eden ya da mahremiyetimizi ihlal ederek bizi “veri paketleri” haline getiren gözetim kapitalizminde tezahür ediyor. Eco aynı zamanda, “hepimizin görevinin neo-faşizmlerin maskesini düşürmek ve dünyanın her yerinde her gün ortaya çıkan yeni biçimlerinden her birine dikkat çekmek” olduğunu söylüyordu. Natasha Lennard, Esquire, New Inquiry gibi dergilerde yayımlanan siyasi analizlerinden oluşan bu kitapta tam da bunu yapıyor: Gündelik hayatımıza kadar sinmiş neo-faşizmin maskesini indiriyor! Bazen “Kişisel olan politiktir” savından yola çıkarak göç, intihar, akıl hastalığı, norm dışı cinsellik gibi deneyimlerini merkeze alarak gündelik hayatımızdaki mikro faşizmleri incelerken, bazen de –kendisinin de dahil olduğu– daha makro olayları (çevreci hareketler, Trump'ın başkan seçilme süreci ya da “Black Lives Matters” gibi ırk ayrımı karşıtı ayaklanmalar) inceliyor. Günümüzün en yakıcı toplumsal sorunlarını ele alan Lennard, şunun gibi bazı can alıcı sorular soruyor: Beyaz ırkın üstünlüğünü savunmak ifade özgürlüğü müdür? Neo-faşistlerle sadece “barışçıl” ve şiddet karşıtı protestolarla mücadele etmek mümkün mü? Medyada neden daha ziyade siyahilerin cesetlerine maruz kalırız?
“FAŞİST OLMADAN YAŞAMAK” RAFLARDA YERİNİ ALDI “Ebedi faşizm”in en masum kisvelere bürünerek geri dönebileceğini söyleyen Umberto Eco'nun öngörüsünü tanık olduğumuz şeyler doğruluyor. Geçtiğimiz yüzyılda kalmış, geçip gitmiş bir tarihsel olay kabul edilen faşizm, yirmi birinci yüzyılda yeni maskeleriyle tekrar sahnede ve hayatımızın en korunaklı sandığımız kısımlarına kadar sızmış durumda. Bazen bireysel hak ve özgürlüklerimizi ihlal eden ve giderek yaygınlaşan otoriter devlet uygulamalarında, bazen de kâr hırsıyla doğayı talan eden ya da mahremiyetimizi ihlal ederek bizi “veri paketleri” haline getiren gözetim kapitalizminde tezahür ediyor. Eco aynı zamanda, “hepimizin görevinin neo-faşizmlerin maskesini düşürmek ve dünyanın her yerinde her gün ortaya çıkan yeni biçimlerinden her birine dikkat çekmek” olduğunu söylüyordu. Natasha Lennard, Esquire, New Inquiry gibi dergilerde yayımlanan siyasi analizlerinden oluşan bu kitapta tam da bunu yapıyor: Gündelik hayatımıza kadar sinmiş neo-faşizmin maskesini indiriyor! Bazen “Kişisel olan politiktir” savından yola çıkarak göç, intihar, akıl hastalığı, norm dışı cinsellik gibi deneyimlerini merkeze alarak gündelik hayatımızdaki mikro faşizmleri incelerken, bazen de –kendisinin de dahil olduğu– daha makro olayları (çevreci hareketler, Trump'ın başkan seçilme süreci ya da “Black Lives Matters” gibi ırk ayrımı karşıtı ayaklanmalar) inceliyor. Günümüzün en yakıcı toplumsal sorunlarını ele alan Lennard, şunun gibi bazı can alıcı sorular soruyor: Beyaz ırkın üstünlüğünü savunmak ifade özgürlüğü müdür? Neo-faşistlerle sadece “barışçıl” ve şiddet karşıtı protestolarla mücadele etmek mümkün mü? Medyada neden daha ziyade siyahilerin cesetlerine maruz kalırız?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat